Adalar'da faytonlardaki bazı atların hastalanarak ölmesini protesto eden bir grup hayvansever, İBB önünde toplandı. "Ekrem İmamoğlu sözünü tut", "Adalar'da fayton istemiyoruz" sloganları atan gruptakiler çadır kurmaya başladı.
Bunun üzerine polis grubun elindeki çadırları aldı. Polisle gruptakiler arasında kısa süreli arbede yaşandı. Arbedenin ardından devreye İBB görevlileri girdi. Gruptakilerden 3 kişi, CHP İBB meclis üyeleriyle görüştü. Görüşme sırasında bekleyişe geçen hayvanseverler bu sırada 3 tane çadır kurdu. Polis, grubun etrafını sararak bekleyişe geçti.
BU ZULÜM SON BULMALI
Eyleme katılan hayvan aktivisti, "Seçim öncesi verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz. Faytonların kaldırılmasını, atların özgürleştirilmesini ve bu kölelik düzeninin sona ermesini istiyoruz. Bu atların fayton mafyasına oyuncak edilmesinin artık önüne geçmek istiyoruz. Çünkü biz hayvan özgürlüğü aktivistleri olarak tüm canlı türlerinin insan gibi hissedebilir olduğunu biliyoruz ve tüm toplumun bunun farkında olmasını bekliyoruz." dedi.
"BİRAZCIK VİCDAN BEKLİYORUZ"
Görüşmenin ardından gelen hayvanseverlerden Doğa Altınsay, "Duruşumuz net. Biz nöbet için buraya geldik. Hayvan sömürüsü ve katliamların bu yüzyılda devam etmemesini sağlamak istiyoruz. 'Atlı fayton kültürü varmış, bu bizim mirasımızmış' sözlerini kabul etmiyoruz. Hangi yüzyılda yaşıyoruz. Elektrikli faytonlar var. Bu kadar zor değil bunu değiştirmek. Birazcık vicdan bekliyoruz" diye konuştu.
"O'NUN SAMİMİYETİNDEN ŞÜPHE ETMEMİZE YETTİ DE ARTTI BİLE"
Viyan Kınalı ise, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na seslenerek "Ekrem İmamoğlu, belediye başkanı seçilme ön koşulu olarak insanlardan destek bulmak için atlı faytonu kaldıracağına söz verdi. Bu, onun bu konuya ne kadar önem ve özen gösterdiğinin kanıtı olmalıydı. Ancak bugüne kadar atlı faytonları kaldırma kararı almaması bizim onun samimiyetinden şüphe etmemize yetti de arttı bile. Bugün biz çadırımızı kaldırmayacağımız için müdahale tehdidi alıyoruz. Bu da bugüne kadar şiddet görmüş atların yanında yurttaşların da şiddet görme ihtimali var. Ekrem İmamoğlu, bundan siz sorumlusunuz. Hayvanların kanı İBB'nin elindedir. Biz asla buradan ayrılmayacağız" dedi.
"İMAMOĞLU SÖZÜNÜ TUTMADIĞI İÇİN BUNLARA MARUZ KALIYORUZ"
Doğa Giray ise, "Burada başımıza gelecek şeylerden de İBB'nin sorumlu olmayıp kolluk kuvvetlerinin sorumlu olduğunu söylediler. Bu açıkça işi kendilerinden atmaktır. Biz bugün buradaysak ve müdahale tehdidiyle karşı karşıya isek İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sözünü tutmadığı için bunlara maruz kalıyoruz. Sorumlusunun kim olduğunu işaret etmelerini istemiyoruz. Biz sorunu çözmelerini istiyoruz" şeklinde konuştu.
"GİRİŞ VE ÇIKIŞLAR YASAKLANDIKTAN SONRA HASTALIK ÇOĞALDI"
Büyükada'da bulunan bir fayton sahibi Ruam hastalığının Adalar'a kaçak şekilde getirilen atlar yüzünden yayıldığını iddia ederek, "Eskiden atların giriş ve çıkışı serbestken bu kadar hastalık yoktu. Geldiği yerde de aşı yapılıyordu, geldikten bir hafta sonra burada da yapılıyordu. Hiçbir hastalık çıkmıyordu. Giriş ve çıkışlar yasaklandıktan sonra bu hastalık çoğaldı. Çünkü herkes kaçak şekilde sokmak zorunda kaldı. Kaçak şekilde sokuluyor. Getirdikleri atlar da hastalık mı değil mi insan bilmiyor. Çünkü kaçak getirmek zorunda kalıyor. Benim atlarımda bir test çalışması yapıldı ama herhangi sıkıntı çıkmadı" diye konuştu.
"VETERİNER OLMADIĞI İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPILMIYOR"
Fayton sahibi Cebrail Çelik, "Ruam diye bir şey kesinlikle yok. Yıllardır bu işi yapıyoruz. Öyle bir şey görmedim. İlk defa duyuyorum. Nasıl tavuklarda kuş gribi oldu. Aynı o hesap. Tavukları gömdüler, sıra atlara geldi. Burada veteriner yok. Veteriner olmadığı için hiçbir şey yapılmıyor. Burada veteriner ve disiplin olması lazım. Gece iki, üç gibi at koşturuyorlar. Gece o saatte at koşturulmaz. İki, üç tane var gece koşuyorlar mecburen benim de koşturmam lazım. Ne yapayım, eve ekmek götürmeyeyim mi?" şeklinde konuştu.
"80 TANE GAYET NORMALDİR"
Fayton sahibi Sinan Keleş, Ruam hastalığının bugüne mahsus bir şey olmadığını, belli aralıklarla bu hastalığın görüldüğünü belirterek "Kaymakamlığın açıkladığı gayet normaldir yani. Bu resmi bir şeydir yani. Bugüne mahsus değil. Sene oluyor 5 tane, sene oluyor 10 tane çıkıyor, sene oluyor 100 tane çıkıyor. O doğaldır. Bu ata özgü bir hastalıktır. Nasıl insanda bir kanser varsa başkasına bulaşmıyor bu da öyledir. Sadece Büyükada'da yok, Anadolu'ya gidin o atlara iğne yaparsanız, içlerinde 5 tane çıkar. Bizim burada Adalar'da 1000 tane at var. 80 tane gayet normaldir yani. Bir de diyorlar ki çok riskli, bulaşıcı diye. Kesinlikle öyle bir şey yok. Ben içinde büyüdüm. 25 senedir içindeyim. Olsaydı bugüne kadar bize bulaşırdı yani." dedi.