Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, bulunan Süleyman Özışık'ın " Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde, Ahmet Bey'in ekibi tarafından, İstanbul Anadolu yakasında, Sayın Cumhurbaşkanı'nın evinin biraz aşağısında bir mekânda bir toplantıya çağrıldım. Cumhurbaşkanı'nın etrafındaki yazar-çizer takımını lağvedeceğiz, itibarsızlaştıracağız" dediler. İsimlerini söyleyeyim: Haşmet Babaoğlu, Hilal Kaplan, Engin Ardıç, Melih Altınok, Cemil Barlas ve birkaç yazar daha. Bunların ipi çekilecek." köşesine taşıdı.
Özışık'ın Davutoğlu'nun karalama kampanyasını ifşa ettiğini söyleyen Kaplan, "Gazetecilik, ikbal kaygısıyla önünde olup bitene gözünü çevirmek değil; gerçekleri zamanında dile getirmektir. Biz yaşarken oldu her şey ve siz sustunuz. Tarih, sizi de yazacak" ifadelerini kullandı.
İşte Hilal Kaplan'ın o yazısının bir bölümü:
Son üç yılda hem Başbakanken hem de sonrasında Davutoğlu'nu eleştirdiğim için hakaretlere ve iftiralara uğradım. Önce FETÖ'cüler sonra 'Davutçular' tarafından asılsız ve fotoşoplanmış capslerle linç edilmeye uğraşıldım. Trol ekipleri her gün hakkımda yeni bir asılsız iddia üretti ve yaydı. Şimdi ortalıkta 'basın özgürlüğü' diye rol kesenlere aldanmayın; kovulmam istendiğini de bazı kaynaklardan duydum.
Ancak bu örgütlülüğün ortaya çıkarılması ve Davutçu" veya "Hocacı", adına ne derseniz deyin, bu kötücül yapının attıkları iftiraların bedelini ödemesi gerekiyor.
Gerekiyor ki başka insanlara da böyle rahat iftira atmasınlar.
TARİH SİZİ DE YAZACAK!
Üstelik Davutoğlu bugün, bizim geçmişte hakkında yazdığımız ne varsa birebir doğruluyor.
Örneğin referandumda bir kez bile "Evet" demediğini kendi ağzıyla söyledi. Biz bunu zamanında yazdığımız için 'pelikancı' diye linç edilirken alkış tutanlar veya ölü taklidi yapanlar şimdi nerdeler?
"Reis dönemi bitti, Hoca dönemi başladı" sözünün bir versiyonu olan "İkinci yarı başladı" kendilerinin 7 Haziran seçim sloganı değil miydi? Ya da 7 Haziran'dan hemen sonra katıldığı televizyon programında, alakasız biçimde "Halk, Başkanlık sistemine izin vermedi" diyen kendisi değil miydi?
Gazetecilik, ikbal kaygısıyla önünde olup bitene gözünü çevirmek değil; gerçekleri zamanında dile getirmektir. Biz yaşarken oldu her şey ve siz sustunuz. Tarih, sizi de yazacak.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