Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.
Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'ndeki Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, tüm dünyanın 1 Aralık 2019'dan öncesine dönme mücadelesi verdiğine dikkati çekti. Türkiye'de de 10 Mart'tan bu yana hayatın değiştiğini aktaran Koca, "Kayıp sayısının binlerle ifade edildiği, hasta sayısının 90 bine yaklaştığı ülkeler var. Asla onlarla aynı durumda değiliz. Ama oradaki sonuçların umulmayacak kadar kısa sürelerde ortaya çıktığını akılda tutmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin insanını korumak için elinden gelen her şeyi yaptığını, küresel soruna karşı ulusal mücadelesini verme yolunu seçtiğini, yurttaşını dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruyacak sıkı tedbirleri aldığını vurgulayan Koca, "Dünya, virüsün henüz ortaya çıkmadığı güne artık dönemez. Biz de 10 Mart'tan öncesine dönemeyiz. Önümüzdeki günler istesek de istemesek de kesinlikle farklı olacak. Bu hastalık bütün dünyada hayatı değiştirecek bir yayılma kabiliyetine sahip. Bu tehlikeden uzak durmanın bir yolu yok mu, elbette var. Hayat tarzımızda geçici bir değişikliğe gitmek." ifadelerini kullandı.
Yeni tip koronavirüsün en çok sosyal ortamda bulaştığına, temas kesildiğinde virüsün de önünün kesildiğine işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tedbirler aslında basit fakat görünen o ki tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştıracak şartlar son derece önemli. Hastalığın yayılmasını engelleyecek şartları sağlamak ve onlara uymak zorundayız. Bugün Bilim Kurulumuzla belki de en önemli toplantımızı yaptık. Hastalığın yayılmasına karşı daha ileri tedbirlere ihtiyacımız olduğunu gördük. Dünyada başarı göstermiş yöntemleri değerlendirdik. Bilim Kurulumuzla ortaya koyduğumuz yaklaşım şu olmuştur; en önemli tedbir olan izolasyonu hastalığın yayılmasına karşı prensip haline getirelim. Yani hastalığı bulunduğu sınırlar içinde tecrit edelim. Bu yaklaşımın anlamı şu; sosyal hareketlilik en alt düzeye inmeli, sosyal hayat buna göre düzenlenmelidir. İnsanlar birbiriyle mümkün olduğu kadar az karşılaşmalıdır. Bunun için de çalışma saatleri, çalışma günleri, tatiller düzene konmalıdır."
"EN ÖNEMLİ KONU SOKAKTA GEÇİRİLECEK ZAMANA KISIT GETİRİLMESİ" 
Bakan Koca, Bilim Kurulu'nun bazı kapalı ortamlarda temas mesafesinin ne tür kurallara bağlanması gerektiğine dair de önerilerde bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"En önemli konu sokakta geçirilecek zamana kısıt getirilmesidir. Bu yöndeki öneri en önemli başlıklardan biri olmuştur. Sosyal hareketliliği ve teması azaltarak, toplum yaşamının yeni bir düzene kavuşması gerekiyor. Bilim Kurulumuzun önerisindeki amaç virüsün yayılımını önlemek, virüsü olduğu yerde kontrol altına almaktır. Yani bizim teması en aza indirecek bir hayata ihtiyacımız var. Bunun için hareketliliği olabildiğince azaltmak, yayılmaya karşı bu prensip şu önemli noktaya dek varıyor; virüsün şehirden şehre taşınmasına set çekmek. Bu yaklaşım, belki şehirlerin izole edilmesi gibi düşünülebilir. Özetle Bilim Kurulu'nun 83 milyon için önerdiği tedbir, belli bir süreliğine belli sınırlar konmuş bir hayattır, geçici bir hayat tarzıdır. Artık yeni bir mücadele yöntemi hayata geçiyor, devletimiz tüm gücünü ortaya koyacak. Hastalığın önünü keseceğimize inanıyorum. Bugün Bilim Kurulumuzun aldığı tavsiye kararlarını Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettim. Kendilerinin bu konuda değerlendirmeleri olacak."
"TEDBİRLERE SIKI SIKIYA UYULMASI UMUDUMUZUN GERÇEĞE DÖNMESİNİ KOLAYLAŞTIRACAK"
"Alınan tedbirlere sıkı sıkıya uyulması umudumuzun gerçeğe dönmesini kolaylaştıracaktır." diyen Bakan Koca, ne kadar çok dikkat edilirse o kadar kısa sürede bu işin üstesinden gelinebileceğini söyledi.
