Türkiye Doğu Akdeniz’de şer ittifakını dağıttı, büyük başarı kazandı

Prof. Dr. Sedat Aybar, Türkiye’nin Libya’daki hamlelerini ve Akdeniz’deki varlığını bu sözlerle değerlendirdi: Türkiye kendi çıkarlarını korumak için çok önemli bir adım atmış oldu.

Türkiye, kendisine karşı oluşturulan büyük bir şer cephesine karşı Libjya'da büyük bir hamle ile oyunu bozdu ve kazandı. Oyunu bozması bir kazanım olurken, kazançlı hale gelmesi ayrıca bir başarı oldu. Başta İsrail olmak üzere, İtalya, Fransa, Yunanistan ve bu işte maşa olarak kullanılan Birleşik Arap Emirlikleri ciddi bir şekilde kaybettiler. Türkiye'nin Libya'daki stratejik hamlesi aynı zamanda Afrika'ya giriş kapısını müttefik olarak eline alması konusunda Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi, Stratejist Prof. Dr. Sedat Aybar ile ile konuştuk.

Türkiye Libya'da stratejik bir hamle yaptı, yapılan hamleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ile Libya raasındaki anlaşma çok önemli bir anlaşmadır önce bunu söyleyeyim. Türkiye kendi karasuları içinde Mavi Vatan denilen bölgede kendi çıkarlarını korumak için çok önemli bir adım atmış oldu.

Türkiye aleyhine oluşan bir şer cephesi var; bunlar Suudi Arabistan, İtalya, Mısır, İsrail, Rum yönetimi ve Yunanistan.... Bunun finansmanını da BAE yapmakta. Doğu Akdeniz'de oluşturdukları cephe kendi çıkarlarını korurken, Türkiye'yi o bölgeden dışlamak istediler. Türkiye bu şer cephesine karşı Libya ile anlaşarak cepheyi bertaraf etmiş oldu. Libya ile olan ilişkilerin jeopolitik durumu bu şekildedir.

Bunun dışında Libya hamlesi neden önemli?

Libya ile yapılan anlaşmanın amacı sadece şer cephesine karşı yapılan bir girişim değildir. Bu olayın bir boyutu. Bunun çok daha ötesinde Türkiye- Libya ilişkileri tarihin derinliklerine gidiyor. Orada tarihin çağırdığı bir ilişki söz konusu. Osmanlı İmparatorluğu 1913 yılında Afrika kıtasından çekilirken ( aynı zamanda Osmanlı bir Afrika İmparatorluğu idi) Afrika'nın kapanan kapısı olmuştu. Libya aynı zamanda Afrika'ya açılan kapıdır. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'de şekillenen jeopolitik gerilimin ötesinde Türkiyre Afrika'ya da giriş kapısına yeniden ulaşmıştır.

ŞER CEPHESİ SARSILDI

Yunanistan üst üste açıklamalar yaptı, İtalya ittifaktan geri çekildi. Türkiye ile anlaşmak istemesinin nedeni nedir?

Yunanistan her türlü kötülüğü yaptıktan sonra oturup konuşalım demeye başladı. Yunanistan ve İtalya'nın bu noktaya gelmesinin nedeni sadce Türkiye'nin Doğu Akdeniz hamlesi değil. Pandemi sonrasında İtalya'nın yaşadığı ciddi bir çöküş var. İtalya COVİD-19 ile korkunç bir darbe yemiş oldu. Aynı şekilde Yunanistan'ın da iktisadi açıdan pandemiden önce çok kötü olması ve pandemi ile daha da kötü duruma doğru savrulması söz konusu...

Bütün bu gelişmeler şer cephesinin de sarsılmasına neden oldu.

Pandemi ile en önemli gelişme emtia fiyatlarında aşağı yönlü hareket yaşandı. Petrol fiyatlarının bir anda negatif olması, petrole dayalı ittifakın zarar görmesine neden oldu. Bu gelişmeler Doğu Akdeniz'deki stratejik dengeleri ciddi anlamda değiştirdi.

ŞER CEPHESİ KAYBETTİ

Yunanistan'ın son dönemdeki açıklamaları , kötücül bütün girişimlerden sonra durumu kurtarmaya yönelik hamledir. Libya'da yaşanan iç çatışmalarda Türkiye 30 bin Türk'ü oradan geri çekerken, zamanın İtalya Başbakanı Berlisconi, Libya'yı Türkiye'ye yedirmeyeceklerini açıklamıştı. Benzer açıklamayı zamanın Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'de yapmıştı. Bugün yaşananları bu açıdan da değerlendirirken tarihin cilvesi taşlar yerinden oynayarak Türkiye'nin elde ettiği avantajlar başkalarının dezavantajları oldu.

LİBYA HAFIZA KARTINI DA ÇALIŞTIRIYOR

Bütün bunlar yaşanırken İHA, SİHA'ların devreye giriyor olması, Suriye'deki denge değişiklikleri Türkiye'nin haneasine bir artı olarak yazılırken, diğer ülkelerin kaybetmeleri anlamına geldi. Türkiye tekrar Libya'ya girerken Afrika'nın kapısına da girmiş oldu. Türkiye'nin daha önce Somali, Sudan ve Cibutu da üslerine buradan girmesine neden olacak. Stratejik açıdan çok önemli bir kazanım oldu.

