Şahan Gökbakar siyasi rantına Sibel Ünli'nin intiharını alet etti! Aile basın açıklaması yapmak zorunda kaldı!

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli’nin intiharı en çok konuşulan konular arasında yer alıyor. Genç kızın intiharını siyasi rant meselesine dönüştürmeye çalışan Şahan Gökbakar’ın paylaşımlarının ardından Ünli’nin ailesi açıklama yapmak zorunda kaldı. Ünli ailesi, “Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir” ifadelerini kullandı. Şahan Gökbakar’a bir tepki de şarkıcı Yusuf Güney’den geldi. Güney, "Devletimize muhalif olup hakaret edeceğinize siz ve sizin gibiler kazandığınız milyonlardan biraz da olsa Sibel ve Sibel gibi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yardımda bulunsaydınız, her şeyi devletten beklemeseydiniz ne güzel olurdu” dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Ocak 2020 , 15:05 Güncelleme Tarihi :06 Ocak 2020 , 16:02
Şahan Gökbakar siyasi rantına Sibel Ünli’nin intiharını alet etti! Aile basın açıklaması yapmak zorunda kaldı!

İÇİNDEKİLER

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli'nin kahreden intiharı, gündemdeki yerini korurken olay üzerinden siyasi rant yapmaya çalışan ve bu durumda dahi muhalif olmaya çalışan bazı ünlü isimler aileyi bile çileden çıkardı.

Şahan Gökbakar ve diğer muhalif isimlerin "Seni doyuramadı ve yaşatamadı bu devlet. Bu ülkenin önce çocuklarının karnını doyurması lazım" ifadelerini kullanması bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepkiyle karşılanırken Ünli ailesi konuyla ilgili bir basın açıklaması yapmak zorunda kaldı. Ünli ailesi, "Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir" ifadelerini kullandı.

Şahan Gökbakar'ın siyasi rant oyununa bir tepki de şarkıcı Yusuf Güney'den geldi. Yusuf Güney, "Devletimize muhalif olup hakaret edeceğinize siz ve sizin gibiler kazandığınız milyonlardan biraz da olsa Sibel ve Sibel gibi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yardımda bulunsaydınız, her şeyi devletten beklemeseydiniz ne güzel olurdu" diye yazdı.

AHMET DAVUTOĞLU DA BİR ÖLÜM ÜZERİNDEN DEVLETİ ELEŞTİRMEYE ÇALIŞTI!
Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da acı ölüm üzerinden muhaliflik yapmaya çalıştı. Davutoğlu, Sibel Ünli hakkında, "Yapılacak hiçbir şey elbette Sibel'i geri getirmeyecek. Fakat hükümetin öğrenciler üzerinde uyguladığı bu zorlayıcı politikaların tekrarlanmaması adına elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız" dedi.

ESKİ HDP'Lİ BARIŞ ATAY'DA SİBEL'İ AMAÇLARINA ALET ETTİ!
Eski HDP'li vekil ve şimdilerde TKP'de siyaset yapan, geçtiğimiz günlerde Meclis'te halkı sokağa çıkmaya çağıran Barış Atay, Sibel Ünli'nin intiharını kirli amaçlarına alet etti.

BASIN AÇIKLAMASI
İşte Ünli ailesinin yapmak zorunda kaldığı basın açıklaması:

Fatih Samatya'da denizde cesedi bulunan 20 yaşındaki İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Sibel Ünli'nin ailesi yazılı açıklama yaptı.Sibel Ünli'nin ailesi açıklamada, "Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur. İntihar girişimlerinden sonra 'major(ağır) depresyon' tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır" ifadesini kullandı"

ÜÇ YILDIR BİRDEN FAZLA İNTİHAR GİRİŞİMLERİNDE BULUNMUŞTUR"
Ailenin yazılı açıklaması şu şekilde: "Öncelikle bizimle acımızı paylaşan taziyemize gelen veya gelemeyen tüm insanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ailemizin yaşadığı bu elim hadisenin ulusal gündemde ve sosyal medyada fütursuzca kullanılması bizi derinden üzmüştür. Bu açıklamayı geç yapabildik çünkü acımızı yaşıyorduk. Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir. Kardeşim merhume Sibel Ünli yaklaşık bir yaşında geçirdiği ağır bir ateşli hastalık sonrası günlerce hastaneye yatırılmıştır. Bu hastalık sonrası tekrarlanan sara (epilepsi) krizlerini farklı zamanlarda yaşamış ve kendisi bu hastalığı sonrası antiepileptik tedaviler almıştır. Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur. İntihar girişimlerinden sonra 'major(ağır) depresyon' tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır. Önerilen tedavileri hastane dışında da sürdürmesi için ailesi ve yakın arkadaşları tarafından destek kendisine olunmuştur. Düzenli olarak psikolog ile görüşmesine olanak sağlanmıştır"