Koca, Bakanlığın bu sürede küresel tecrübelerin gerektirdiği her adımı atmaya devam edeceğini belirterek, mücadelede gönlünü ortaya koyan tüm sağlık çalışanlarına da teşekkürlerini iletti.
"SON 24 SAATTE, 2 BİN 69 POZİTİF VAKA TESPİT ETTİK"
Bakan Koca, hastalığa dair verilerin her gün Bakanlığın kurumsal internet sayfasında yayınlanacağını açıkladıklarını anımsatarak, yeni tip koronavirüsün güncel verilerinin yer aldığı tabloyu göstererek, şu bilgileri paylaştı:
"Son 24 saatte 7 bin 533 test yapıldı, toplamda 47 bin 823 test yapılmış oldu. 2 bin 69 pozitif vaka tespit ettik. Toplam vaka sayımız 5 bin 698. Bugün kaybettiğimiz 17 kişiyle toplam can kaybımız 92'yi buldu. Şu an hastanelerimizde tedavisi devam eden hastalarımızdan 344 kişi yoğun bakımdadır, bunların 241'i entübe durumdadır. 42 hastamız ise iyileşerek taburcu edilmiştir. Şu an internet sayfamızda bu veriler yayınlanmış durumda. Bundan sonra her gün bu verileri oradan takip edebilirsiniz. Aziz milletimizi bilgilendirmeye devam edeceğiz."
Koca, Bilim Kurulunun hangi şehirlerle ilgili karantina kararı aldığına ilişkin soru üzerine, "Bilim Kurulunun önerileri, Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildi. Bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanımızın değerlendirmeleri olacak. Bununla ilgili benim detay vermem doğru olmaz. Şehirlerle ilgili durum daha çok kısıtlamalara yönelik olduğunu ifade ettim." yanıtını verdi.
Koronavirüs nedeniyle 33 yaşındaki sağlık çalışanının hayatını kaybetmesi olayına da değinen Koca, şu bilgileri verdi:
"İlk gördüğümüz vakalardan bir aileden ve çalışanlarından bahsetmiştik. Bu virüsün nasıl bulaştığına önemli bir örnek. Yurtdışı teması olan kişi genç, babası ve amcası 60 yaşın üzerinde olan kişilerle temasında o kişiler yoğun bakım şartlarında tedavi edildi. O kişi kaynak olarak görüldü. Biz filyasyon dediğimiz bütün taramaları yaparak bunları tespit ettik.
Ailede bu arada veya yakın çevresinde benzer yine yoğun bakım şartlarında tedavi olan bir üçüncü hasta daha oldu. Bir özel hastanede yoğun bakım hastası olarak tedavisi devam eden bu hastanın muhasebe işlemleri için ilk enfekte olan ama genel durumu da iyi olan taşıyıcı olan kişi yakınının muhasebe işlemleri için o sağlık çalışanımızla hayatını kaybeden temas ediyor."
Hayatını kaybeden sağlık çalışanının muhasebede çalışan 5-6 yaşından itibaren tedavisi devam eden immün yetmezliği ve direncinin düşük olduğunu belirten Koca, şöyle devam etti:
"O temasla virüsü kapıyor. Ondan önce de ateşinin olduğunu biliyoruz. Muhtemelen mevsimsel bir grip tablosu vardı. Onun üzerine koronavirüs taşıyan birisiyle temas etmesi üzerine takip edildiği hastaneye gidiyor. Daha önce kronik hastalıkları nedeniyle takip edildiği bir başka özel hastaneye gidiyor. Orada 58-59 yaşında bir kişi ile temas ediyor. O kişi yoğun bakıma girmiş oldu ve o kişiyi de kaybettik."
Bulaştırıcılığı yapan kişinin hayatta olduğunu ve herhangi bir yoğun bakım sorununun olmadığını ifade eden Koca, "O virüsü taşıyan kişi immün direnci düşük olan yaşlı veya kronik hastalığı olan kişilerle temas ettiğinde önemli ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. O nedenle o kişinin temas ve temas ettiği kişilerin erken dönemde izolasyonu çok önemsiyoruz." diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANIMIZ GEREKLİ AÇIKLAMAYI YAPAR"
Koca, temasın önleminin özellikle bulaşıcılık konusundaki önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Onun için diyoruz ki herkes kendisini virüsü taşıyormuş gibi düşünerek davranıyor olmalı. Temasını ona göre sağlıyor olmalı. Mümkün mertebe bu dönemde evde kendimizi izole ederek bu dönemi geçirelim istiyoruz. Çünkü herhangi ciddi bir klinik bulgunuz veya hastalık bulgunuz olmayabilir. Hafif geçiriyor olabilirsiniz gençler de genelde böyle görülüyor. İmmün yetmezliği olan, kronik hastalığı olan gençler içinde kötü sonuçların olduğunu görmüş oluyoruz. Bir başka kişinin hayatına biz sebep olmuş oluyoruz. Onun için herkesin bu noktada son derece kendisini izole ederek bir geçici yaşam dönemi sağlamasının çok önemli olduğunu bu örneklere görmüş oluyoruz."
