FETÖ'nün finans kaynağına ağır darbe! Kaynak Holding yöneticilerine ağırlaştırılmış müebbet!

FETÖ’nün finans merkezi olan Kaynak Holding’in yöneticilik ve üst düzey görevler alan tutuklu 4 sanığın yargılandığı davada cumhuriyet savcısının mütalaası açıklandı. Mütalaada, holdingin yönetici ve ortaklarından olan Hasan Kahveci ve Sinan Varol hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :26 Ocak 2020 , 14:50 Güncelleme Tarihi :26 Ocak 2020 , 14:52
FETÖ’nün finans kaynağına ağır darbe! Kaynak Holding yöneticilerine ağırlaştırılmış müebbet!

İÇİNDEKİLER

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'de yöneticilik ve üst düzey görevler alan 4 sanığın yargılandığı davada mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, 2 sanıkla ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.

15 TEMMUZ GERÇEĞİ...
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü sunan cumhuriyet savcısı, mütalaasında kısaca örgütün amacını ve 15 Temmuz darbe girişimine değindi.

SUÇLAMALAR
Mütalaada, holdingin yönetici ve ortaklarından olan sanık Hasan Kahveci, firari iken yakalanan holdinge bağlı şirketlerde yönetim kurullarında görevli Sinan Varol, holding idari işler müdürü olan ve yurt dışına kaçarken yakalanan Mehmet Tezcan ile holdinge bağlı şirketlerde üst düzey görevler alan sanık Ali Ayhan Çetintaş'la ilgili suçlamalara tek tek yer verildi.

Sanıkların holding içerisindeki konumlarına vurgu yapılan mütalaada, sanık Hasan Kahveci'nin holdinge bağlı 17 farklı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu ve kayyum atanana kadar bir çok görevi yürüttüğü belirtildi.

Sanık Kahveci'nin birden fazla ByLock hesabının olduğu, örgüt talimatının ardından Bank Asya'daki hesabında artış olmasının yanı sıra holdingde çalışanlara Bank Asya'ya para yatırması konusunda çağrıda bulunduğu anlatılan mütalaada, kapatılan Kimse Yok Mu Derneğine bağış yapan Kahveci'in örgütsel toplantılara katıldığına dair tanık beyanlarının bulunduğu ve örgüt tarafından hazırlanan 944 ismin bulunduğu ''dua listesinde'' adının da yer aldığı ve örgütün tepe yöneticileri ile irtibat sağladığına yönelik HTS kayıtlarının olduğu vurgulandı.

Uluslararası Türkçe Derneği ve Gazeteciler-Yazarlar Vakfı'na bağışlarda bulunan sanık Kahveci'ye Kemal Tatar adlı şahsın mail gönderdiği belirtilen mütalaada, bu mail içeriğinde 17 Aralık sonrası TMSF tarafından Bank Asya'ya el konulabileceği öngörülerek, şirketteki hisselerin başka şahıslara devriyle ilgili planlama faaliyetlerine rastlanıldığına dair bilgiler yer alıyor.

FETÖ ELEBAŞINDAN TEHDİT
Mütalaada, holdingin yönetim kurulu üyelerinden olan ayrılan dosya sanıklarından Selami Özgür Tezcan'ın, tutuklu sanık Hasan Kahveci'ye gönderdiği notlara da yer verildi.

"15 YIL SONRASINI DÜŞÜNÜN!"
Mütalaada, söz konusu notta, ''Işık Yayıncılık Ticaret AŞ'de genel yayın yönetmeni, yabancı yayınları yurt dışı pazarlama müdürü, yağmur dergisi yazı işleri müdürü, ilk-son okuma editörü olarak çalışan personelin: 'Hocaefendi, bize yurt dışı fuarlarını detaylı bir şekilde tek tek sordu. Çin'e ,İran'a ve Uzak Doğu'ya gidin' dedi. Türkiye genelinde ilköğretim müdürleri toplantısında 'ya bizim yayınlarımızı okursunuz ya da hiç' deniliyor. Şöyle denilmiş: 'Ya bizim kitaplarımızı okutursunuz ya da kendinize yer seçin', 'Hocaefendiden böyle geldi' deniliyor. 'Hocaefendi'den gelen 17 kriter esas olarak kullanılıyor', 'HE ile görüştüğüm zaman bana, İhtiyaç tespit edilsin 15 yıl sonrası düşünülerek hareket edilsin' dedi. 'HE, ticari düşüncenin öne çıktığını duyduğu zaman fırçaladı" gibi ifadelerin yer aldığı vurgulanarak, böylece FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den emir veya talimat alındığına ilişkin mülakat notlarının bulunduğu kaydedildi.

ISLAK İMZALI MEKTUP
Aralarında sanık Hasan Kahveci'nin de bulunduğu holding yöneticilerine gönderilen ''mektup'' başlıklı mail içeriğine de yer verilen mütalaada, ''Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi'' ile ilgili olarak Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Ahmed Aytimur, Salih Özcan, M.Said Özdemir tarafından doğrudan Gülen'e yazılmış ıslak imzalı mektup örneğinin bulunduğu anlatıldı.

