İşte Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün bugünkü "Faruk Bildirici için tehlike çanları çalıyor!" başlıklı yazısı:
Yıllardır gazetecilere etik dersi verip durdu. Geçen gün sevgilisi ve köpeğini devletin kendisine tahsis ettiği arabayla gezdirirken yakalandı. Özür dileyeceği yerde, çıkıp "Bunun neresi etik dışı" dedi. TV kanallarında yayınlanan dizilere, programlara ayar çekerken, RTÜK'ün iki kadının öpüşme sahnesini yayınlayan Fox Life'a verdiği cezaya şerh düştü. Gerekçesini de "Eşcinsellere ayrımcılık yapmayalım, şifreli kanal ne olacak ki" diye açıkladı. RTÜK, Barış Pınarı Harekâtı'nda terörün amacına hizmet edecek taraflı yayınlara müsamaha gösterilmeyeceğini söyledi. Hemen sosyal medya hesabından terör destekçiliği yapanlara sahip çıktığını ilan etti.
FETÖ'nün MİT TIR'ları ihanetinde aktif rol alan ve kara propaganda yapan CHP'li Özgür Özel ile kol kola girdi. TBMM'de basın toplantısı yaparak, üyesi olduğu kurumun başkanına çattı.
Sanırım hepiniz kimden bahsettiğimi anladınız.
Tabii ki, CHP kontenjanından RTÜK'e giren Faruk Bildirici'den...
Her seferinde hukuktan dem vurur ya...
Bakalım kendisi hukuka ne kadar uyuyor?
Açın, 6112 Sayılı Kanunu... 38 ve 40'ıncı maddelerde üst kurul üyelerine getirilen yasaklamaları inceleyin...
Ne diyor kanun?
RTÜK üyeleri bir siyasi parti temsilcisi gibi hareket edemez, tarafsızlık ilkesine gölge düşüremez.
Özel ve kamu medya hizmet sağlayıcılarının görev ve yetki alanına giren konularda doğrudan veya dolaylı taraf olamaz.
Kurumla ilgili gizlilik taşıyan bilgileri, yayıncılarla ilgili sırları görevden ayrılsalar dahi açıklayamaz.
Bu fiilleri işleyenler görevden çekilmiş sayılır.
Şimdi Bildirici'nin yaptıklarını düşünün.
Soruyorum size...
Bugüne kadar hiçbir üst kurul üyesinin TBMM çatısı altında milletvekili kürsüsünü kullanıp bir siyasi partinin başkanvekiliyle birlikte, kendi kurumunun başkanı aleyhine propaganda yaparak, tarafsızlığına gölge düşürdüğünü gördünüz mü? Ben gördüm...
Üst kurul toplantılarında yapılan ve açıklık kararı alınmadıkça açıklanamayacak gizli müzakerelerin sosyal medya hesaplarından veyahut birtakım basın-yayın organları üzerinden yayınlayan bir RTÜK üyesi tanıdınız mı? Ben tanıdım...
Aleni şekilde bazı medya kuruluşlarına kin güdüp bazılarına güzelleme yapan tutum içine girerek, beyanatlar veren bir üyeyle karşılaştınız mı? Ben karşılaştım...
Sanırım, herkes de bu kanunsuzlukları görüyor!
İzninizle yazıyı Faruk Bildirici'ye bir soru sorarak bitirmek istiyorum.
Faruk Bey, hani RTÜK'te canhıraş dizi, program, haber kanalları takip edip alınan kararlara şerh düşüyorsunuz, birçok yayın grubu için tarafgir tutum sergiliyorsunuz ya...
Merak ediyorum, geçen gün 'RTÜK demeyin bana gülme geliyor' diyerek size arka çıkan zat'ı muhteremin programlarını da izliyor musunuz?
Çıktığı spor yayınlarından, hazırladığı tartışma programına kadar her yerde bol sinkaflı küfür var da...
Valla, kazayla evde izlemeye kalksak, çocukların kulağını kapatmak zorunda kalıyoruz.
Bu konuda düşünceniz nedir?
Yoksa o bol küfürlü programlar ifade ve basın özgürlüğüne mi giriyor!