Bakan Koca, hangi illerde karantina uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin soruya da, "Biz bütün illerde ne kadar vaka olduğunu biliyoruz Özellikle bazı illerimizde bu vaka sayılarının fazla olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede, Bilim Kurulunun birtakım önerileri oldu. Bununla ilgili de alınabilecek bir tedbir varsa zaten devlet gereğini yapar. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu anlamdaki değerlendirme sonrası gerekli açıklamayı yapar." yanıtını verdi.
Bir kişinin, şirketi üzerinden satın aldığı test kitlerini aile içinde denemesiyle ilgili görüntüler üzerine testlerin sağlık kuruluşları haricinde satılıp satılmadığı ve bu kişi hakkında bir işlem yapılıp yapılmayacağı sorulan Koca, şu yanıtı verdi:
"Hiçbir vatandaşımızın ücret vererek test yaptırmaması gerektiğini ve bu testlerin hangi laboratuvarlarda çalışılması gerektiğinin iznini de Bakanlık olarak veriyoruz. Neden? Eğer pozitif bir vaka tespit edilebilirse bulaşıcı hastalıkta, salgın durumunda o hastanın temas ettiği kişilere bir an önce ulaşmamız gerekiyor. Dolayısıyla herkesin bulunduğu yerde, izin almadan, bakılan hastayı bize bildirmeden test yapılabilirliği dünyada da istenen bir şey değil ve yapılması zaten doğru görülen bir şey değil. Şu dönemde sadece kamu değil üniversite hastanelerinde PCR çalışabilir her laboratuvara izin vererek bu dönemde olan ihtiyacı gidermek üzere bir gayret içinde olduk. Şahısların veya özel bir kuruluşun kendi başına dışarıdan bunu test ediyor olması, numuneleri test ediyor olması asla kabul ettiğimiz bir durum deği,l bunun için gereken yapılmış olur."
Testlerle ilgili talebin her geçen gün arttığını belirten Koca, PCR testinin şu an üniversiteler dahil olmak üzere birçok merkezde yapılabilir hale getirildiğini söyledi.
PCR yönteminin 60-75 dakikada sonuç verdiğini ancak 2-2,5 saat ekstraksiyon denilen bir hazırlık safhası olduğunu anlatan Koca, "Bir testi 3,5-4 saatten önce sonuçlandırmanız mümkün değil. Bununla ilgili Çin'de ekstraksiyon safhasının olmadığı yeni bir kit geliştirildi. Bu kiti de Türkiye'ye getirmiş olduk. Bu kit, son 3 gündür çalışabilir olan laboratuvarlara verildi. Testin 3,5-4 saatlik zaman dilimini 60-75 dakika arasına çeken PCR yöntemi de bu dönemde çalışan laboratuarlara verildi." ifadelerini kullandı.
"HERKESE YETECEK KADAR KİTİMİZ VAR"
PCR yöntemiyle çalışan 350 bin kit alındığını bildiren Bakan Koca, "Ayrıca elimizde 3,5-4 saat ortalamayla ekstraksiyonda 1 milyona yakın kitimiz var. Dolayısıyla bunu çalışabilecek olan herkese yetecek kadar kitimiz var ama biz hem merkez sayısını artırmak hem de bu süreyi kısaltmak üzere her türlü yapılabilecek olan yaklaşımı özellikle devreye sokma çabası içindeyiz." dedi.
Koca, bugün itibariyle 8 bine ulaşan test sayısı olduğunu ve önümüzdeki günlerde bu sayıyı 15-20 binlere çıkartmayı planladıklarını kaydetti.
