Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gençlerle iftarda bir araya geldi. Erdoğan, iftar sonrası açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Samsun'a gitmeden önce gençlerle iftar yapalım bu iftarın yanında bir de sohbet yapalım istedim. Bu salon çok anlamlı bir salon. Bu salonda geçmişte büyüklerimiz, Osmanlı senede iki kez uluslararası çok büyük toplantıları yaparlarmış. Ben de bu göreve geldikten sonra yine uluslararası bazı müstesna toplantıları bu salonda yapıyorum. Her toplantıya da açık değil. Görüldüğü gibi çok farklı bir özelliğe de sahip.
İstanbul sıradan bir yer değil.
Biz her şeyden önce böyle bir netice karşısında itirazlar olabilir, bunlar siyasette seçime girenlerin sandığa müracaat edenlerin en doğal hakkıdır. Bu itiraz mercii neredir? İlçe seçim kurullarıdır, il seçim kurullarıdır. Daha üst mercii YSK'dır. YSK kararını verdikten sonra da artık diyeceksiniz ki şeriatın kestiği parmak acımaz ve işi bitireceksiniz. Şu andaki süreç ne yazık ki böyle gitmiyor. 29 binden 13 bine oy düşüyor. Şimdi buradan buraya oylar düşüyorsa bu ne demektir burada bir kaçak var.
Şaibe çok çok büyük. İtirazlarımız yapıldı, bütün delilleriyle itirazlar yapıldı. YSK itirazlardan sonra iptaline karar verdi.
YSK kararını verdi beklenen o ki pazartesi de gerekçeli karar açıklanacak. Süreç başlamış vaziyette. 23 Haziran'da bu arada tabii bir de 2 Haziran seçimleri var biliyorsunuz değişik ilçelerde. Şimdi buralarda yapılan seçimlerde de bizim aleyhimize olanlar var. Verilen karara herkes uydu. CHP'ye ne oluyor ki uymuyor.
İstanbullu hemşehrilerim gereğini sandıkta yapacaktır.
4 pusulanın Büyükşehir olayı ne yapar, tümünü kapsar. İl dediğimiz zaman ilçeyi kapsıyor. İlçelere yapılan itirazla Büyükşehir'e yapılan itiraz aynı ağırlıkta değil. Büyükşehir olayı 39 ilçeyi kapsıyor. 39 ilçenin de bir tesir alanı var.
BEDELLİ ASKERLİK VE YENİ ASKERLİK SİSTEMİ
Öncelikle yeni askerlik sistemiyle alakalı olarak tabii burada 4 hatta 5 ana başlık var. Bunlardan bir tanesi TSK'nın ihtiyacı. İkincisi öngörülebilir oluşu. Üçüncüsü süreklilik. 4. eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı. Bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik konusunda yıllarca çok ciddi birikimler, yurt dışında olanlar bizim durumumuz ne olacak sorusunu soruyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Kabul edenler oldu. Daha sonra bir düşüş söz konusu oldu ve bu düşüşle de birlikte attığımız bazı adımlar oldu. Düşürülen ücretle de bedelli kabul görmeye başladı.
Yeni askerlik sistemiyle alakalı olarak burada dört hatta beş ana başlık var. Bir tanesi TSK'nın ihtiyacı. İkincisi öngörülebilir oluşu. Üçüncüsü süreklilik. Dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı. Beşincisi eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılması. Bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik noktasında yıllarca çok ciddi birikimler, yurt dışında olanların 'Bizim durumumuz ne olacak?' gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Kabul edenler oldu. Gelip askerliklerini yaptılar. Daha sonra düşüş sözkonusu oldu. Attığımız bazı adımlar oldu. Son dönemde geldiğimiz noktada ise bu ücret bedellide çok ciddi manada düşürüldü ve şu anda kabul görmeye başladı. Bir defa yükümlü erbaş ve erler var. Yedek astsubaylık var. Bir de yedek subaylık var. Bunlar bu dönemin farklı özellikleri. Yedek subaylıkta mâlum alışılmış olan süreç devam ediyor. Asıl önemli olan bu yedek astsubaylık. Burada istihdamda şu anda meslek yüksek okulları görev alabilecekler. Aynı şekilde yükümlü erbaş er burada da belli bir ücret ödeniyor. Bu belli ücretlerin ödenmesi de onların en azından süreç içerisinde maişetini temin, evliyse evine buradan belli bedeli aktarma imkanını da sağlayacak. Bütün bunlarla beraber aslolan bizim için de gerçekten önemli olan şu, mesela şimdi 5 ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık ödeniyor. O 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor. Bunun öncesinde 1 ay temel eğitimden geçiyor. Bir diğeri aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı. Ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Burada da isterse terhis olur, 'yok devam edeceğim' derken devam etme şansı var. Buradan astsubaylığa, oradan subaylığa geçebilir. Gerçekten başarıyla verirse burada şaşıracaksınız, generalliğe kadar gidebilir.
