Son dakika: Kritik İdlib zirvesinde anlaşma sağlandı! Başkan Erdoğan ateşkesin saatini açıkladı

Son dakika haberine göre, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başkanlığında Moskova'da yapılan heyetler arası görüşme sona erdi. Baş başa ve heyetler arası görüşmeler 5 saat 40 dakika sürdü. Kritik İdlib zirvesinde anlaşma sağlandı. Başkan Erdoğan ve Putin zirve sonrası açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan Esad rejiminin eylemlerine göz yumulmayacağının altını çizerek, "En kısa sürede ateşkesi gerçekleştirecek ardından birlikte kararlaştıracağımız adımları süratle atacağız. Bu gece saat 00.01'de ateşkes yürürlüğe girecek." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :05 Mart 2020 , 19:37 Güncelleme Tarihi :05 Mart 2020 , 22:25
Son dakika: Kritik İdlib zirvesinde anlaşma sağlandı! Başkan Erdoğan ateşkesin saatini açıkladı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in görüşmesi sona erdi. Liderlerin Kremlin Sarayı'ndaki yaklaşık 2 saat 30 dakikalık baş başa görüşmesinin ardından heyetler arası görüşmeye geçildi. Erdoğan ve Putin'in başkanlığındaki heyetler arası görüşme 3 saat 10 dakika sürdü.

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kremlin Sarayı'nda gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin'e nazik daveti için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kritik gelişmelerin cereyan ettiği bir dönemde Putin ile yeniden bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bugünkü görüşmelerde özellikle Suriye'deki durumu ve İdlib'deki son gelişmeleri ele aldıklarını bildiren Erdoğan, yaklaşık 6 saat süren bir çalışma yaptıklarını, tesis ettikleri samimi diyalog kapsamında benzer veya farklı görüşte oldukları tüm konuları ayrıntılarıyla görüştüklerini, müzakere ettiklerini söyledi.

Türk-Rus ilişkilerinin derin tarihi köklerine işaret eden Recep Tayyip Erdoğan, 5 asrı aşan bu tarihin güçlü geleneğe sahip iki devletin ve halkın karşılıklı etkileşiminin de tarihi olduğunu ifade etti.

"Bu köklü ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur." diyen Erdoğan, diplomatik ilişkilerin 100'üncü yılının idrak edildiği bu sene üst düzeyli iş birliği konseyinin toplantısı için Putin'i Türkiye'ye beklediklerini vurguladı.

2018 Eylül ayında Soçi'de varılan mutabakat ile İdlib'de nisbi istikrarın sağlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Soçi Mutabakatı'na göre, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi muhafaza edilecek, bölgeye yönelik saldırıların önlenmesi dahil olmak üzere, statükonun korunması için gerekli tüm tedbirleri alacaktık. Rejimin geçen mayıs ayından itibaren younlaşan ve doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları, İdlib'de tesis ettiğimiz sükuneti bozmuştur. İdlib Mutabakatı'nın bozulmasına yol açan gelişmelerin birinci derecede sorumlusu, saldırganlığıyla bölgenin istikrarını da hedef alan rejimdir. Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın tamamının 'terörist' olarak ilan edilip, havadan ve karadan ağır bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir."

Rejimin zulmünden kaçan ve Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi verilerine göre sayıları 1,5 milyonu bulan bölge halkının Türkiye sınırlarına yığıldığını belirten Erdoğan, "Rejimin buradaki esas amacının İdlib'i belirli bir kesim açısından insansız hale getirmek ve oluşturduğu göç baskısıyla Türkiye'yi zora sokmak olduğu açıktır. Türkiye elbette böyle bir tehdit karşısında eli kolu bağlı kalacak değildir. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin sınırlarına kurduğumuz gözlem noktaları sahadaki durumu kontrol etme değil, sadece ateşkesi takip etme, bu vazifeyle yükümlüdür." değerlendirmesinde bulundu.

"KALICI ÇÖZÜM BULMA İRADEMİZİN BİR TEZAHÜRÜ"
Bir süre önce bölgede Rusya ile birlikte tesisi konusunda uzlaşıya vardıkları istikrarı sağlamak üzere İdlib'e ilave askeri birlikler gönderdiklerini aktaran Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

"Artık hem rejimin saldırganlığının önüne geçmek hem de ateşkese riayet etmeyen diğer grupları dizginlemek üzere sahada çok daha aktif bir şekilde yer aldık. Bu süreçte bölgede bulunan Rus güçleriyle koordinasyonu sıkı tutmaya gözen gösterdik. Rejimin doğrudan askerlerimizi hedef alan saldırganlığı sebebiyle yaşanan üzüntü verici hadiselerin ardından İdlib'de yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bugün Moskova'da Rus mevkidaşım ve ekiplerimizle bu konuyu enine boyuna konuştuk, değerlendirdik. Rusya ile aramızdaki iş birliği ruhu, bugüne kadar Suriye'deki ihtilafa son verilmesine yönelik uluslararası çabalara emsalsiz bir katkı sağlamıştır. Siyasi süreç ve Fırat'ın doğusu gibi boyutları da bulunan çalışma ilişkimizi derinleştirerek sürdürmeyi arzu ediyoruz.