Sağlık Bakanlığı envanterinde 350 bin adet, 15 dakikalık hızlı tarama kiti de bulunduğunu aktaran Koca, şöyle devam etti:
"Antikor tespit eden bu tarama kitleri, Bilim Kurulu'nun belirlediği şekliyle daha çok filyasyon dediğimiz taramada kullandığımız bir test şekli. Bir de sağlık kuruluşlarında özellikle sağlık personelimizin bu tarama testiyle taramadan geçirilmesine yönelik kullanılan test. Yani hızlı tarama kitini öncelikle hastalığın tanısı için kullanmıyoruz, daha çok tarama ve sağlık kuruluşundaki personelimizin bu anlamdaki taşıyıcılığını bilmek açısından kullanıyoruz. Ayrıca bir üçüncü kullanma alanı, hastanın tedavisini sürdürüp sürdürmeme anlamında 7 veya 14'üncü günde antikoruna bakmak gibi Bilim Kurulu'nda bir eğilim gelişti. Bir de o durumda kullanıyor olacağız. Yani elimizde hem PCR yöntemi hem hızlı dediğimiz real time PCR yöntemi hem de 15 dakikada antikor MBG'yi tespit eden kitimiz dahil olmak üzere yeterince var. Bu konuda herhangi bir sorun olmadığını söylemek istiyorum."
"HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALMA NOKTASINDA BİR GAYRET İÇİNDEYİZ"
Bakan Koca, herhangi bir kişinin, kuruluşun veya laboratuvarın kendi başına Bakanlık izni olmaksızın ve uygun görülmeyen kitlerle çalışmasını doğru bulmadıklarını ve bu konuda yapılması gerekenlerin yapılacağını vurguladı.
Kovid-19 teşhisi konulan sağlık personeli sayısı ve yardımcı sağlık personeline ödeme yapılıp yapılmayacağı sorulan Bakan Koca, şu cevabı verdi:
"Sağlık çalışanlarımızın özellikle çok riskli olan hekimlerimizin ve personelimizin bu dönemde Kovid-19 tanısı aldığı oldu ve sayılarının da şu an söylemenin doğru olmadığını ama özellikle personelimizi, çalışanlarımızı korumak anlamında her türlü tedbiri alma noktasında bir gayret içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Maske ve malzeme noktasında herhangi bir eksikliği oluşturmamak noktasında bir gayret içindeyiz. Sadece iki gün önce N95 dediğimiz ve bu konuda çok riskli olan hekimlerimizin kullandığı bir maske, 3 milyon 615 bin adet iki gün önce bütün kurumlarımıza dağıtıldı. Bu oranın ne kadar büyük bir oran olduğunu dikkatlerinize sunuyorum."
Bu dönemde sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılama noktasında hiçbir şeyden taviz vermeyeceklerini vurgulayan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönemde tedavileri için de üzerimize düşeni yapma noktasında hassasiyet gösteriyoruz. Çünkü sağlık personelimiz, bu dönemde çok özverili ve fedakar bir gayret içerisinde. O nedenle hassasiyetle ve personelimizi, çalışanımızı, hekimimizi korumak noktasında her türlü tedbirin noktasında bir gayret içindeyiz. Sayılarını şimdilik vermeyeyim. Ek ödemeyle ilgili sağlık çalışanlarımızın bu dönemde tavandan devam edilmesi şeklinde bir yaklaşım oldu. Bu zaten yürürlüğe girmiş oldu, genelgeyle de bu yayınlanmış oldu. Bunun dışındaki tedbirlerle ilgili şu an bir şey söylemem doğru değil."
"YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANI YÜZDE 62-63"
Bilim Kurulu üyelerinin tavsiyelerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilettiğini ifade ettiği hatırlatılarak, "Sayın Cumhurbaşkanı bugün bu tavsiyeler doğrultusunda açıklama yapacak mı?" sorusu üzerine Koca, "Kendi takdirleri. Değerlendirmeleri olacaktır ama ne zaman olduğu konusunda net bir şey söylemem doğru olmaz." diye konuştu.
Spor camiasında da pozitif vakalar çıkmasına ilişkin soruya karşılık Koca, spor camiasında pozitif vakaların sayısının az olmadığını söyledi.
Temas ve izolasyonun olması gerektiği şekilde sağlanamaması durumunda birçok camiada birçok vatandaşın bu enfeksiyonu taşımasının mümkün hale geleceğini belirten Koca, bunun toplumun tüm kesimleri için geçerli olduğunu vurguladı. Koca, herkesin bu dönemde evde kendisini izole etme noktasında gayret ve hassasiyet içinde olmasını istedi.
Bakan Koca, "Sosyal izolasyon sağlanamadığı için mi bugün Bilim Kurulu farklı önerilerde bulundu Cumhurbaşkanımıza?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Virüsü yeni tanıyoruz ve virüsün ülkemizdeki seyrini de izlemiş oluyoruz. Dolayısıyla alınabilecek tedbirleri dinamik bir yapıyla erken dönemde aksiyon alma çabası içindeyiz. O nedenle bu gelişime göre daha fazla vakanın görüldüğü bölge veya iller varsa bunun için yapılması gereken önerileri de tabii ki sunmuş oluyoruz. Dolayısıyla bu anlamda benim herhangi bir detay vermem doğru olmaz, Sayın Cumhurbaşkanımız bu anlamdaki değerlendirmesini yapar ve uygun görürlerse de kamuoyuyla paylaşmış olurlar."
