Başkan Erdoğan, Din Şurası Kapanış Programında önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
15 Temmuz akşamı okudukları selalarla milletimizi direnişi çağıran din görevlilerine teşekkür ederim.
Diyanet İşleri Başkanlığımız anlamlı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Oldukça verimli fikir alışverişleri gerçekleşti.
İstişare bir peygamber geleneğidir. İstişare kültürünün terk edildiği dönemlerde hep geriledik. Son 2 asırda yüzleştiğimiz sıkıntıların gerisinde şuraya hak ettiği değerin verilmemesi vardır.
Bugün bile Kudüs, Filistin, İslam düşmanlığı, terörle mücadele gibi pek çok meselede bu eksikliği görüyoruz.
İslam ümmeti ne yazık ki zamanla bir araya gelmeyi ve sorun çözme işlevini zaman zaman kaybetmiştir. Müslümanlar sıkıntılarına devayı Batı başkentlerinde arıyor. Böyle bir anlayışın Müslümanlara verebileceği bir şey yoktur.
Din sadece belli mekanlara, haftanın belli günlerine hapsedilmiş bir olgu değildir. Ticaretimizden beşeri münasebetlerimize yaşantımızın her safhasını düzenleyen bir dine inanıyoruz. Müslüman olarak ömrümüzün sonuna kadar Müslümanca yaşamakla emrolunduk.
KİMSE BAHANEYLE İNKAR EDEMEZ
Faiz, yalan, zulüm, kibir, iftira, zan, hırsızlık, masumu öldürmek yasak olmaya devam edecektir. Hangi sebeple olursa olsun Kur'an'ın emirlerini yok saymak bir Müslümana yakışmaz. Dinde ekleme-çıkarma olmaz. "Bana uymuyor, zamana uymuyor" bahanesiyle kimse inkar edemez. İslam bize göre değil, biz İslam'a göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz. Elbette bu süreçte aşırılığa da kaçmayacağız.
İslam'ı çağlar üstü kılan hasletlerden biri içtihada haslet vermesidir.
İnsanlık olarak gönül ve zihin dünyamızı etkileyen, hayatımızın her alanını kuşatan büyük bir değişim sürecinden geçiyoruz. Hemen her alanda bu değişimin yansımalarını, bazen de sancılarını görüyoruz.
"GARİP BİR DÖNEMİN İÇİNDEYİZ"
Modern çağın hastalığı denilen stres yaygınlaşırken, sosyal çözülme de giderek hızlanıyor. Özellikle gençler arasında ekran bağımlılığı gibi daha önce hiç duyulmamış bağımlılıklar ortaya çıkıyor. Evlatlarımızın çoğu Batı kaynaklı sapkın akımlar karşısında savunmasız kalıyor. Paylaşımın yerini bencillik alıyor. Garip bir dönemin içindeyiz. Bu manzarayı hiçbirimizin uzaktan seyretme lüksü yoktur.
"MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ FAY HATLARI KESKİNLEŞTİRİLİYOR"
FETÖ ve DEAŞ tecrübesi, her türlü din istismarına karşı samimi bir mücadele içinde olmamızı gerekli kılıyor. 15 Temmuz ihaneti sonrasında insanlarımızın arasında oluşan teyakkuz halini iyi yönetmemiz gerekiyor. Dinini sağlam kaynaklardan öğrenen bir mümin, aklını ve idrakini bir başkasına kiralamayacaktır. Şu an, İslam dünyasını tehdit eden en önemli sıkıntılarından bir diğeri de taifecilik fitnesidir. Suriye ve Irak'taki olayların da etkisiyle en yaygın dönemlerinden birini yaşıyor. Avrupa'nın 4 asır önce yaşadığı kavga, bugün yakın coğrafyamızda vuku buluyor. Müslümanlar arasındaki fay hatları daha da keskinleştiriliyor. Böylece ani dine, aynı peygambere inanan, her gün aynı kıbleye 5 vakit yönelenlerin arasına nifak tohumları ekiliyor.
"HESABI SORULACAK"
Son günlerde bazı evlerin kapılarına işaret konuyor, ülkemizi bölüp parçalamak için. Bizim devlet olarak böyle bir sorunumuz yoktur. Bu kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır. Bunlar yakalandığı zaman hesabı sorulacaktır.
Bunları geçmişte Çorum'da, Maraş'ta yaşadık. Bu tarz girişimlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız. Diyanet İşleri Başkanlığımızın Alevi vatandaşlarımız için attığı kucaklayıcı adımı takip ediyoruz.
Bizim artık kapımıza gelene dini anlatalım anlayışından, yüce dinimizi anlatmak için her kapıyı çalma dönemi başlıyor.
"KAYBETMEYE MAHKUMLAR"
Gerici, yobaz, takunyalı diyenler son 17 senedir olduğu gibi kaybetmeye mahkumdur. Hiçbir güç, insanımızı ruh kökünden, inancından koparamayacaktır. Bu millet ne pahasına olursa olsun bir daha asla 27 Mayısların, 28 Şubatların, 15 Temmuzların yaşanmasına izin vermeyecektir. Bugün bırakın din eğitimini yasaklayan, bilakis bunu teşvik eden bir anlayış iş başındadır. İnsanımızın dini, kültürünü, tarihini öğrenmesi için gereken her türlü çabayı gösteriyoruz.