SEVİNÇTEN KEPİ FIRLATTIM
Ben yedeksubay olarak kuramızı çektik. Hasdal'ı çektik. Biraz aşağısında benim çalıştığım fabrika vardı. Geri kalan 16 ay yedeksubaylık yaptım. Evim Kasımpaşa, yer Hasdal. Yarım saatte Hasdal'a gidiyorum. Hatta albay dedi ki, 'Ya sen niye sevinmiyorsun?' dedi, 'Hasdal neresi komutanım' dedim, 'Oğlum' dedi, 'Kağıthane'nin üstü' O zaman sevinçten kepi fırlattık tabi. Yedek subaylıkta isterse yine terhis, isterse subaylığa geçebiliyor. Oradan da subaylık, başarılı olması, imtihanları vermesi halinde generalliğe kadar oradan da gidebilir. Onların şansı diğerlerine göre çok daha fazla.
HAYVAN HAKLARIYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEME MECLİS'E GELECEK
Şu anda Meclis yeni açıldı. Bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla ilgili çalışmalarımız belli bir yere geldi. Belediyelerin bu alanda yapacakları birçok çalışmalar olduğu gibi devlet olarak yasal düzenlemelerle birlikte getireceğimiz bazı uygulamalar olacak. Bu işin iki boyutu var. Gerçekten hayvanlara yapılan bu vahşice muamele, bir de kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde Allah göstermesin çocuklarımızın üzerine saldırıp bazı yerlerde parçaladıklarını görüyoruz. Yapılacak olan hazırlık çok hassas. Hem bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü arttırması lazım. Bırakalım, salıverelim olmaz. Onun için de dünyadaki uygulamaları arkadaşlarımız çalıştılar. Büyük oğlumun bir köpeği var, çukosu var. Eğleniriz, oynarız. Evde oğlum olsun, gelinim olsun tüm aile onu ailenin mensubu olarak görürler. Bana hediye edilen köpekler var. Dünürümle bir yerimiz var, orada 15-16 tane var. Mesela iki tane Japon var ki, geçen bir tanesinin gözüne hastalık sadır olmuş. Hakikaten görünce duygulandım. Öbüründe herhangi bir şey yok. Bunlar çok da sevimli.
Bu soru çok çok güzel. Burada bana muhabbeti olan da var, olmayan da var. Samsun öncesinde bugüne kadar gençliğe bir şey yapılmış değil. Bugün Dolmabahçe Salonu'nda biraraya geldiysek bu bir sinyaldir, işaret fişeğidir. Derdimiz şudur, bu ülkede inancında, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun, kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez.
BENİM IĞDIRLI GENCİMİN AYAĞINA ÜNİVERSİTE GELSİN DEDİK
Biz bu milletin efendisi değiliz, hizmetkârıyız. Özgürlükler noktasında bu kardeşiniz iktidar olduğu ana kadar, Güneydoğu'da Doğu'da Kürtçe tabela göremezdiniz. Biz geldikten sonra orada Kürtçe tabela, bunun yanında cezaevinde oğluyla Kürtçe konuşamazdılar, Kürtçe konuşur hale geldiler. Temel hak ve özgürlükler konusunda kimsenin önünü kesmedik, kesmeyiz, kesilmesine müsaade etmeyiz. Terör konusunda hassasız, o başka bir şey. Örneğin 76 üniversitemiz vardı, şu anda 206 üniversite vardı. 81 vilayetimizin 81'inde üniversite var, hiçbir ayrım yok. İlim 81 vilayetimin tamamına ulaşsın dedim. Iğdır'dan, Hakkari'den gencim kalkıp da İstanbul'a gelmesin, onun ayağına üniversite gelsin. Hastanelerimiz illlerde değil ilçelere varıncaya kadar var. İnanıyorum ki, bu her geçen gün çok daha başarılı bir şekilde uygulama alanı bulacak. Böylece çok daha huzurlu günleri hep birlikte inşallah yaşamış olacağız.
