Anayasa Mahkemesi ve AYM Başkanı Zühtü Arslan, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlığı altında terör örgütü PKK'ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırarak katliam olarak göstermeye çalışan ve aralarında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan hapse mahkum edilenlerin de bulunduğu 1128 imzacı akademisyeni aklayan bir karara imza attı.
Terör örgütü PKK ve destekçilerini sevindiren skandal bir karara imza atan Anayasa Mahkemesi, her kelimesi tartışmalı bir açıklama daha yaptı.
ÇELİŞKİLERLE DOLU AÇIKLAMA!
Anayasa Mahkemesi, "Barış Bildirisi" olarak bilinen bildiriye imza atan ve devleti katliam yapmakla suçlayan bildiriyi imzaladıkları gerekçesiyle, 'Silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçundan cezalandırılan sözde akademisyenler ile ilgili verdiği karar hakkında yaptığı açıklamada "bildirinin içeriğine katılmasak da bu sözler ifade özgürlüğü kapsamındadır." ifadelerine yer verdi.
"İÇERİĞİNE KATILMADIĞIMIZ SÖZLER DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA KALABİLİR"
Her kelimesi tartışmalı ve çelişki dolu kararda "Başvurucuların altına imza attıkları açıklama gerçekten de toplumun büyük çoğunluğu için kabul edilemez bir içeriğe sahiptir. Terörle mücadele eden devleti, halka 'katliam', 'kıyım' ve 'işkence' yapmakla suçlayan bir açıklamaya katılmak elbette mümkün değildir. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi'nin hiç bir şekilde içeriğine katılmadığı sözler de ifade özgürlüğü kapsamında kalabilir." gibi birbiriyle çelişen ifadelere yer verildi.
BİLDİRİNİN SALDIRGAN VE İNCİTİCİ OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ
AYM'nin yaptığı çelişki yumağı açıklamada skandal ifadeler yer aldı. Sözde "Barış Bildirisi"nde yapılan açıklamaların güvenlik güçlerini incitici ve saldırgan bir tutum içinde olduğunun farkında olunduğu bildirildi ve ifade özgürlüğü olarak değerlendirildi. Açıklamada "Anayasa Mahkemesi, başvurunun odağında yer alan bildirinin belirli bir perspektiften ve tek yanlı hazırlandığı, abartılı yorumlar içerdiği, güvenlik güçlerine karşı incitici ve saldırgan bazı ifadeler barındırdığının da farkındadır. Bu bildirinin Anayasa'nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün korumasından yararlanması gerektiği yönündeki yorumları Anayasa Mahkemesi'nin bildiride yer alan düşünceleri paylaştığı veya desteklediği anlamına gelmez." ifadeleri yer aldı.
İşte aym'nin yaptığı ve çelişki dolu o açıklamadan öne çıkanlar:
Başvurucuların altına imza attıkları açıklama, gerçekten de toplumun büyük çoğunluğu için kabul edilemez bir içeriğe sahiptir. Terörle mücadele eden devleti, halka 'katliam', 'kıyım' ve 'işkence' yapmakla suçlayan bir açıklamaya katılmak elbette mümkün değildir.
İFADELERİN RAHATSIZ EDİCİ OLMASI BELİRLEYİCİ OLAMAZ
Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi'nin hiçbir şekilde içeriğine katılmadığı sözler de ifade özgürlüğü kapsamında kalabilir. Bir ifade ya da açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilirken söz konusu ifadelerin doğru ya da rahatsız edici olup olmadıkları belirleyici olmaz. Bu noktada kullanılan sözlerin terör örgütünün şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
DEVLETE YÖNELİK ELEŞTİRİLER GENİŞ OLABİLİR!
Devlete yönelik eleştirinin sınırlarının, bireylere yöneltilen eleştirilere göre çok daha geniş olduğunda bir tereddüt yoktur. Yaklaşık on ay boyunca, on bir şehirde terör örgütüne karşı yürütülen ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen operasyonların kamuoyu tarafından takip edilmesi ve operasyonlar hakkında değerlendirmeler yapılması normal karşılanmalıdır.
Bildirinin imzalanmasına neden olan operasyonları yürüten kamu gücüne karşı ağır eleştirilerde bulunulabileceğinin öngörülmesi ve demokratik çoğulculuk açısından bunlara daha fazla tahammül edilmesi gerekir. Tüm bu bilgiler dikkate alındığında başvurucuların mahkûmiyetlerinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği sonucuna ulaşılmıştır.
CEZA KOVUŞTURMASINA BAŞVURULMAMALIDIR
Kamu gücünü kullanan organlar, devlet politikalarına yönelik eleştirilere cevap verilmesi hususunda ülkedeki herkesten daha fazla imkâna sahiptir. Özellikle son derece saçma ve ilgisiz bile görünse muhaliflerin haksız saldırı ve eleştirilerine farklı yollardan cevap verme imkânının olduğu durumlarda ceza kovuşturmasına başvurulmamalıdır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.