Sağlık Bakanlığının internet sitesinde vaka sayılarının iller bazında açıklanıp açıklanmayacağı sorusu üzerine Koca, illere ilişkin rakamları başından bu yana açıklamadıklarını hatırlattı. Koca, "Bir bölgenin enfeksiyonu, salgını taşıdığı, bazı illerin taşımadığı, bir bölgeden bir başka bölgeye geçişlerin daha fazla olmasına İtalya'da olduğu gibi sebep olacağını düşünerek de açıklamadık ama biz hangi bölgede hangi ilde kaç kişinin olduğunu iyi biliyoruz." dedi.
Çin'den getirilen ve hastalara verilen ilaçlara ilişkin ilk sonuçların sorulmasına karşılık Koca, "Daha erken bir dönem olduğunu Bilim Kuruluyla da konuştuk. Önümüzdeki günler değerlendirme açısından daha uygun olabileceği noktasına genel bir kanaatimiz var, zaten paylaşmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
Solunum cihazlarının artan vaka sayıları karşısında yeterli olup olmadığı sorulan Koca, "Şu an yoğun bakımlarımızda bir sorunumuzun olmadığını, yüzde 62-63 oranında doluluğun olduğunu biliyoruz. Yerli üretim için de nisan sonu, mayıs 15'inde en geç teslim edilmek üzere de bir çalışmamız oldu biliyorsunuz." ifadesini kullandı.
Koca, umreden gelemeyen 350 civarında vatandaşa yönelik soruyu yanıtlarken de "Umrede olan 350-362 kişi, bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. O çalışmanın durumuna göre zaten ne yapacağımız belli olursa sizlere de açıklamış oluruz." dedi.
Çin'den getirilen ithal kitlerin hata payının yüksek olduğu, bu nedenle ikinci ve üçüncü sevkiyatın yapılmayacağı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Koca, şunları söyledi:
"Çin'den getirilen ilk örnek kit antijen kitiydi. Deneme amaçlı getirilen ve bizim o dönemde hasta için asla kullanmadığımız tanıda ama deneme amaçlı olarak sonucun değerlendirildiği kitlerdi. Onun devamını biz getirmedik, memnun kalmadık. Süreçte Bilim Kurulu antikorun daha önemli olduğunu ifade ettiler. Devamında bizim getirdiğimiz antikor kitiydi, ilk kit değildi, antijen değildi. Yani bizim şu an 350 bin olarak getirdiğimiz ve kullandığımız hızlı tarama kiti antikor kiti, o bahsedilen antijen kiti değil. O baştan deneme amaçlı getirildi ama hasta için kullanılmadığını da söylemek istiyorum."
Özel sektör çalışanlarının halen kalabalık ortamlarda görev yapmasına yönelik soru üzerine de Koca, "Kamuda olduğu gibi eğer bu anlamda vardiya usulü ile ilgili bir yaklaşım tarzı olursa bilim kurulunun önerilerinin bir tanesiydi, bunun da uygun olabileceğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Bir gazetecinin "Anladığımız kadarıyla şehir karantinası olacak." sözleri üzerine Koca, "Ben daha öyle bir şey demedim." karşılığını verdi. Gazetecinin, "Büyükşehirlerde çalışmaya devam edenler var. Bu konuyla ilgili aslında dün de Çinli heyetle görüşüldü. Çinli heyetin önerisi var mıdır?" sorusu üzerine Koca, Çinli heyetle Bilim Kurulunun görüştüğünü anımsattı.
Koca, şunları kaydetti:
"Bu konuda genel alınması gereken tedbirler ve tedaviyle ilgili yaklaşımlar paylaşıldı ve bu paylaşım önümüzdeki günlerde de devam ediyor olacak. Çin'in kendi özel şartları var ve oradaki virüsün yayılım farklılığı var. Bizim Türkiye olarak kendimize has, Türkiye'de bu enfeksiyonun bir seyri var. Dolayısıyla bu seyrine göre Bilim Kurulu dünyadaki örnekleri de görerek alınması gereken tedbirlere ilişkin önerilerini zaten yapmış oluyor. Bizim bu anlamdaki bugün önerilerimiz de sadece Çin değil, birçok ülkedeki uygulama ve Türkiye'deki bu salgının geldiği seyri değerlendirme ile ortaya çıkan öneriler."