19 GÜN HAVA ATTINIZ NEDEN YAPMADINIZ?
19 gün İstanbul'da belediye başkanı olduk diye hava attınız. 19 gün hava attınız neden bu indirimi yapmadınız? Hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. Bu da FETÖ örgütünün uygulamalarıdır. Beyefendi Samanyolu'nda çalıştığı için oradan biliyor veri kontrolüdür. Talimatı verilen yerler var. Getirseydin Meclise, suyu da çıkarsaydın. Biz 65 yaş üstüne biz belli saatlere kadar ücretsiz paso uygulaması yaptık, benim belediye başkanlığım döneminde. Dini bayramlarda köprüler, otoyollar ücretsizdir. Tereciye tere satıyorlar. Tüm İstanbullular için, öğrencilerimiz için hayırlı olsun.
Fizyoterapist noktasında gerçekten ihtiyaç var. Biz bu ihtiyacı bakanımla görüştük.Yeteri derecede bizim fizyoterapist alma noktasında kadro tesisini kuracağız. Fizyoterapist bak, geç, masaj yap gönder olmaz. İşin hakkını vermemiz lazım, bu da en az 45 dakikanı alır. İnşallah bunun kapılarını daha da açarak arz talep dengesini kuracağız. Fizyoterapistlerin açıkta kalacağına inanmıyorum. Onlar çok iş bulur.
2023'E KADAR ÇOK DAHA FARKLI ŞEY YOLUNA GİRECEK
Sistem değişikliği kolay bir olay değil. On yılların getirdiği sistemi herkesin de talebi olmasına rağmen değiştiremiyorlar ama siz bunu değiştirmenin kararlılığında adım atıyorsunuz. Rahmetli Demirel, Türkeş, Erbakan hep bu sistemi değiştirmek, Başkanlık sisteminde hep vaadleri olmuş ama başaramamışlar. Ben belediye başkanlığımdan itibaren Başkanlık sistemini hep ifade etmişimdir. En sonunda bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve onunla bilikte bu adımı atalım dedik. Sonunda adım atıldı ve Başkanlık sistemine geçtik. Türkiye'de beklentiler çoğaldı. Bir anda hepsinin olması mümkün değil. Şu anda birçok şey oluyor. Süreç giderken bazı şeyler yanlışlar ortaya çıkıyor. Bunları da yolu yürürken görüyorsunuz. Düzeltme yoluna gidiyorsunuz. Bazen mevzuat değişikliği bazen yasal düzenlemelerdir. Sayısal olarak anayasa değişikliğine sahip değilseniz maalesef o düzenlemeyi yapamıyorsunuz. Şimdi Cumhurbaşkanı ve Başkan kanun yapar mı? Bunu ana muhalefetin başındaki zat dahi bilmiyor. Benim bir defa kanun yapma yetkim yok. Cumhurbaşkanının sadece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yapma yetkisi var. Bu kararnamenin de Anayasaya ters olmaması lazım. Hakkında kanun çıkarılmışsa o konuda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkaramazsınız. Öyle istediğim gibi kararname çıkarırım, yok böyle bir şey. Sadece bütçe kanununda düzenleme yapabiliriz. 2023'e kadar çok şey çok daha farklı şekilde yoluna girecek.
OYUNLARI BOZULACAK
Son seçim öncesinde dikkat ederseniz batı ülkemize kur faiz enflasyon üzerinden çok ciddi baskılar uygulamaya kalktı. Tabii enflasyonda bir tırmanış söz konusu oldu. Ondan sonra faizle bu devam etti. Samimi olarak şunu söyleyeyim faiz konusunda hassasiyetlerim var. Faizde biz iyi değiliz. Ama enflasyon yavaş yavaş inişe geçmiş vaziyette. Kur şu anda sendeliyor, beklentileri çok daha yüksekti. Seçimleri atlattıktan sonra bunların oyunları bozulacak.
