İddianameye göre, Enver Altaylı, bazı siyasi parti genel başkanlarının 'FETÖ mensubu olduğu tespit edilen danışmanları' aracılığıyla bu partilere etki etmeye çalıştı. Bu kapsamda Altaylı'nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı olduğu belirtilen Rasim Bölücek ile telefon trafiğine yer verildi. Altaylı, rehberinde 'Bölücek Rasim' ibaresi ile kayıtlı cep numarası ile 1022 kez görüştü. Bu görüşmelerin 767'sinde Altaylı, 197'sinde Bölücek aradı. Görüşmelerin süresi 2 gün 13 saat 59 dakika 22 saniye tuttu. Ancak bu görüşmelerin hangi tarihlerde yapıldığı iddianamede belirtilmedi.
0 SANİYELİK YÖNTEM
"Ayrıca şüphelinin telefon rehberinde 'Rasim Bölücek' ibaresi ile kayıtlı başka bir cep numarası ile 137 kez toplamda 1 saat 53 dakika 3 saniye görüşme yaptığı tespit edilmiştir" denildi. İkili arasında, '0' (sıfır) saniyelik görüşme/çağrı bırakma olayının olduğu da belirtildi. Bunun, aralarında farklı bir iletişim yoluna geçmek için geliştirilen bir yöntem olduğu öne sürüldü.
İddianamede, ABD'de görülen Halk Bankası davasına ilişkin önemli bir iddiaya da yer verildi. Türkiye'den kaçarak ABD'deki davaya müdahil olan FETÖ'cü polis Hüseyin Korkmaz gibi Enver Altaylı'nın yurtdışına kaçırmaya çalıştığı eski MİT'çi Mehmet Barıner'in, yabancı istihbarat servislerinin yardımıyla bu davaya müdahil yapılmak istenildiği öne sürüldü.
İRAN MASASI'NDAYDI
Barıner'in MİT'teyken İran masasında çalıştığına işaret edilen iddianamede, "...Yine aynı konu ile ilgili olarak daha etkili sonuç alınacağı düşüncesiyle MİT mensubu iken İran masasında çalışmış bulunan Mehmet Barıner'i istedikleri gibi kullanabilecekleri ve düzmece ifadelerle Türkiye'yi daha da sıkıştırmak amaçlı olarak ABD ülkesine kaçırmak üzere iken suçüstü yakalandıkları..." değerlendirmesi yer aldı.
'HİPERAKTİFTİR, GÜNDE 10 KERE ARAMIŞTIR'
Hürriyet'in haberine göre, Rasim Bölücek, Enver Altaylı ile telefonla çok sık görüştüğünü kabul etti. Bölücek, "Evet, görüştük. Enver Abi hiperaktiftir. Beni günde 10 kez aramıştır" dedi.
Rasim Bölücek, ülkücü bir aileden geldiğini ve Enver Altaylı'yı 1978 yılında MHP'nin Hergün gazetesinin yöneticisi olmasından ötürü tanıdığını söyledi. Bölücek, "Geçmişe dayanan hukuk ve tanışıklığımız var. Ülkücü camiada herkes Enver Abi'yi bilir" dedi. Enver Altaylı'nın geçmişte eski Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel, eski Özbekistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve eski Türkmenistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un danışmanlığını yaptığını belirten Rasim Bölücek, Hürriyet'e şu açıklamayı yaptı: "Enver Altaylı'nın ilişki kurmak için bana ihtiyacı yok. Aradığı sayısız kişiden biriyim. Benden 100 kat daha fazla AK Parti yöneticileriyle hukuku vardır. Birçok insanı arar, beni de arar. CHP Genel Başkanı'nın siyasi danışmanıyım. Altaylı ile ihtiyatlı bir mesafem vardır. Evet, görüştük. Çekincem olsa kendi telefonumu kullanmazdım. Suç teşkil edecek durum değil. Enver Abi hiperaktiftir. Beni günde 10 kez aramıştır. Eminim ki 20 kere başkasını aramıştır."
''ABD'DE EVİM VARDI KALIRDIM''
Enver Altaylı'nın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi için aracı olmadığı belirten Bölücek, şöyle devam etti: "Genel Başkan on binlerce kişiyle görüşüyor. Ona ulaşmak için bana ihtiyacı yok. Kılıçdaroğlu'nun sayısız danışmanıyla ilgili spekülasyon yapıldı. Herkes benimle ilişki kurmak ister. Ben CHP'nin başdanışmanıyım. Benim en küçük korkum olsa, çocuğumuzu okuttuğumuz ABD'de evim vardı, kalırdım. Her şeyi takip altında bir insanım."
''ALÇAKÇA BİR YALAN''
Enver Altaylı ile 15 Temmuz günü görüştüklerini kabul eden Bölücek, "'Ne oluyor?' diye sordu. 'Başarısız olur' dedim" diye görüşmeyi anlattı. Gülen ile görüşme girişimi suçlamasına ilişkin Bölücek, "Alçakça ve şerefsizce bir yalan. Dava açacağım" dedi.
Bölücek, çocuğunun eğitimi için ABD'ye gittiğini kaydetti.