FOX TV sunucusu İsmail Küçükkaya'nın eski eşi Eda Demirci'ye uyguladığı şiddete karşı kadın dernekleri sessiz!

FOX TV sunucusu İsmail Küçükkaya’nın evlilikleri sırasında şiddet uyguladığı eski eşi Eda Demirci, yaşadığı kötü günleri tek tek anlatmış, sosyal medya Demirci için tek yürek olmuştu. Ancak kadına şiddete karşı kurulan kadın derneklerini Eda Demirci’nin yardım çığlıkları karşısında 3 maymunu oynaması büyük dikkat çekti. Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarı Tuba Kalçık, “Eda Demirci, Sevcan Yaşar, Merve Nur Başbuğ, Reyhan Çağla Bezci ve Seçkin Piriler... Bu beş kadın ”Şiddete uğradık” dedi ama bu çığlığa medya, muhalifler, kadın hakları savunucuları ve dernekler gizli bir anlaşma yapmış gibi sessiz kaldı! Nerede insanlık, kadın dayanışması, empati?” diye yazdı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Haziran 2020 , 08:07 Güncelleme Tarihi :19 Haziran 2020 , 08:07
FOX TV sunucusu İsmail Küçükkaya’nın eski eşi Eda Demirci’ye uyguladığı şiddete karşı kadın dernekleri sessiz!

İÇİNDEKİLER

İşte Tuba Kalçık'ın konuyla ilgili o yazısından ilgili bölüm:

DERNEKLER, MUHALİFLER SESSİZ AİLE BAKANLIĞI İLE SABAH/GÜNAYDIN OLMASA... KADININ ADI YOK!
Bildiğiniz gibi 'Kadın beyanı esastır' ilkesi İstanbul Sözleşmesi'nin en tartışmalı maddelerinden biri oldu. Bu tartışmalar hâlâ da devam ediyor. Ben 'Kadın beyanı esastır' ilkesine başından beri temkinli yaklaşanlardanım. 'Niye?' diye soracak olursanız, bu madde kadın haklarını savunayım derken mağduriyetleri de artırabilir çünkü.

Yani, sözün kısası; her kadının beyanı her zaman, her koşulda esas olmayabilir. Bunu kötü niyetli kullananları da göz önünde bulundurmalıyız, ki zaten çıkan örnekler de var. Bizim temel meselemiz kadın haklarını korumak ve şiddeti önlemek olmalı, başka mağdurlar yaratmamak da bu mücadelede çok önemli bir başka nokta.

Bu konuya değinmemin sebebi ise Eda Demirci'nin açıklamaları üzerinden başlayan 'Kadın beyanı esastır' ilkesi ve kadın derneklerine yönelik yapılan eleştiriler oldu. Ben bu tartışmayı farklı bir boyuttan ele almak istiyorum. Bence burada bir yandan bu ilkeyi canhıraş savunan ama diğer yandan 'beyanı' aşan bir şekilde şiddet gördüğünü darp raporu, şahitleri ile ortaya koyan mağdur kadınlara karşı sessizliğe bürünen kadın derneklerinin sorgulanması gerekiyor.

Bu konuyu bizzat şahit olduğum için söyleşi yaptığım Seçkin Piriler, Sevcan Yaşar, Merve Nur Başbuğ ve Reyhan Çağla Bezci üzerinden aktarmak istiyorum. Bu kadınların uğradıkları şiddet günlerce konuşuldu, medyada geniş yer aldı. Ama o kadar işte... Düşünün bu dört kadının da elinde polis eşliğinde alınmış darp raporu bulunmasına ve şahitleri olmasına rağmen kadın derneklerinden tek bir ses bile çıkmadı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!