23 Haziran'da bir belediye seçimine gidiyoruz. Dünya bunu nasıl nitelemeye kalkıyor? Sanki bu ülkede bir başkanlık seçimi var 23 Haziran'da veya 31 Mart'ta Erdoğan gidecek. Erdoğan yine yerinde. AK Parti yine yerinde Milli Eğitim Bakanı açıklama yaptı eğitim reformuyla alakalı. 2023 hedefi gözüküyor. Biz bu neticeleri almaya başlayacağız diyor. Bu bir ufuktur. Şimdi biz 2023'e kadar Türkiye'de neler yapacağız bunları konuşuyoruz. Bizim şu an önümüz açık. 23 Haziran'da İstanbul'da maalesef oyların çalınması üzerine yapılan bir yenilenme seçimi var. Yapacağımız bu seçim sonucunda şunu özellikle temenni ediyorum ben diyorum ki bu seçim neticesinde benim halkım benim vatandaşım daha güzel bir neticenin olması için oylar yerini bulacak diyecek.
BİR HOCAM NECİP FAZIL'I TAVSİYE ETTİ
Daha oturmuş kendimize has bir eğitim öğretim sistemi. İnşallah sürekli değişen değil, oturmuş, yerli ve milli bir eğitim öğretim sistemiyle geleceğe ve ders adetlerine boğulan bir sistem değil. Ders adetlerinde sınıflar yükseldikçe azalan ve az dersle çok şeyi veren öğrenci de mezun olduğunda o işin hamallığını değil o işi hazmetmiş, sindirmiş öğrenciler olarak yetişmek. Benim başucu kitabım öğrencilik yıllarımda, Allah rahmet etsin bir hocam 'Oğlum başucu kitabınız Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ı olsun' derdi. Bir hocam da Necip Fazıl'ın İdeolocya Örgüsü'ydü. Şairlerimizin eserleriyle haşır neşir olurdum. Şu anda hayatta Sezai Karakoç, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerini okurdum. Roman olarak ilk İnce Memed'dir. Çok akıcı bir üslubu vardır. Safahat İstiklal şairimizin de eseri olduğu için onda adeta ruh dünyamın zenginleştiğini gördüm. Üstadın gerek İdeolocya Örgüsü, Çile'de olsun okudum, hayatımızın çerçevesini çizdim.
Varolan üniversitelerimizin kalitesinin yanında acaba o üniversitelere Ağrı, Iğdır, Kars'tan bu çocuğu gönderebilecek mali imkana anneler,babalar sahip mi? Yok. Ama biz üniversiteyi onların ayağına gönderdik. Oradaki üniversiteyi kazanan gencim, Ankara'ya, İstanbul'a nasıl gideceğini düşünmeyecek. Önce şehrinin üniversitesini yazacak. Biz işi kolay kıldık. Bundan sonraki safha da sizin dediğiniz safhadır. Burada illere göre, öğretim üyelerinde yurt dışından geri dönüş başladı. Bizim burslu hocalarımız var. Bir de yard.doç'luğu kaldırdık. Kariyer yapma noktasında doktoradan sonra doçentlik ve profesörlük olayıyla kariyer öğrenciye itimat telkin ediyor.
YSK DAVA AÇMALIDIR
Benim yaşadığımla uzaktan yakından alakası yok. Tercihli sistem vardı. Milletvekili olduğum halde milletvekilliğini kendi partimden olan kişi itiraz ederek YSK vasıtasıyla benden milletvekilliğini aldı. Kimdi? Benim ilçe başkanımdı. Ben o zaman il başkanıydım. Bizde olanda hayır vardır dedik. Sineye çektik. 1994'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı geldi. Oradaki olayla bunun arasında dağlar kadar fark var. Farklı siyasi parti ve görüşte olanlar itirazını yapıyor. En doğal hakkımız itiraz. Bunu yasalar veriyor size. Belçika'da aynı şey yapılıyor, orada yapıldığında kabul görüyor, seçimin yenilenmesine karar veriliyor. Avusturya'da seçimin yenilenmesine karar verililiyor. Amerika'da Trump, Bayan Clinton'dan 3 milyon az oy aldığı halde seçim kazanıyor. Niye, seçim sistemi onu getiriyor. Bakıyorsunuz YSK mensuplarına çete diyor. Anayasamızın 138. maddesinde bırakın çete demeyi ima dahi edemezsiniz diyor. Maalesef YSK'nın mensupları bunlara karşı dava açmadılar. Bana göre açmaları lazım. Bir yargı mensubuna hakaret edemezsin. Bundan sonraki süreci nasıl götürecekler. Bu kabadayılık yapılacak yer değil. Sandık orada, gidilir, en büyük hakem millettir. Millet ne derse doğru olan odur.
