Başrahip'ten Lübnan Cumhurbaşkanı'na ders niteliğinde Türkiye cevabı!

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, geçtiğimiz günlerde Osmanlı’yı Lübnan’daki Hristiyanlara terör uygulamakla suçlamıştı. Lübnan Cumhurbaşkanının Osmanlı’ya yönelik iftiralarına bizzat mensubu olduğu Maruni Kilisesinin başrahibi Antoine Doa sert tepki gösterdi. Başrahip Doa, "Müslümanlar şu sıralar "İslamifobi" denen bir illet ile karşı karşıya. Türkiye özellikle bu hastalıkla mücadele eden yegane devlet konumunda. Siyonist zihniyet diye adlandırdığımız bu zihniyet sadece Filistin topraklarındaki İsraillilerde yok. Bu zihniyet dünyanın her yerinde" ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Eylül 2019 , 11:34 Güncelleme Tarihi :17 Eylül 2019 , 11:55
Başrahip’ten Lübnan Cumhurbaşkanı’na ders niteliğinde Türkiye cevabı!

İÇİNDEKİLER

Geçtiğimiz haftalarda Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Osmanlı Devleti'ni suçlayan ve büyük tepki toplayan skandal açıklamalara imza atmıştı. Avn, Osmanlı'yı Lübnan'daki Hristiyanlara terör uygulamakla suçlayan açıklamalar yapmıştı. Kendisi de bir Maruni Hristiyan olan Lübnan Cumhurbaşkanının Osmanlı'ya yönelik iftiralarına bizzat mensubu olduğu Maruni Kilisesinin başrahibi Antoine Doa'dan sert tepki geldi. Taha Dağlı, Beyrut'ta Maruni Manastırında Maruni Hristiyanlarının dini önderlerinden Antoine Doa'yu buldu, Hristiyan din adamı hem Lübnan Cumhurbaşkanını yalanladı hem de Başkan Erdoğan'a övgüler yağdırdı.

Başrahip, "Öncelikle beldemize hoş geldiniz. Geldiğiniz, bizi ziyaret ettiğiniz bu bölge bile Osmanlı eserleriyle dolu bir bölgedir. Yani sadece buradan bile bizlerle Osmanlı devleti arasındaki güzel ilişkileri anlayabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın Osmanlı hakkında sarf ettiği sözlerin detaylarına çok girmek istemiyorum. Bu bir kişinin kişiselleştirdiği bir mesele değildir. Bu bir şeyi idrak edenler ile edemeyenlerin meselesidir. Bu Hristiyan âlemi ile İslam ümmetini birbirine düşürmeye çalışanların meselesidir. Ben bu mevzu üzerine birçok patrik ile de görüştüm. Hepsiyle Osmanlı devleti hakkında konuştum. Hepsi de bana Osmanlı devleti ile olan ilişkilerinin ne kadar iyi olduğundan bahsetti. Bana o dönemki sultanların kendilerine ne kadar hürmetle yaklaştıklarını anlattılar." ifadelerini kullandı.

Maruni Kilisesinin başrahibi Antoine Doa'nın açıklamaları şu şekilde:

SULTAN ABDÜLAZİZ: "BİZ SİZE HİZMET İÇİN BURADAYIZ"
Hatta o zamanlarda Osmanlı devletinin burada yaşayan Hristiyanlara ne kadar iyi davrandığını görmek adına bir şey okuyacağım. Osmanlı devleti burayı hâkimiyeti atına aldığında Sultan Abdülaziz, buranın rahibini yanına çağırıyor. Rahip gidiyor. Sultan ilk cümlesine "biz size hizmet etmek için geldik" diye başlıyor. Bu gerçekten değerli bir şey. devamında ise maruni kilisesi rahipleri ve içerisindeki dostlara ''bir korkunuz olmadan yaptığınız güzel işlere ve hayırlara devam edebilirsiniz'' diyor. Tabii ki patrik bunları duyunca gerçekten çok mutlu oluyor ve sonunda Patrik Osmanlı'ya dua ederek saraydan ayrılıyor.