"AİLEMİZ SOSYAL YARDIM KARTI ALMIŞTIR"
"Tüm bunlara rağmen ailecek yaşadığımız sosyoekonomik durum ve kardeşimizin sosyal ağlarda maruz kaldığı siber zorbalık, kardeşimizin duyarlı ve hassas kişilik yapısı kendisinin yaşama azmini bitirmiştir. Yüzme bilmeyen kardeşim 3 Ocak 2020 Perşembe gecesi Fatih ilçesi Samatya Sahili'nde denize atlayarak yaşamına son vermiştir. Ailemiz geçmişte yaşadığı sosyoekonomik sorunlar yüzünden İstanbul Valiliği, Güngören Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvurmuş, kanunun uygun gördüğü ayni ve nakdi yardım almıştır. Okuyan kardeşlerime öğrenci yardımı verilmiştir. Ailemiz Sosyal Yardım Kartı almıştır. Dini bayramlarda gıda yardımı almıştır. Kardeşimiz Aydin Ünli Bu sonbaharda tıp doktoru olarak Devlet Hizmeti Yükümlüsü olarak atanması gerçekleşmiştir, ailemizin maddi olanakları iyileşmiştir. Bu yüzden bize yapılan yardımların bizden daha muhtaç durumdaki ailelere verilmesi için bu kurumlardan yardım almayı bıraktık. Son olarak yüce devletimizden ailemizin bu sosyal travmalardan sonra yaşadığı sıkıntıların üstesinden gelmesi psikiyatrik destek almayı saygıyla talep ediyoruz

PSİKOLOJİK SORUNLARI VARDI
Öte yandan Ünli'nin annesi Ayşe Ünli'nin ifadesine, eşinden bir yıl önce ayrılarak kızlarıyla beraber İstanbul'a yerleştiğini, Sibel Ünli'nin ise kendilerinden daha önce İstanbul'a üniversite nedeniyle geldiğini, kızının sara hastası olduğunu ve fiziksel engellerinin bulunduğunu söylediği öğrenildi. Anne Ünli'nin ifadesinde , "Üniversitede bir çocuğa aşık olmuş, ve karşılık alamadığı için psikolojik bunalıma girmişti. Durumunun kötü olduğuna ikna olup Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden 15 gün yatılı tedavi gördü, kendisine antidepresan haplar kullanması gerektiği doktorlar tarafından söylendi. 20 gün önce Sibel'in Twitter da 'Ben artık bu hayata dayanamıyorum.' şeklinde paylaşımda bulunduğunu bir arkadaşı bize söyledi, Sibel'i tekrardan ikna edip Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırdık, 10 gün daha tedavi gördü. Sibel'i karşılıksız aşkından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştık. Ancak 04.01.2020'de polisten, intihar ettiğini öğrendik "dediği kaydedildi. Sibel Ünli'nin ablası Zeynep Duman'ın da polise verdiği ifadesinde, kardeşinin psikolojik sorunlar ve platonik bir aşk sebebiyle yaşamına son vermiş olabileceğini belirttiği öğrenildi. Öte yandan ailenin 3 Ocak'ta kayıp başvurusu yaptığı belirlendi.

"AYIPTIR GÜNAHTIR"
Baba Zeki Ünli ise olayın mali imkansızlıklarla ilgili olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: "Diyorlar ki 'Bir aydır kayıp', yalandır. Diyor ki 'yatacak yerim yok.' Hepsi yalan. Bizim evimiz Muş'ta var, burada da var, Bursa'da da var. Aylığımız Allah'a çok şükür en az 10 bine kadar var. Bu yalanı hangisi yapmış? Böyle şeyler ayıptır. Bu acı günlerimizde bu kelimeler yakışmaz. Allah'a çok şükür bizim her şeyimiz var. Hiçbir sıkıntımız yok. Devlet de yardım ediyor Allah'a çok şükür, burs da var. Devleti kötülemek için böyle yapıyorlar."