İşte Engin Ardıç'ın "Boş konuşmayın" adlı köşe yazısı:
Yürekleri dağladı... Nah dağladı.
Yürekleri dağladıysa futbol maçları niçin oynatılıyor? Eğlence yerleri niçin açık? Niçin bayraklar yarıya indirilmiyor? Niçin "milli matem" ilan edilmiyor?
Çünkü ölen otuz kadar köylü. Çünkü bizde onlardan çok var.
Çünkü meseleye böyle bakıyorsunuz. Ve Elazığlı'nın, Malatyalı'nın derdi değil, İstanbullu'nun "muhtemel" derdi sizi geriyor, cep telefonlu sosyete hanımları...
Sizin de yüreğiniz geniştir, kolay kolay dağlanmaz muhterem zevzekler. Ölenlere Tanrı'dan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar... İşte yazınızın bir paragrafı çıktı bile.
İmamoğlu'nun çok üstüne vazifeymiş gibi deprem bölgesine "sür'atle intikal etmesi" de sizi yakından ilgilendiriyor. Hemen reklamına girişiyorsunuz.
Çünkü cumhurbaşkanı olacakmış ya... Maşallah yüreği vatanın her köşesi için ayrı çarpıyor... (Kılıçdaroğlu kendisi gitmiyor, ölü sayısını az bulmuş olmalı.)
Utanmasanız "depremi Tayyip yapıyor" diyeceksiniz ama müptezelliğin de bir sınırı var.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN