MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:
Biz nerede susup nerede konuşacağımızı bilecek, bununla yetinmeyip, gür bir sedayla beyan edecek akıl sahibiyiz. Tehlikeler kapımıza dayandığında seyredecek kadar aciz, basiretsiz değiliz. Boş lafa karnımız toktur. Vatan ve millet uğruna göstereceğimiz fedakarlıklar pek çoktur. Aklını kullanmayan kişi veya toplumların geçmiş ile gelecek arasında bağ kuramayacağına kuvveden de fiile geçemeyeceğine inanırız. Siyaset bir akıl işidir. Karambole teslim olmuş toplumlar şarampole devrilmeye mecburdur. Aklın geniş imkanlarına kapalı duran milletlerin herhangi bir geleceği olamayacaktır.
Türkiye'nin içine çekmek istenen anafora müdahale etmek başlıca vazifemizdir. Karanlık emellerin yıkılması ortak emelle mümkündür. Her vicdan sahibi insanımız ağır sorunlarla muhatap olduğumuzu teyit edecektir. Hiçbir sorun, altında ezilecek kadar telafisiz değildir.
TERÖR OPERASYONLARI
Ülkemiz çok cepheli, etkili, yönlü bir mücadelenin tam ortasındadır. Bu yalın gerçeği inkar etmek akıl fukaralığına işarettir. Aslına bakarsanız tesir alanı açısından değerlendirdiğimizde şu anki mücadele partiler üstü muhtevaya haizdir. Sınır içinde ve sınır ötesinde Türkiye milli bir direniş halindedir. Pençe, Kıran, Kapan operasyonları terörün belini kırmakla kalmamış, Türk devletinin kudretini demir yumrukla göstermiştir. Beyaz Toros devrede diyen terör destekçilerinin saklanacak yeri kalmamıştır.
Fırat Kalkanı, Barış Kalkanı sınır ötesinde teröristleri kesip atmıştır. İşgal ve istila amacımız olmadığı ortadadır. Türkiye'nin neden Suriye'de ya da Libya'da olduğunu sorgulayan küresel güçlere, 'Sizin orada ne işiniz var' demek doğal hakkımızdır. Çad ve Sudan başta olmak üzere militanları toplayıp komşu ülkelere yığanların önce imal edip sonra yalanda imha edenlerin kim olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Mustafa Akıncı'nın sözleri, Akdeniz'de yüzen karanlık emellerin tercümesi değil midir? Olan biten çirkinlikleri görmeyelim mi? Milli bir duruşla taşın altında gövdemizi koymayalım mı? Olan olmuş, geçen geçmiş aman sen de diyerek başımızı kuma mı gömelim.
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
İdlib ateş çemberine alınmış durumdadır. 1,2 milyon Suriyeli evini barkını terk etmiştir. masumlar perişan, zalimler pişkindir. Hiçbir suçu günahı olmayan yüzbinler birbirlerine sarılarak ısınmaktadır. Türkiye yeterince insani sorumluluğunu yerine getirmiştir. Yeni sığınmacı dalgası ülkemizin kaldıramayacağı ilave bir yüktür. Hazmetme kapasitemiz dolmuştur. Esad akıl ve vicdan tutulması yaşayarak, kendi halkının kanını akıtmakta, canını almaktadır. Hala Esad ile görüşülsün diyenlerin bu tabloyu görmemesi kabul edilebilir değildir. Bu siyasi körlüğün izahı nasıl yapılacaktır? Esad topraklarını Rusya ile bombalıyor. Altını kalın şekilde çiziyorum; Esad gitmeden barış, huzur ve istikrar mumla aranacaktır.
17 Eylül 2018'de Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Putin Soçi'de 10 maddelik mutabakata imza atmıştır. Bu mutabakatın ikinci maddesine göre, Rusya gerekli önlemleri alacaktı. Korundu mu hayır. İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunarak ülkemizin gözlem noktası güçlendirilecekti, olmadı. Ateşkesin takibi için gözlem noktaları taciz ve tahrik kıskacındadır. Hani Soçi mutabakatı? Nereye gitti görüşmeler? İkili temaslar, telefon diplomasileri... Esad 4 defa ateşkes ilanı yapmamış mıydı? 14 Ocak'ta Türkiye ve Suriye yetkilileri anlaşmaya onay vermemiş miydi? Türkiye verdiği sözün arkasındadır. Rejim unsurlarının çekilmesi hem kendi hayırları hem bölge için mecburiyettir. Türkiye'nin şakası yoktur. Az çoktan çok gider. Gidenlerin alayı Esad rejiminden olacaktır.
KILIÇDAROĞLU'NA: ÜLKESİYLE BAĞINI KOPARMIŞ
Gerekirse Şam'a gireriz dedik. Bizim hiç kimseden öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Bu vatanda olmanın bir adabı, bir fedakarlık kültürü vardır. Biz Şam'a girelim diyorsak, Ankara'yı tehdit altında gördüğümüzdendir.
CHP Genel Başkanı yine boş keseden sallamış. Ne zaman, hangi yetkiyle, kiminle kuracaksın? Kılıçdaroğlu susması gerektiği yerde konuşunca mizaha alet oluyor. Komedi filmi çekse kapalı gişe oynar. Kılıçdaroğlu, haftasonunda, 'Şimdi İdlib'de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar, sola dönüyorlar olmuyor.' Bu sözleri Macron söylese normal derdik. Sayın Kılıçdaroğlu İdlib'de sıkışan kimdir, İdlib'de bulunan kimdir? Hangi mihraklar için dedikodu yapıyorsun? İdlib'de TSK'nın şerefli mensupları Türk milleti adına vardır. Sıkışan yoktur ama sıkıştırılmak istenen Türkiye'dir. Sen hangi işbirlikçinin fermanını okuyorsun? CHP'nin başındaki bu utanç vesikası ülkesiyle bağını koparmış, Türk düşmanlarının kadrosuna iltica etmiştir.
RUSYA'YA: AYNEN İADE EDER, YENİ AÇIKLAMALARINI BEKLERİZ
Rusya'yı hiçbir maske artık gizleyemez. Rusya Devlet Başkanı önce Esad'a sıçrayan, sonra kendisine bulaşan kanı temizlemelidir. Biz Rusya'yı 93 Harbi'nden biliriz. Biz Boğazlar üzerindeki emellerinden tanırız. Demiyoruz ki düşman olalım. Dostu da biliriz, düşmanı da biliriz. Astana ve Soçi'ye destek veren biziz. İstediğimiz karşılıklı hak ve çıkarlara saygıdır.
Bizim bu duruşumuzdan Rusya Dışişleri Bakanlığı rahatsızlığını resmen duyurmuştur. Varsın olsun, el ile gelen düğün bayram. İdlib'de şehitlerimizi nereye koyacağız? Tacizlere tepki göstermeyecek miyiz? Zulme ortak mı olalım? Putin söylesin, elinde reçete varsa ona göre mi davranalım? ABD ve Rusya'nın yergisi değil, övgüsünü alsaydık kime ne anlatacaktık? Mazlumlara nasıl bakacaktık? Kremlin iyi bilmelidir ki, biz şehidi siyasi istismara tahvil edecek kadar alçalmayız. Vakti saati geldiğinde, biz bu hesabı faillerinden mutlaka sorarız.
Açıklamalarını aynen kendilerine iade ederek, yeni açıklamalarını merakla bekleriz.
ABD'YE YANIT
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi'nin algı operasyonlarına kanacak halimiz yoktur. FETÖ, YPG, PKK ile ne yaptıklarını anlatmayı ne zaman gündeme alacaktır? Türkiye, Esad arasındaki gerginlikten sonra niye hatırlandı? ABD neyin peşindedir? İdlib'den insanlar kitleler halinde Türkiye'ye doğru kaçarken, Putin Esad'ın dizginlerini gevşetmişken ABD ne yapıyor? ABD Türkiye'nin yanında yer aldığını açıklamıştır ama YPG için 220 milyon dolar yardım ayırmayı da ihmal etmemiştir.
Bizim ne kalıcı dostumuz ne de kalıcı düşmanımız vardır. Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. İnanıyorum ki bir gün mutlaka Türk birliği gerçekleşecek, turan ülküsüyle sönmeyecek meşale tutuşacaktır.
"SORUNLARI DONDURUCUYA KALDIRALIM"
Son günlerde korkuları kaşıyan bazı gelişmeler yaşanmaktadır. Ortak akıl devre dışıdır. Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk iddiaları, sosyal gerilimler, FETÖ'nün siyasi ayağı konusundaki kutuplaşmalar, intihar örnekleri, eski Genelkurmay Başkanlarının talihsiz açıklamaları üst üste yığılmaktadır.
Kahraman Türk askeri cephedeyken TSK hakkında yapılan yorumlar, bir diğer düşman sevindiren rezilliklerdir. Türk askeri tartışmaların içine neden çekiliyor? Polemiklere havale edilmesi tehlikeli, yanlış değil midir? Türkiye üzerinde vahşi bir oyun kurgulanmaktadır. Pentagon ve CIA'nın raporu yeni bir darbe ihtimalini adice açıklamıştır. Darbe iddiaları herkesin diline düşmüştür. Herkese çağrım şudur; ön yargıları bir kenara bırakalım. Birbirimize sahip çıkalım. Çözemediğimiz sorunları derin dondurucuya bırakalım. Başka bir Türkiye yok. Darbeyi aklından geçiren varsa 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertipte muvaffak olamayacaktır. Türkiye'nin tasfiyesi anlamına gelecektir. Darbeye heves edenlerin hevesleri mezarda kalacaktır. Darbeye göz kırpanların Esat'tan farkı olmayacaktır. MHP herkesi ortak akılda buluşmaya, kucaklaşmaya davet etmektedir. Elimizi uzatıyoruz Türkiye için birlikte çalışmaya.