Söz konusu mektup ve doküman içeriğinde ''Lemaları tahrip ederek basan Ufuk Yayınlarının sizin camiaya dahil oldukları duymaktayız. Fetullah Gülen'e de ulaşmak ve görüşlerimizi yazılı olarak kendisine bildirmek istedik. Bu maksatla bir kardeşimizi elçi olarak tayin edip kendisiyle görüşmek ve mektubu takdim etmek üzere vazifelendirdik. Fakat bize ulaştırılan cevap, 'Mektubu İstanbul'da filan kişiye bırakın' şeklinde oldu.'' ifadesinin yazılı olduğu aktarılan mütalaada, ıslak imzalı mektubun Kaynak Holding'in İnsan Kaynakları Koordinatörü Sedat Kocar'da bulunması husususun ise örgüt elebaşısı ile holding arasında organik bağ olduğunu ve tüm bilgilerin örgüt elebaşısına ulaştırıldığı ve talimatların alındığının delili olduğu vurgulandı.

Holding Genel Sekreteri Kasım Erkan Ünal tarafından sanığa gönderilen başka bir mailde ABD'ye gidiş-geliş uçak bileti örneklerinin olduğu, bu tarihten 3 gün önce holdinge ilişkin mali ve benzeri sunumların sanık Kahveci'ye gönderildiği anlatılan mütalaada, bu sunumların örgüt elebaşısı Gülen'e sunulduğuna dair maillerin de yer aldığı kaydedildi.

Dijital materyallerin incelemesinde örgüt elebaşı Gülen tarafından gönderilen talimatlarla söz konusu şirketlerde yönetim faaliyetlerinde bulunulduğu, yurt dışında faaliyet gösteren örgütle bağlantılı olan kurum ve kuruluşlara yardım yapıldığına işaret edilen mütalaada, sanığın oğlunun örgüt soruşturmaları ve yargılamaları kapsamında firari olarak aranan eski futbolcular Hakan Şükür ve Arif Erdem ile çekilen fotoğrafının bulunduğu kaydedildi.

Mütalaada, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık Kahveci'nin ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağılaştırılmış müebbet ve ''silahlı terör örgütü yönetici olmak'' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

DUA LİSTESİ!
Diğer 3 sanıkla ilgili suçlamalara yer verilen mütalaada, firari iken yakalanan holdinge bağlı şirketlerde yönetim kurullarında görevli Sinan Varol hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''silahlı terör örgütü yönetici olmak'' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Yine holdingin idari işler müdürü olan ve yurt dışına kaçarken yakalanan Mehmet Tezcan hakkında ''örgüte üye olmak'' ve ''resmi belgede sahtecilik'' suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edilen mütalaada, holdinge bağlı şirketlerde üst düzey görevler alan sanık Ali Ayhan Çetintaş'ın da ''örgüte üye olmak'' suçundan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması gerektiği belirtildi.

Mütalaada, 3 sanığın da ByLock kullanıcısı olduğu, örgüt talimatı doğrultusunda başka bankadan kredi çekerek Bank Asya'ya yatırdıkları, örgüt toplantılarına katıldıkları, örgüt tarafından hazırlanan 944 kişilik ''dua listesi'' adıyla bilinen listede isimlerinin bulunduğu anlatılarak, tüm sanıklar hakkında örgütsel irtibatlarının bulunduğuna dair tanık beyanlarına yer verildi.

KEMAL BATMAZ İRTİBATI!
Sanık Mehmet Tezcan'ın telefonunda yapılan incelemede, rehberinde ''Adem Bey'' olarak kayıtlı şahısla yasa dışı yollardan pasaport temin etme ve yasa dışı yollardan ülke dışına kaçmaya ilişkin WhatsApp görüşmelerinin bulunduğu anlatılan mütalaada, sanık Tezcan'ın sahte pasaport ile yasa dışı yollardan yurt dışına çıkarken yakalandığı ifade edildi.

Mütalaada, 15 Temmuz darbe girişiminde Akıncı Hava Üssünde yakalanan ve FETÖ'nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu değerlendirilen Kemal Batmaz ile sanığın mailleştikleri, ayrıca sanığın Kemal Batmaz'ın da dahil olduğu üst düzey grup içerisinde örgütün ''sohbet'' adı altındaki toplantılarına düzenli olarak katıldığı belirtildi.

Holdingde üst düzey görevlerde bulunan sanık Sinan Varol'un örgüt soruşturması kapsamında firari iken yargılama esnasında yakalandığı vurgulanan mütalaada, sanığın başka bankadan kredi çekerek Bank Asya'ya yatırmaları konusunda çalışanlara baskı yaptığı, sanığın gerek tek başına gerek ise ana dosyada yargılaması yürütülen sanıklar ve diğer örgüt üyeleriyle birlikte yurt dışına çıkarak, organizasyonlar düzenlediği ve yurt dışında örgütsel faaliyetlerde bulunduğu kaydedildi.