Son dakika af ve yargı reformu haberleri: Af ve ikinci yargı paketi maddeleri ve son durum vatandaşlar tarafından oldukça merak ediliyor. Son olarak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargı Reformu Stratejisi'ndeki yeniliklerle infaz usullerini geliştirmeyi, güncel teknolojileri de sisteme entegre etmeyi amaçladıklarını kaydetti. Aynı zamanda Başkan Erdoğan'da geçen günlerde kurmayları ile infaz sisteminde yapılacak değişikliği ele almıştı. Başkan Erdoğan, alternatif infaz yöntemlerinin uygulanmasında bazı sıkıntılar yaşanabileceğini belirterek bu konuda daha kapsamlı bir çalışma yapılması talimatı vermişti. Detaylar takvim.com.tr'de
DETAYLAR İÇİN BİR SONRAKİ SAYFAYA TIKLAYINIZ
Adalet Bakanı Gül'den flaş yargı reformu açıklaması!
Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in 102. yaş günü dolayısıyla Adalet Bakanlığı CTE Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer İstanbul Eğitim Merkezinde panel düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Ord. Prof. Dr. Dönmezer'in hayatının anlatıldığı barkovizyon gösterimi yapıldı.
Bakan Gül, açılışta yaptığı konuşmada, Türk Ceza Hukukunun duayen ismi Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in 102. yaş gününde, hatırasını yad etme amacı taşıyan bu panelin düzenlenmesinde fikir ve emek sahibi olanlara teşekkür etti.
Dönmezer'in eserleriyle kök salmış ulu bir çınar olduğunu, ardında çok önemli bir miras bıraktığını dile getiren Gül, " 'Devlet çağırıyorsa git, devlet istiyorsa ver' anlayışı, Dönmezer hocanın bir hayat felsefesi olmuştur." dedi.
Ceza hukukçusunun en büyük ve en önemli vasfının hakikate hürmet olduğunu vurgulayan Bakan Gül, "Zaten ceza muhakemesi de maddi hakikatin ardındaki çileli yürüyüşün adıdır. Ancak 'hakikate hürmet' ile kast ettiğim şey, ceza muhakemesinin sübut kurallarından, şüpheyi yenecek bir doğruluk arayışından daha fazlasıdır. Hakikati sadece kurallarda, kuru kelimelerde, kanun metinlerinin lafzında aramak, hukukçu için beyhude yorulmaktır. Mevzuatı hakikat bilmek lafzın dehlizlerinde kaybolmaktır. Hukukun hakikati, toplumun hakikatinden farklı bir şey değildir. Toplumun hakikati ise kültür ve tarih üzerinde yükselir. Örf ve adetlerden, inanç ve değerlerden beslenir.
Hukuk ve özellikle mevzu hukuk bu hakikatle uyum ve ahenk içinde olduğu ölçüde kuvvet ve meşruiyet kazanır. Bu hakikatle bağı koptuğunda, kendisinden beklenen sosyal barışı sağlama işlevini yerine getiremez. Aynı şekilde, normu yorumlama ve uygulama görevi bulunan hukukçunun da içinde yaşadığı toplumla köprülerini atma lüksü yoktur. Hakim, savcı, avukat, uzman, akademisyen... Hangi rolü üstlenirse üstlensin, hukukçu, yaşadığı toplumun tarihini, kültürünü, inancını ve değerlerini özümsemiş olmalıdır. Tarih, kültür, sanat, felsefe, ayağı bu kadim coğrafyaya basan bir entelektüel ancak bu coğrafyaya katkıda bulunur. Oryantalist bir bakış açısıyla, bir kompleksle kendi değerlerine, kendi coğrafyasına, kendi toprağına yabancılaşan bir entelektüel bir aydından asla bahsetmek mümkün değildir. Topluma ve toplumsal değerlere yabancılaşma, aynı zamanda hukukun özüne ve amacına, yani adalet duygusunun bizatihi kendisine karşı da bir yabancılaşmayı beraberinde getirir."
Bu nedenle Türkiye'deki hukuk eğitiminin geliştirilmesi ve hukuk mesleklerine gireceklerin titizlikle seçilmesinin çok önemli ve anlamlı olduğuna inandıklarını dile getiren Gül, "Bu çerçevede özellikle hukuk fakültelerine ve hukuk mesleklerine girişin daha da nitelikli olması, müfredatın daha da kaliteli olması bizim temel uğraş alanlarımızdan biridir. " dedi.