SANATÇI SANATIYLA KONUŞMALI
Sanatçı sanatıyla aslında konuşmalı. Sanatçı sanatıyla siyaset yapmalı. Sanatçı kalkıp da sanatını veya bulduğu o muhabbeti, sevgiyi karşı siyasi anlayışa tavır olarak genelleştirirse, bu ülkede birliğe beraberliğe katkıda bulunmaz. O zaman bu sıkıntıların kaynağı olur.
Haliç Kongre Merkezi'nde birisi çıkıp bu sloganı atıyor. Bir kere burası Haliç Kongre Merkezi. Oranın temelini atan benim. Oranın olduğu yer eskiden mezbahaneydi o bina. Sakatatın işlendiği bir yerdi orası. Kültür Bakanım ile Binali Bey pazar günü yapılacak olan operayı izlemeye geliyorlar. Geldiklerinde bu slogan atılmaya başlanıyor. Başlandığı andan itibaren bile Binali Bey dönüp onları alkışlıyor.
S-400'DE GERİ ADIM SÖZ KONUSU DEĞİL
S-400 anlaşmasından geri adım söz konusu değil, o iş bitti. Anlaşmamız temmuz itibariyle S-400'lerin bize teslimiydi. Bunu belki de öne çekecekler. S-400 bir savunma sistemidir. Taarruz sistemi değildir. Size herhangi bir taarruz varsa, S-400 hemen devreye girer ve sizi savunmaya alır. Güçlü bir menzili vardır. Bu noktada ödeme planları itibariyle Rusya Federasyonu bunu çok uygun şartlarda vermiştir. S-400'den sonra bir de S-500 söz konusu. S-500'de de ortak üretim söz konusu olacak. S-400'te de bir ortak üretim söz konusu olacak. ABD diyor ki "Sizin bizden alacağınız F-35 uçaklarına uyumlu değil.' diyor. Öyle bir şey teknik olarak da söz konusu değil. Biz bunun teknik çalışmalarını yaptık, böyle bir şey yok.
ER YA DA GEÇ F-35'LERİ ALACAĞIZ
Biz sizden Patriotları Obama döneminde istedik dedim. Obama bize 'kongre müsaade etmiyor' dedi. Sayın Trump'a 'Bu işin önünü kesen sayın Obama oldu' dedik. Sen kongreden çıkartabiliyorsan biz patriotta alalım. Hem S-400'müz hem patriotumuz olsun. F-35'te ise 5 taneyi bizim generalimize ve pilotlarımıza teslim ettiler. Amerika'da şu anda onlar. Simülatörleri teslim etmediler. Aparatlar buraya gelmedikten sonra 7 milyar dolarlık oraya parça üretimimiz var. Ben biraz bize naz yapıyorlar, orta sahada top çeviriyorlar ama bu işin olmayacağı noktasında değilim, er ya da geç F-35'leri teslim alacağız, aparatları da teslim alacağız. S-400'lerde inşallah ülkemize gelecek.
Ruh sağlığı çalışanları ile ilgili meslek yasası oluşturmaya çalışılıyor.
İHA'yı ve SİHA'yı Türkiye ürettikten sonra bizim terörle mücadelemiz katladı. Öyle bir noktaya geldik ki, biz SİHA'yı, İHA'yı ihraç eder hale geldik. Hele şimdi daha da öteye geçiyoruz, SİHA'nın balinasını üretiyoruz. Bu felaket bir şey. Balinanın her iki tarafına 1.5 ton ağırlıkta bombalar yerleşiyor, toplam ağırlığı 5 ton. Kalkıyor ve gereğini yapıyor.
