CHP ve HDP'li belediyelerde yaşanan sendika değiştirme baskısı ve işten çıkarmaları protesto etmek amacıyla 97 işçinin görevine son verildiği Bolu Belediyesi önünden 'Emek ve Adalet Yürüyüşü'ne başlayan işçilerin eylemi CHP Genel Merkezi'nde sona erdi. Ekmekleri için yola çıkan, zorlu hava şartlarına rağmen 196 kilometre yürüyen işçiler, CHP binasının önünde eylem yaparak 'Söz namustur, gelin dedin geldik' yazılı siyah çelenk bıraktılar.
MUHATAP BULAMADILAR
Yoğun yağışa rağmen CHP önünde toplanan binlerce işçi CHP'de bir muhatap bulamadı. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan'ın konuşması esnasında Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim öncesi verdiği sözleri hatırlatan yayın kayıtlarını göstererek CHP yöneticileri ile görüşmek istedi. Ama CHP kanadından herhangi bir cevap alamadı.
Seçim öncesi 'emek' sözünü ağzından düşürmeyen CHP, mağdur işçilerin hak mücadelesini görmezden gelmeye devam etti. İşçilerin günlerdir süren protestolarını kulak ardı eden CHP, yürüyüşçüler genel merkeze ulaşmadan bir saat önce sonuçlanmayan görüşmelerden netice alınmış gibi yazılı açıklama yaparak algı operasyonu yapmak istedi.
BİNLERCE KİŞİ KATILDI
Dün öğle saatlerinde Ankara'da TCDD 2'inci Bölge Müdürlüğü önünde başlayan yürüyüşe binlerce işçi katıldı. Güvenlik gerekçesi ile parti binasının etrafına barikat kuran polisler, işçilerin parti binasına yaklaşmasına izin vermedi.
12 GÜN ÖNCE BAŞLAMIŞTI
Bolu Belediye Başkanı CHP'li Tanju Özcan, adaylığı döneminde 19 Aralık'ta noterde imza atarak, o güne kadar belediyede çalışan işçileri işten çıkarmayacağına dair söz verdi. 19 Aralık'tan sonra taşeron olarak istihdam edilen 127 işçiden 97'sini ise 22 Nisan günü işten çıkarttı. Bolu Belediyesi önünde 49 gün oturma eylemi yapan işçiler, 11 Haziran'da Ankara'ya yürüyüş başlattı. Hak-İş'e bağlı Hizmetİş Sendikası'nca, başlatılan 'Emek ve Adalet Yürüyüşü' dün 12'nci gününde sona erdi.
'GEL' DEDİN GELDİK'
CHP Genel Merkezi önünde toplanan kalabalığa seslenen Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, yerel seçimlerin ardından CHP ve HDP'li belediye başkanlarının mazbatalarını alır almaz işçileri işlerinden çıkardığını söyleyerek, şöyle konuştu: "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile kişisel hiçbir sorunumuz olamaz. Görüşürüz, konuşuruz, gerektiğinde oturur, tartışırız. Kendisinin sözünü yerine getirmesini istiyoruz. Namus sözü verdi. Dedi ki, 'bütün bunlara rağmen eğer bir sorun yaşarsınız, bir sıkıntınız olursa bana gelin, beni bulun' dedi. Sayın Kılıçdaroğlu çağırdı ve biz de geldik."
Hak-İş'e bağlı sendikalardan baskı tehdit ve zorlama ile 14.900 kişi istifa ettirildiğini bildiren Arslan, "Bu arkadaşlarımız sendikamızdan zorla koparılırken hesap sormayacak mıyız? Baskı ve tehditlerle bizden kopartılan mazlumların feryadını duymayacak mıyız? Bu kavga kimseyle değil, kavgamız, direnişimiz bize zulmedenlere, bizi yok sayanlara karşı mücadelemiz. Bizim başka bir mücadelemiz olamaz. Deniliyor ki bu yürüyüş İstanbul seçimlerini manipüle etmek için. Bizi başkalarıyla karıştırmayın. Biz bu şekilde bir hesap yapacak sendikal anlayışa sahip olmadık. İşten çıkarmasaydınız, sendikalarımıza müdahale etmeseydiniz, sürgün etmeseydiniz de biz de bu yürüyüşü yapmasaydık" dedi.
Satılmış bir kısım sözde sendikacıların da zalimlerle işbirliği yaptığını söyleyen Arslan, "Maskelerini indireceğiz" mesajı verdi. Arslan, şöyle konuştu: "CHP'ye geçen işyerlerinde 10 bin üyemiz adına toplu sözleşme görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni belediye başkanları yetkilerimizi düşürmek için her türlü tezgâhı yapıyor."