"TÜRKİYE, OSMANLI'NIN DEVAMIDIR, İSLAM'I SAVUNAN EN BÜYÜK GÜÇTÜR"
Türk devleti Osmanlı'nın devamı ve onlarla da çok güzel bir ilişkimiz var. Biz Türkiye'yi kalpten seviyoruz. Bizim babalarımız, atalarımız Antakya'daki kiliseden çıktılar.
Ve Antakya şu an Türkiye'de. Biz kilisemizin orada olmasından mutluyuz. Bizim aramızda çok güzel bir ilişki var. Biz şu zamana kadar Türkiye'den dostluk haricinde bir şey görmedik. Biz özellikle Hristiyan âlemi olarak Türkiye'yi, ''İslam'ı savunan en büyük güç'' olarak görüyoruz.

"TÜRKİYE SİYONİZMLE MÜCADELE EDEN YEGANE DEVLETTİR"
Müslümanlar şu sıralar "İslamifobi" denen bir illet ile karşı karşıya. Türkiye özellikle bu hastalıkla mücadele eden yegane devlet konumunda. Siyonist zihniyet diye adlandırdığımız bu zihniyet sadece Filistin topraklarındaki İsraillilerde yok. Bu zihniyet dünyanın her yerinde. Türkiye bunlara rağmen diğer dinlere mensup herkese saygıyla, sevgi ve hoşgörüyle yapıcı bir şekilde davranıyor. Tarih gerçekten bize öncülük etmeli. Doğuda Müslümanlarla Hristiyanların güzel ilişkileri, Osmanlı'dan Türkiye'ye geçmiş aynı şekilde devam etmiştir. Ve gelecekte de bu hayırların devam etmesini umuyorum.

"ERDOĞAN SADECE MÜSLÜMANLARIN LİDERİ DEĞİLDİR"
Yaşadık, gördük defalarca tecrübe ettik ve Türklerin ne kadar hoşgörülü olduğunu anladık. Siz şu anda gerçekten İslam ve Hristiyanlığın arasındaki güçlü ilişkiyi koruyan tek devletsiniz. Özellikle Başkan Erdoğan bu ilişkilerin tesisinde en büyük rolü oynamıştır. Erdoğan Ortadoğu'da İslam ve Müslümanların lideri olarak görülse de aslında tüm dinlere mensup insanlar Erdoğan'ın sevgisinden ve koruyuculuğundan nasibini almıştır. Bizim Türkiye ile hep dostluk bağımız vardı gelecekte de Türkiye bizim dostumuz olarak kalacaktır.

"FETÖ BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR, İSLAM'I HEDEF ALMAKTADIR"
FETÖ konusu hakkında bazı tespitlerim var. Ben Türkiye'yi ziyaret ettim. Orada birkaç dostumla bu konuyu konuştum. Burada şöyle bir ayrım gördüm. İslam için gerçekten çalışanlar ve İslam'ı tahrip etmek isteyenler. FETÖ bir terör örgütüdür. Onlar İslam'ın aslını bozmak isteyen kimselerdir. Biz her zaman terörün karşısında durduk, İslam düşmanlarının karşısında durduk. İslam dininden, Müslümanlardan biz her zaman sevgi ve hoşgörü gördük. Bunlar ise tam olarak bu değerlere zıt karakterde insanlardır.

"FETÖ DİYALOG KILIFIYLA İSLAM'A ZARAR VERMEKTEDİR"
Dışarıdan diyalog taraftarı gibi görünüyorlar. Ancak İslam'a asıl zarar verenler onlardır. Ayette Hazreti Peygambere "biz seni âlemlere rahmet olasın diye gönderdik" deniliyor. Ne güzel bir söz. Bu anlayışın dışında olan her grup teröre hizmet ediyordur.
FETÖ'nün yaptığı bu hareketler tekfir hareketleridir. Çünkü kendileri hariç herkesi dışlıyorlar. Ne İslam dini ne de Hristiyanlık bunu kabul etmez ve buna karşıdır. Ama Müslümanlar içlerini rahat tutsun birlikte oldukları sürece onlara kimse zarar veremez. (Haber7)