Şu anda Suriye'de gerekli cevapları veriyoruz.
Şu anda bir çalışma olduğunu biliyorum ama hangi safhada olduğunu bilmiyorum. ASTEP'le ilgili 4 bin kişinin alımı konusunu Zehra Hanım'la içeride bir görüşün bakalım ne safhada.
Devlet tarafından girişimcilere destekler var. Cumhurbaşkanı Yatırım Ofisi yeni kuruldu. Bir ada konuşulmuştu.
Devlet üniversitelerin aldıkları teşvikler daha fazladır, özel üniversitelerin o kadar değildir. Bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla irtibata girerseniz. Ayrıca ciddi destekler var. Mustafa Varank Bey'le irtibat kurmanızda ciddi fayda var.
MUHALEFET ETMEK İÇİN MUHALEFET EDİLMEZ
Batı dünyasında diyelim ki iktidar bir şey getirdi. Muhalefet enine boyuna inceler, hakikaten ülke için faydalı ise, millet için faydalı ise kalkarlar desteklerler. Bizde şu beyaz, muhalefet ona siyah der. Ya beyaz be! Hayır siyah. Muhalefet anlayışı bu olursa bundan ülke, millet zarar görür. Muhalefet etmek için muhalefet edilmez. Mesela Anayasa Mahkemesi'ne sürekli yasaları götürürlerdi. Çoğunda mahkeme iade ederdi. Böyle bir şey olmaz ki. Yaptığın iş doğru olsun, iktidar da senden istifade etsin. Demokrasilerde hakikaten samimi, dürüst muhalefet ülkeye güç katar. Ama o samimi olmazsa, art niyetli olursa bugün olduğu gibi o da kan kaybettirir. Temenni ediyorum ki, bunları aşarız.
KATI ATIKTAN ÇOK CİDDİ BİR KOMPOST GÜBRE ÜRETEBİLİRİZ
Bizim hanım sıfır atık konusunda Türkiye'de bir çalışmayı başlattı ve götürüyor. Devletin tüm kurumlarında sıfır atıkla ilgili geri dönüşüm noktası dahil oraya kadar bu işin üzerine gidiyoruz. Metaller ayrı yerlerde, kagıtlar organik, inorganik ayrı ayrı yerlerde depolanmak suretiyle nasıl istifa edebiliriz üstüne gidiliyor. Bu on yıllardır yapılmayan işlerdi. Bunu iyi değerlendirdiğimiz zaman, mesela organiklerde kompost gübreyi üretebiliriz. Tarımda çok ciddi bir açığı kapatırız. Hani diyoruz ya doğal ürün. Yeri gelecek tıp dünyası da sağlık dünyası da ne neyi tetikliyor bunun adını koyacaklar. Ben diyorum ki, kanser vakalarında gübreleme dediğimiz olayda, doğal gübre değil, belki de bu sağlıksız besin, bunlardan dolayı maalesef bedelini asrın vebası olarak görüyorum bununla ödüyoruz.
DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR
Çin şu anda dünyadaki üç önemli ülkeden bir tanesi. Amerika, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya. Tabii Amerika'nın son zamanlarda Çin Halk Cumhuriyeti'yle sürtüşmeye girmiş olması Çin'in de karşı bir hücuma geçmesine neden oldu. Aynı şekilde Rusya ile olan bu karşılıklı ataklar yaptırımlar vesaire. Siyaseten Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti aynı siyasi tercihlerde aynı yeri paylaşıyorlar diyebilirim. BM Güvenlik Konseyi'nde Amerika, İngiltere, Fransa bir blokta yer alıyorsa genelde Çin'le, Rusya aynı blokta yer alıyor. Bu bir yerde de denge unsuru olmaları bakımından da önem arz ediyor. BM'deki 186 ülkenin onlar üzerindeki tesiri çok fazla olmuyor. Geçici üyelerin daimi üyelerin üzerinde bir tesiri yok. Sadece bir marka. Geçici üye, bu kadar. Her şey o 5 tane üyenin dudağı arasında. Onun için dünya 5'ten büyüktür diyorum, benim tezim de bu. Bunu yaygınlaştırmamız gerekiyor. Oturup ikili toplantılarda kimse aksini savunmuyor. Doğru ama, diyorlar. Bu 'ama' çok tehlikeli bir kelime, bundan sıyrılmamız lazım. Suriye'de, İdlib'de olanlar. Yüzlerce, binlerce kişi ölüyor. 3 milyon 600 bin kişi bizde. Ana muhalefetin başındaki zat 'Ben bunları kovarım' diyor bir belediye başkanı 'Ben bunları burada yedirmem, içirmem' diyor. Allah göstermesin bizim başımıza gelse, herkes bize kapısını kapasa halimiz nice olur.
