CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz'ın Ankara'daki bir otelde IMF yetkilileriyle gizli kapaklı görüşme yapması gündemdeki yerini koruyor.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, FOX TV Anahaber sunucusu Fatih Portakal'ın bu gizli görüşmenin üstüne kapatma çabasında olduğunu ve her defasında AK Parti'ye, hükümete yönelttiği muhalif soruları bu iki isme yöneltemediğini söyledi.
Portakal'ın büyük bir algı operasyonu yaptığını söyleyen Tuna, "Psikolojik harp tekniklerinde de çok mahir... Hem de söz konusu haber bülteninde bir emniyet müdürünün FETÖ'yle mücadelenin hiç ihmal edilmemesi gerektiği üzerine sarf ettiği sözlerini, "FETÖ'yle mücadele edilmiyor" şeklinde çarpıtacak kadar. Haber bülteni dediğim lafın gelişi, yoksa tabiri caizse "manipülasyon pornosu"" diye yazdı.
İşte Salih Tuna'nın "Günümüz Samanyolu TV'sinin kıvrak çocuğu" başlıklı yazısı:
Açıklamalarından anladığımız kadarıyla çok büyük bir panik yaşıyorlar. Sanırım yakalanacaklarını hiç hesaba katmamışlar.
Geçen akşam baktım, günümüz Samanyolu TV'sinin Portakalı da acayip paniklemiş.
Sanki dersin otelde IMF'yle gizli toplantıda basılan CHP genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Faik Öztrak ve İP'li Durmuş Yılmaz değil de kendisi.
Paniğin nedeni son derece basit bir soruyu akıllardan uzak tutma gayretinden kaynaklandığı besbelli.
Şeytan gibi kaçtığı soru şuncağızdan ibaretti:
Daha evvel "Ekonomiyi IMF'ye teslim edecekler, IMF ile görüşüyorlar" diyerek AK Parti'yi töhmet altında tutmaya çalışan CHP sözcüsü Faik Öztrak IMF ile gizli gizli ne görüştü?
Hadi bu sorudan geçtim, bari "Muhalefet IMF ile neden görüşür?" sorusunu yönelt.
Tamam yine CHP ve İP yandaşlığı yap, yine "PKK'ya teşekkür etmeliyiz" falan de, yine Erdoğan ve AK Parti'yi yerden yere vur, ama, bu kadarcık soruyu sor.
Sormadığı gibi soracak olanları da manipüle ediyor. Ama hakkını teslim edelim müthiş bir algı operatörü.
O lafazanlıklarla, o Dumanlı Ekrem gibi ses kısıp gerdan kırmalarla, o rüşvet-i kelam sadedinde prestij elde etme gayretleriyle, o kreşendolu VTR'lerle ana haber bültenini Mankurt Yönlendirme Merkezi'ne dönüştürmeyi başarmış. Elbette bu başarısında haber müdürünün de payı vardır. (Önceki haber müdürünün iki telefonunda da ByLock çıkmıştı şimdiki kimdir bilmiyorum.)
MANİPÜLASYON PORNOSU!
Psikolojik harp tekniklerinde de çok mahir...
Hem de söz konusu haber bülteninde bir emniyet müdürünün FETÖ'yle mücadelenin hiç ihmal edilmemesi gerektiği üzerine sarf ettiği sözlerini, "FETÖ'yle mücadele edilmiyor" şeklinde çarpıtacak kadar.
Gerçekten büyük yetenek...
"Mehmet Baransu'nun başına gelenlerin hukuki olduğunu düşünmek sadece hayal; muhalifi bastırma yöntemi" şeklindeki tweetlerle (ve tüm haber bültenleriyle) FETÖ'yü arkalayan da kendisi, "FETÖ'yle mücadele yapılmıyor" diyerek FETÖ'yle mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalışan da!
Haber bülteni dediğim lafın gelişi, yoksa tabiri caizse "manipülasyon pornosu"
Zaten bunun için çok izleniyor ya. Bir zamanlar "Uykudayken hamile kaldı" manşetleri atan Tan gazetesinin çok okunduğu gibi.
Bu kıvrak ve yetenekli çocuk, Sözcü başyazarı Rahmi Turan ve aklı evvel Can Ataklı'nın eline Tan gazetesini çıkardıkları yıllarda düşseydi asla bırakmazlardı.
O derece yetenekli, lakin Tan gazetesi gibi "masum" değil. Tam bir psikolojik harp elemanı gibi çalışarak sosyolojiyi manipüle ediyor.
Son günlerde apayrı bir heyecan içinde coştukça coşuyor.
CHP ve İP'in otel odalarında IMF ile görüştüğü dönemde gerçekleşen Berlin'deki o toplantının bunda etkisi var mı, bilemiyorum.
Hani Can'cıklar, HDP'liler, FETÖ'cüler ve Saadet Partisi'nin Cihangir'i "Başkan Erdoğan'ı düşürmek" maksatlı bir toplantı yapmışlardı.
İlginç olan, 15 Temmuz'un hemen öncesi "Yoo, ben başbakan olacağım" diyen Meral Hanım'ın partisini temsilen Balcı'nın söz konusu toplantıya iştirak ederek, HDP/ PKK ve FETÖ muhibbi elemanlara, "Meral Akşener'in selamını getirdim" demesiydi.
Daha da ilginci aynı zaman diliminde Davutoğlu'nun "Öyle şeyler olacak ki, seçmen AK Parti'yi terk edecek" şeklindeki açıklamasıydı. FETÖ'cülerin o psikolojik harp mamulü "turpun büyüğü heybede" lakırdısını çağrıştırdığı için değil.
Berlin'deki o toplantıyla veya CHP'nin ve İP'in IMF'yle gizli görüşme yaptığı aynı zaman dilimine denk geldiği için de değil.
Yolsuzluk susturucu darbe girişimi 17- 25 Aralık 2013 ten iki hafta önce eski Samanyolu TV'ye çıkan Kılıçdaroğlu'nun, "Erdoğan yurt dışına kaçacak ama yakalayıp getireceğiz" ifadesiyle aynı dalga boyunda olduğu için ilginç.