Son dakika: Bahçeli'den Akşener ve Kılıçdaroğlu'na sert tepki: Ahlaksız teklif Gazi Meclis'in güvenirliğine saldırıdır

MHP Lideri Bahçeli Kılıçdaroğlu ve Akşener'e sert tepki gösterdi. Bahçeli, "CHP Genel Başkanı'nın Gelecek Partisi'yle Deva Partisi'ne grup kurabilmeleri amacıyla milletvekili verme taahhüdü aynısıyla 2018'deki rezalet ve melanetin yenilenmesi, bir kez daha yeşertilmesidir. Demokrasi ve millet iradesine vahim bir suikast niteliği taşıyan bu ahlaksız teklifin siyasetin saygınlığıyla birlikte Gazi Meclisi'mizin güvenirliğine kesif bir saldırı olduğu da tartışmasızdır." diyerek sert bir dille tepki gösterdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :15 Mayıs 2020 , 19:00 Güncelleme Tarihi :15 Mayıs 2020 , 19:52
Son dakika: Bahçeli’den Akşener ve Kılıçdaroğlu’na sert tepki: Ahlaksız teklif Gazi Meclis’in güvenirliğine saldırıdır

İÇİNDEKİLER

MHP Lideri Bahçeli Kılıçdaroğlu ve Akşener'e sert tepki gösterdi. Bahçeli, "CHP Genel Başkanı'nın Gelecek Partisi'yle Deva Partisi'ne grup kurabilmeleri amacıyla milletvekili verme taahhüdü aynısıyla 2018'deki rezalet ve melanetin yenilenmesi, bir kez daha yeşertilmesidir. Demokrasi ve millet iradesine vahim bir suikast niteliği taşıyan bu ahlaksız teklifin siyasetin saygınlığıyla birlikte Gazi Meclisi'mizin güvenirliğine kesif bir saldırı olduğu da tartışmasızdır." diyerek sert bir dille tepki gösterdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli yazılı açıklama yaptı.

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:

Bir yanda KOVİD-19 salgınıyla boğuşan Türkiye'miz, diğer yanda siyasi ayak oyunlarıyla, ayıplı ve ağır kusurlu tekliflerle meşgul ve muhatap olmaktadır.

Milli ve ahlaki değerlerden mahrum siyasi güruhun ülkemize istikamet çizme gayretkeşliği çiğ bir tezgâhın, çirkin bir tuzağın varlığına açıkça delil teşkil etmektedir.

Millete ve vatana özden mensubiyet duymayan lekeli ve sicili karanlık yüzlerin Türkiye'yi hedefine alan ihanet planları devamlı surette güncellenip gün ışığına çıkmaktadır.

Gerçekleri örtbas etme çabası, kötü emelleri maskeleyip saklama amacı artık mümkün olmayan bir çırpınma halidir.

Son günlerde ısmarlama ve icazetli görüşlerin siyasi gündemde yer tutması oldukça kaygı ve kuşku verici bir durumdur.

İP'in Memleket Masası önerisi, buna CHP'nin sıcak ve sempatik yaklaşımı, marjinal ve marazi partilerin Meclis'te grup kurabilmeleri maksadıyla milletvekili transfer sezonun tekraren açılması Türk siyasetinin esef verici talihsizliğidir.

Ayakları kırık ve küflü bir masa marifetiyle Türkiye'nin içine hapsedilmek istendiği tehlikeli süreç basiret ve şuur sahibi hiçbir vatan evladının gözünden kaçmamaktadır.

CHP ile İP'in gizli ortak HDP'yle birlikte çoktan zillet masasına oturup siyasi kundakçılık görevini üstlendikleri ayan beyan ortadadır.

İP'in HDP'yle ilgili samimiyetsiz açıklamaları, bu çerçevede eleştiri seviyesini kumandalı şekilde yükseltmesi aleni bir rol paylaşımının tezahüründen başka bir şey değildir.

İP'e biçilen kurnaz ve kurmaca görev HDP kamburunu sözde hafifletmek, CHP'nin manevra alanını genişletip toplumsal mizanda zilletin imajını tahkim etmekten ibarettir.

Siyasi figüranlar masa başında ısmarlama senaryoların tedavül ve teminine eşgüdüm ve eşzamanlı şekilde odaklanmışlardır.

Zillet İttifakı bilinçli olarak ve bilirkişi takviyesiyle mutasyona uğrayıp HDP'yle mesafeyi danışıklı dövüş halinde arttırmayı hedeflemektedir.

Karşımızdaki tablo ancak şeytan tarafından hazırlanabilecek, ince işçilikle ve kuyumcu titizliğiyle servis edilebilecek bayağı bir projedir.

Bu projenin müellifi teröristbaşı Fetullah Gülen, müstahdemi ise Zillet İttifakı'nı teşkil eden siyasi husumet cephesidir.

CHP Genel Başkanı'nın Gelecek Partisi'yle Deva Partisi'ne grup kurabilmeleri amacıyla milletvekili verme taahhüdü aynısıyla 2018'deki rezalet ve melanetin yenilenmesi, bir kez daha yeşertilmesidir.

Demokrasi ve millet iradesine vahim bir suikast niteliği taşıyan bu ahlaksız teklifin siyasetin saygınlığıyla birlikte Gazi Meclisi'mizin güvenirliğine kesif bir saldırı olduğu da tartışmasızdır.