ARAPÇA BM'DE KONUŞMA DİLİ BE CAHİL
Bu Avrupa Birliği bu Batı dürüst değil. Bu millet başka. 'Ben diyor bu Arap harflerini burada görmeyeceğim' diyor. Bu terbiyesizlik! Senin görmek istemediğin Arap harfleri BM'de konuşma dili olarak kullanılıyor be cahil! Biz orada konuşma dili olarak kullanılmıyoruz. Arapça şu anda uluslararası literatürde yerini almış. Sen bakkalın üzerinden o tabelayı kaldırsan ne olur, kaldırmasan ne olur? Önemli olan insanlık. O Ege'de, Akdeniz'de bu yavrular o denizlerden kurtarıldığı zaman bunun Allah katında karşılığı nedir, ne değildir, biz buna bakacağız. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Bizim kavramımızda iki kavram çok önemlidir. Muhacir ve Ensar. Benim peygamberim muhacirdir, Medine ensaRdır. Ana muhalefetinin başındaki zat ne demiş bizi bağlamaz. Türk İslam medeniyetinin tarihinde bu var.
BEYİN GÖÇÜ MİNİMİZE OLMUŞTUR
Şimdi şaşırdım. Sizin söylediğiniz 10-15 sene önce olabilirdi. Şu anda biz Batı'nın ilmini alma noktasında taleplerimiz vardır ama beyin göçü minimize olmuştur. Şimdi tam aksine geri göç başlamıştır. Gerek üniversitelerimize gerekse sağlıkta hastanelerde bunları almaya başladık. Şu anda Avrupa'dan bizim hastanelerimize gelen hastalar var. İskandinav ülkelerinden, Hollanda'dan bize şu anda hasta geriyor. Gerek hastanelerimizin kalitesi, doktorlarımızın nitelikleri sebebiyle bir dönüş var. Ciddi manada bir hasta noktasında hamdolsun sağlık turizminde faaliyetimiz her geçen gün artıyor. Sizin dediğinize şöyle yaklaşacağım, biz yurtdışına kariyer için öğrenci gönderiyoruz. Bunları biz devlet olarak yapıyoruz. Bununla onu birbirine karıştırmazsak iyi olur diye düşünüyorum. S-400'de ortak üretim için 100 mühendisimizi oraya gönderdik. Nükleer enerjiyle ilgili yüzlerce mühendisimizi Rusya'ya gönderdik.
Bedelli askerlikle ilgili fiyat konusunu konuşmadık sayın Cumhurbaşkanım. Mili Savunma Bakanımız bir fiyat söyledi. Şu 31 milyar küsur askerlik bedeli oldu. Evlenecek arkadaşlarımız var.
31 milyar diye bir rakam yok. Hulusi Paşa'nın açıklama böyle miydi Fahrettin Bey? Yanlış açıklama mı var? 31 bin TL. Yani bu aslında oradaki askerlik süresi içerisinde 6 aylığa muadil bir rakam. Ayda 5 bin küsur alıyor, onu 6 ayla çarp. Dolayısıyla alacağı maaş karşılığı bir ödemedir.
