PKK'nın hendek terörüne destek verdiği için yargılanan sözde akademisyenleri aklayan Anayasa Mahkemesi (AYM), yeni bir skandala imza atarak teröristlere memuriyet yolunu açtı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ başta olmak üzere PKK ve DHKP-C'li teröristlerin ve sempatizanlarının memuriyete girmesine engel olmak için 2018 yılında bir düzenleme yapıldı.
ARŞİV TARANIYORDU
Bu düzenlemede, kamu hizmeti ve görevine atanacaklar hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacağı hükümleri yer alıyordu. Kamuya girişlerde güvenlik soruşturmasının yapılması, 657 sayılı Kanunun 48. maddesine eklenen düzenlemeyle olurken yapılan düzenleme sonrasında, sadece mahkeme kararlarına dayalı bilgiler değil, istihbarat birimlerinin tuttuğu ve çoğu aile üyeleriyle ilgili olan sicil fişleri kayıtlar inceleniyordu.
CHP'LİLER AYM'YE BAŞVURDU
Terör örgütlerinin kamudaki yapılanmasının önüne set çeken bu karara CHP itiraz etti. CHP milletvekilleri Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç ve 114 milletvekili 1 Şubat 2018 tarihli ve 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki Kanun'un bazı maddelerinin iptali için AYM'ye başvurdu.
ONLAR İSTEDİ AYM KABUL ETTİ
CHP iptal başvurusunda güvenlik taraması kararının kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini öne sürdü. AYM de yapılan başvuruyu değerlendirerek dün skandal bir karara imza attı. AYM memuriyete girişte 'güvenlik soruşturması şartı'nı içeren düzenlemenin iptal edilmesi yönünde karar verdi. Bu kararla birlikte başta FETÖ olmak üzere, PKK ve DHKP-C sempatizan ve üyelerinin memurluk yapmaması için hiçbir engel kalmıyor.
KİMLİK VE SAĞLIK BİLGİLERİ KİŞİSELMİŞ
AYM üyelerinden sadece birinin karşı oy kullandığı kararda, kimlik ve sağlık bilgileriyle birlikte, görüntü ve ses kayıtlarının, hobi ve tercihlerin de kişisel veri olduğu ifade edilerek, ''Devlet kamu görevine atanacaklar için şartla getirebilir ancak elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmemiştir'' ibareleri kullanıldı.
GÜVENCELER BELİRLENMEDİ
Kararda ayrıca "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda devlet memurluğuna atanmada esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına ve işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa'nın 13., 20. ve 128. maddeleriyle bağdaşmamaktadır" ibaresi de yer aldı. AYM'nin bu kararına hukuk camiasından da tepkiler geldi.
İŞTE SİCİLİNDEKİ SKANDALLAR
AYM son dönemde çok sayıda skandal karara imza attı. Bunlardan biri, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde MİT TIR'ları görüntülerini deşifre eden Can Dündar hakkında verilen tutuklama kararının hak ihlali olduğu yönünde verilen karardı. Dündar bu karardan yararlanıp yurt dışına kaçtı.
TERÖR BİLDİRİSİ ÖZGÜRLÜKMÜŞ
TSK'nın PKK'ya yönelik Güneydoğu Anadolu'da gerçekleştirdiği operasyonlar karşısında, bin 128 akademisyen 'Bu suça ortak olmayacağız' adlı bildiriye imza attı. Akademisyenler, kendilerine açılan soruşturma ve davalar nedeniyle AYM'ye ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı yönünde başvurdu. AYM de, akademisyenlerin cezalandırılmalarının 'ifade özgürlüklerinin ihlali' olduğuna karar verdi.
YETERİNCE İNCELEMEDİLER
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı, AYM'nin verdiği bu kararının özellikle FETÖ'nün kripto yapısı göz önüne alındığında örgütün yeteri kadar incelenmeyerek verildiğine vurgu yaptı. Sarı, FETÖ'nün kendi içerisindeki hücreler arasında "AYM geçmişte de tartışmalı kararlara imza attı. AYM bu yapıyı tam araştırmadan bu tür terör örgütlerinin somut yapısını irdelemeden böyle bir karar vermiştir. AYM bu kararla 'FETÖ ilişkisi ve iltisakı olanlar' kavramını açığa düşürmüştür. Bu yönüyle skandal bir karardır" ifadelerini kullandı.
HUKUKA AYKIRI BİR KARAR
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Büşra Altunay, AYM'nin vereceği kararlarda ilk olarak kamu güvenliğini ön plana alması gerektiğini söyledi. Altunay, "Kararın gerekçesi hukuka aykırı olmuştur. Kamu güvenliği noktasında sakıncalı bir karara imza atıldı" dedi. Avukat Mehmet Alagöz ise memur alımında güvenlik soruşturması yapılmasının iptali kararı ile kapsamlı bir düzenleme ihtiyacı doğduğunu ifade etti. Alagöz, Meclis'in hızlı bir şekilde güvenlik taramasının kim ya da kimler tarafından yapılacağını yasal bir zemine oturtması gerektiğini vurguladı.