15 Temmuz 2020'ye kadar CHP'den bahsi geçen partilere milletvekili nakli çok güçlü bir ihtimal olarak karşımızdadır.

Fetullah Gülen'i aklama ve kurtarma operasyonu memleket masasında ısıtılıp ardından da kamuoyuna takdim ve paylaşımı yapılacaktır.

Hain Gülen'i masanın altına konuşlandırıp meşrulaştırma arayışı zalimce bir oyundur.

Türkiye bu oyuna düşmeyecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi bu oyunu fark ettiğinden dolayı memleket masası teklifine bütün kapılarını kilitlemiş, sırtını dönmüştür.

15 Temmuz 2016'dan bugüne kadar geçen süre 1401 gündür.

Bununla birlikte, 15 Temmuz 2016'dan 15 Temmuz 2020'ye kadar geçen süre de 1461 gün olacaktır.

Şayet memleket masası diye tutturan partiler samimi ve sahici bir duruş sergiliyorlarsa derhal ve gecikmesizin teröristbaşı Fetullah Gülen'in ABD tarafından iadesini müşterek bir açıklamayla istemek mecburiyetindedir.

Bu olmadığı sürece memleket masası bir FETÖ masası olarak kalacak, imalat merkezi de Pensilvanya olarak anılacaktır.

Bunun taşeronluğuna soyunanlar ise 15 Temmuz ihanet ve işgal girişiminden rövanş almayı, siyasi ikbal hesabıyla Türkiye'yi zehirlemeyi amaçlayan mihraklar olarak tarif edileceklerdir.

Milletvekili pazarı kurup demokrasi kültürüne hançer sallayanların utanmadan, sıkılmadan demokrasi ittifakından bahsetmeleri küstahça bir yalan ve uydurmadır.

Şahsımın talimatla açıklama yaptığını rezilce ve hastalıklı bir ruhla ileri süren müfteri Kılıçdaroğlu'yla siyasi yandaş kafilesinin kimlerden ve hangi hasım merkezlerden emirler aldığı, nasıl yönetilip yönlendirildiği de bu vesileyle açıklık kazanmıştır.

Siyasi hayatları ambargolu olan haciz altındaki şahsiyetlerin bize attıkları her iftira un ufak olmaya, aynen geri dönüp yakalarına yapışmaya mahkumdur.

Türkiye'nin doğuran partilere, transfer çarşısında müzayedeye çıkan milletvekillerine değil siyasi etik ve ilkeli duruş ve tutumlara ziyadesiyle ihtiyacı vardır.

Ve bu ihtiyaç ertelenemez bir zorunluluktur.

Elbette kimlerin memleket masasına oturacağı veya oturmak isteyeceği bizim meselemiz değildir.

Malum ve köhne siyasi partilerin yanısıra, kaleminden nefret damlayan yazar-çizer takımından, mesela Taha Akyol gibileri de derhal masa etrafında birikim ve tecrübeleriyle yerlerini almaları isabetli bir tercih olacaktır.

Yeni bir siyasi aşı bularak ihaneti tedavi etmek için kuyruğa girenlerin Türk milleti nazarında hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır.

Bunların gayretleri beyhude, hevesleri boşunadır.

Cumhur İttifakı alayının kumpasını ve kuşatmasını bozguna uğratacaktır.

Kararlılığımız ve irademiz Cumhur İttifakı'nın gücüne güç katarak devamıdır.

Hiçbir odak Türkiye'nin yükseliş ümitlerini, büyüme ve güçlenme emellerini sekteye uğratamayacaktır.

Terör örgütlerinin derin gırtlağı, densiz dimağı olanların kaybetmeleri mukadderdir.

Milliyetçi Hareket Partisi siyasetteki kirlenmenin bilincindedir.

Türkiye sevdasından azade olmuş Zillet İttifakı'nın nasıl bir sapma ve savrulma yaşadığını görmekte ve bunun da Türk siyasetinin aleyhine bir durum olduğunu bilmektedir.

Bu itibarla Türkiye'nin ve siyasi hayatımızın üzerindeki kabus bulutlarının dağıtılması için şu hususların gündeme alınması ve bir an önce hukuki ve ahlaki bir temele kavuşturulması sağlanmalıdır.

1– Siyasi Partiler Kanunu hemen değiştirilmelidir.

2– Seçim Kanununda düzenlemeler yapılmalıdır.

3– TBMM İç Tüzüğü mutlaka yeni baştan gözden geçirilmeli, yeniden yazılmalıdır.

4– Milletvekili Dokunulmazlığıyla ilgili beklentiler karşılanmalıdır.

5– Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır.

6– Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarla ilgili kanuni düzenlemeler süratle gerçekleştirilmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin tavizsiz ve yılmaz savunucusudur.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin sevdası Türklük ve Türkiye'dir.

Ekseni kaymış siyasi partilerin Türkiye'yi uçuruma çekme hazırlığına müsaade edilmeyecek; CHP-İP-HDP-FETÖ-PKK, bunlara rağbet ve refakat eden diğer güdümlü siyasi defolar Cumhur İttifakı'nın kutlu iradesini ve istiklal mücadelesini kesinlikle aşamayacaklardır.

Ne istiyorsak Türk milletinin tarihi çıkarı ve yararı içindir.

Neyi diyorsak onu yaparız, neye tavır almışsak sakatlığın ve sancının adresi orasıdır.

Türkiye masalarda yemek menüsü olamayacaktır.

Buna teşebbüs edenler ise tarih ve millet nezdinde işbirlikçi siyasetlerinin çetin sonuçlarına mutlaka katlanacaklardır.