KANAL İSTANBUL PROJESİNDEN GERİ ADIM SÖZ KONUSU DEĞİL
Öncelikle bizim şu anda Boğaz'la ilgili olarak üç katlı projemiz var. Bu proje yine denizin altından geçecek olan proje. Bununla ilgili çalışmalarımız hazır. İhalesini yapıp inşallah uygulamaya sokacağız. Buradan beklemek gibi bir şey söz konusu değil. Kanal İstanbul şu anda bazı ülkelerin ve firmaların ona da talepleri var. Bu taleplerle birlikte Kanal İstanbul'u devreye sokacağız. Geri adım atmak söz konusu değil. Dünyanın en saygın şu anda projelerinden birisi olarak görüyoruz. Orada çift şehir planlıyoruz. Karadeniz'le Marmaray'ı ayıracağı için orada her iki tarafta muhteşem şehirler oluşturacağız. Bunlar sıfırdan başlanacağı için proje de ihtişamıyla dünyada bir farklılık ortaya koyacak. Bu farklılığıyla beraber Kanal İstanbul kendinden bahsettirecek. Suveyş, Panama kanalını herkes bilir. İstanbul, İstanbul Boğazı ile bir de Kanal İstanbul'la dünyada farklı bir yere oturmuş olacak.
İŞ ADAMLARININ KULLANACAĞI BİR HAVALİMANI YAPACAĞIZ
Marmaray'ı 29 Ekim 2013'den bugüne kadar 341 milyon 432 bin yolcu taşındı. Görülen işi ortaya koyması bakımından önemsiyorum. Osmangazi Köprüsü biliyorsunuz bu da İstanbul-İzmir arasını birbirine bağlayan çok önemli hat.Aynı zamanda İstanbul-Bursa arasında önemli hat. Osmangazi Köprüsü 2016 yılının Temmuz ayında trafiğe açıldı. Bugüne kadar 22 milyona yakın araç geçti. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Karadeniz'e çıkacağımız o yerde 26 Ağustos 2016'da açtık, oradan da 41 milyon araç geçmiş bulunuyor. Avrasya Tüneli 19 Aralık 2016 tarihinde açıldı. Bugüne kadar 40 milyon araç geçiş yapmıştır. Biz geldiğimizde Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet vardı. Üçüncü köprüyü yaptık, bir Marmaray bir de Avrasya'yı yaptık ki şehir trafiğini rahatlatalım. İstanbul Yeni Havalimanı 26 bin 862 bin uçak iniş-kalkış yapmıştır. İç hatlarda 1 milyon 7 bin, dış hatlarda 3 milyon 405 bin olmuştur. Atatürk Havalimanı Millet Parkı haline geliyor. Şu andaki mevcut binaları fuara dönüştürmek istiyoruz. Buralar fuara dönüştüğü zaman hem Millet Parkı hem fuar bir de uluslararası uçuşlarda iş adamların geleceğinin bir bölümünü ona ayırmış olacağız. Şehir içinde bir havalimanı bulunmuş olsun.
ONLAR YAPMASA DA BİZ YAPANI BULACAĞIZ
Maalesef bu dediğiniz tipler burjuvazi, bunlar yerli olamadılar. Milli olamadılar. Bu milletin ekmeğini yediler ama bu millete hala ekmeğini yedikleri halde ne yazık ki bazıları ihanet etmeye devam ediyorlar. Geçenlerde bir tanesini bir toplantıda söylemek zorunda kaldım, söyledim. Ben bu milletin değerlerine saygısızlık yapana eyvallah edemem. Hans'ın, Corc'un ağzıyla konuşanlara haddini bildirmek gerekir. İstihdamı konuşuyor, sen bu kadar zenginsin, ne olur fabrikana 50 kişi fazla alsan. Ölür müsün, biter misin ya. Yapmazlar, ama onlar öyle yapmasa da biz yapanı bulacağız, onlarla da bu yolda yürüyeceğiz. 2,5 milyon istihdamda artış hedeflemişiz. Türkiye'de oda borsa hepsini topladım. Sözü verdiler. Bakıyorsun bir tane bu tür birisi çıkıp diyor ki, 'Sen iktidarın yardımcısı mısın, sen orada bakan mısın' diyor. İktidar işsiz insanlara iş istiyor. Bu gemi hepimizin değil miyiz? Batarsan beraber batmayacak mıyız? Krediyi sıkıştığında bizim kapıyı çalışıyorsun. İşsize niçin devreye girmiyorsun. Burada bütün STK'larla beraber çalışırım. Vermeyenler yoluna verenler biz yolumuza devam ederiz. Olay bu kadar basit. Bunu yapıyoruz, yapacağız.
Programın ardından gençler, Başkan Erdoğan ile fotoğraf çektirdi