Bu hususta bizimle hemfikir olduğuna inandığımız Rusya'nın, rejimin iş birliğimizi zedeleyecek eylemlerine göz yummayacağına inanıyorum. Bugünkü görüşmelerimiz, İdlib sahasında attığımız adımları masadaki çabalarımızla pekiştirerek bölgedeki soruna kalıcı çözüm bulma irademizin bir tezahürüdür. Öncelikle en kısa sürede ateşkesi gerçekleştirecek, ardından birlikte kararlaştıracağımız diğer adımları süratle atacağız. Bu gece saat 00.01, yani tam gece yarısı itibarıyla ateşkes yürürlüğe girecektir. Ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gereken çalışmalar hızla ve etkin şekilde yürütülecektir. Amacımız, bölgedeki insani krizin daha da kötüye gitmesini önlemektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere ön şartsız ve ayrım gözetilmeksizin yardım sağlanması için Rusya ile birlikte çalışacaklarını, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü olarak ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasını temin edeceklerini vurguladı.

Üzerinde mutabık kalınan ortak metnin Dışişleri Bakanlarınca açıklanacağına işaret eden Erdoğan, "Türkiye bu süreçte rejimin yapabileceği her türlü saldırıya tüm gücüyle ve tüm sahada cevap verme hakkını saklı tutacaktır. Ve bu süreç içerisinde karşılıklı olarak değerli mevkidaşımla irtibat halinde olacağız, ilgili bakanlarımız birbirleriyle irtibat halinde olacaklar. Suriye krizine, bu ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde bir çözüm bulunana kadar Türkiye, Soçi Mutabakatı dahil bölgedeki inisiyatiflerini sürdürmekte kararlıdır. Bir kez daha Cenevre'de kurulan müzakere masasının kalıcı barış ve istikrarın yegane anahtarı olduğunu belirtmek istiyorum. Bugünkü toplantımızın Suriye'deki ihtilafa kalıcı çözüm bulunması çabalarına katkı vermesini temenni ediyorum." şeklinde konuştu.





PUTİN'İN AÇIKLAMALARI:

Bugün Suriye'nin İdlib bölgesinde oluşmuş gergin durumu ele aldık. 1 Mart'ta çok namlulu roket atarla saldırı girişimi yaşandı. Türk askerleri arasında da kayıplar var. Cumhurbaşkanı'na taziyelerimizi yinelemek istiyorum. Kritik durumlarda her zaman elde edilen mutabakatlara dayanarak uzlaşabilmeyi başarıyorduk. Çözümler üretiyorduk, bugün de öyle oldu. Astana formatı çerçevesindeki formatı devma ettirme niyetini teyit etmek istiyoruz.

Suriye'nin egemenliğinden ve toprak bütünlüğünden yanayız. Uluslararası terör örgütleriyle mücadelede kararlıyız.

Bugün 6 saatlik görüşme sonucu ortak bir belge hazırladık. Bu belgenin çatışmaların durdurulması ve sivillerin azaplarına son verilmesine yardımcı olacağına inanıyorum.

Ben Sayın Cumhurbaşkanına Moskova'ya geldiği için teşekkür ediyorum.


TÜRKİYE VE RUSYA İDLİB'DE ATEŞKES ÜZERİNDE ANLAŞTI

Türkiye ile Rusya, İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetlerin 6 Mart 2020'de saat 00:01'den itibaren durdurulmasında anlaştı. İki ülke, ayrıca M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilmesinde ve M4 karayolunun bir bölümünde ortak devriyeler konusunda uzlaştı.



Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in açıklamalarının ardından iki ülkenin Dışişleri Bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Sergey Lavrov, tarafların üzerinde uzlaştığı "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıraya Ek Protokol"ü okudu.

Protokole göre, Türkiye ve Rusya, Suriye'deki ateşkes rejiminin uygulanmasının garantörleri olarak, Suriye'de Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına İlişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra'yı hatırda tutarak, Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini yineledi.

Taraflar, terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul etti.

Taraflar, Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, BM kolaylaştırıcılığında BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizdi.

İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesinin, sivillerin korunmasının, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere önkoşulsuz ve ayrım gözetmeksizin koruma ve insani yardım sağlanmasının, keza ülke içinden yerinden edilmelerin önlenmesi ile mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye'deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının önemini vurgulayan taraflar, şu hususlarda mutabık kaldı:

"İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01'den itibaren durdurulacak.

M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecek. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacak.

Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba'dan (Serakib'in 2 kilometre batısı) Ain Al Havr'a kadar olan kesimi boyunca başlatılacak."