Libya aynı zamanda bir hafıza kartını da çalıştırıyor. Libya'daki ulusal mutabakat hükümetinin içindeki unsurların Türkiye'ye tarihsel olarak bağlılıkları ve güveni sözkonusu. Bütün bunlar hafiza kartının harekete geçirilmesini de sağlamış oldu.

TÜRKİYE'NİN HAMLESİ FRANSA'NIN ORTADOĞU VE AFRİKA BAĞLARINI KESİYOR

Türkiye'nin Doğu Akdeniz hamlesi Fransa'yı da ciddi etkiledi. Fransa lideri Macron bu başarıyı bozmak için neden ciddi hamleler yapıyor?

Suriye Fransızlar'ın kontrolünde bir süre manda olarak kalmış bir ülkedir. Türkiye'nin Rusya ve İran ile ilişkileri, Esad rejiminin ciddi zayıflaması, İran'ın devre dışı kalması, İdlib'deki rejimin hamlesinin püskürtülmüş olması Fransa'yı ciddi şekilde endişelendiriyor. Fransa postalını koyabileceği toprak parçasını kaybediyor. Fransa'nın ikinci endişesi, Sahra altındaki sömürgeleri (Frankofon Afrika bölgeleri) vardı sömürge ülkeleri ile bağının kopmasına neden olacak. Afrika ve Sahra altına Libya üzerinden girebiliyordu. Türkiye bu yolu da kesmiş oldu. Bugün Fransa'nın hamleleri eski sömürgeci refleksleridir.

Macron'un çıkışı onları kaybetme riskinden dolayıdır. Onun için Türkiye'nin başarısına karşı sert açıklamalar yapmakta. Türkiye, Fransa'nın Afrika sömürge bölgelerine giriş kapısının kapatılması anlamına gelmektedir.

RUSYA'NIN LİBYA HAMLESİ SURİYE'YE YÖNELİK KALDIRAÇ OLARAK KULLANMAK İSTEDİ

Son dönemde Suriye'de Türkiye Rusya ile Amerika'ya karşı cephe alırken, Libya'da ki Türkiye pozisyonunda Rusya ile karşı karşıya ve ABD ile daha yakın gözüküyor. Bu karmaşık ilişkileri nasıl açıklayabiliriz?

Bu gelişmelerde bir hibrit bir durum sözkonusu. Birincisi Rusya ile Suriye'de çok fazla birlikte değiliz. Biz orada sorunlarla bir arada yaşamayı başarıyoruz. Libya'da Rusya ile direk karşı karşıya da değiliz. Wagner grubu ile çatışmalar oldu. Rusya Türkiye'nin Libya'daki başarısına karşı çıkarak etkisini aza indirmeye çalıştı. Wagner Rusya'nın resmi askeri değil, fakat Rusya bir vekalet üzerinden çıkarlarının peşine düştü. Rusya Libya'daki vekalet üzerinden giriştiği hamlesini Suriye'de bir kaldıraç olarak kullanmak istedi. Rusya'nın hamleleri Suriye üzerinden okunmalı.

Bu arada ABD, Suriye'de Esad'ın karısının ve ailesinin bir çok üyesine ambargo uyguladı. Bu girişim Türkiye'nin bölgede Esad'ı görmek istemeyen ülke olarak işine gelen bir durumken, Rusya ve İran'ın işine gelmez.

İran'ın bölgedeki etkisi zayıfladı mı?

ABD'nin Kasım Süleymani'nin öldürülmesinden sonra İran'ın bölgedeki etkisi ciddi anlamda zayıfladı. İran bu olaydan sonra hem Suriye'de hem de Yemen'de kendi emelleri peşindce koşmayacak duruma geldi. Amerika Suriye'de PKK'yı destekleyerek Türkiye'nin bölgede son sözü söylemesine fırsat vermek istemiyor. Ama aynı Amerika Libya'da Türkiye'nin başarısına da destek veriyor. Böyle çelişkili bir durum yaşanıyor. Burada tam bir satranç oyunu yaşanmakta. Sahada kim kazanırsa masada elini daha da güçlendirecektir. Bütün bu gelişmelerde bölgede bu ateş gücüne sahip Türkiye'den başka bir ülke de yok, Rusya da dahil buna.

FRANSA BÖLGEDE UÇAĞINI UÇURAMAZ, GEMİSİNİ YÜZDÜREMEZ DURUMA GELDİ

Bundan sonra ne olacak?

Artık olaylar yavaş yavaş sahadan ziyade diplomatik ve iktisadi düzeye doğru çekilmeye başladı. Sahada kim ne kazandıysa masada güç elde etmiş olacak. Fransa açısından bu gelişmeler uçağını uçuramayan, gemisini yüzdüremeyen bir duruma doğru gelmiş oluyor.

Türkiye, Dışişleri Bakanı Çavuoğlu, Hazine ve Maliye Bakanını Dr. Berat Albayrak ve kalabalık bir heyeti Libya'ya göndermesinin arka planında neler var?

Bizim bakanların geçen hafta içinde kalabalık bir heyet ile Libya'ya gitmiş olması önemli bir gelişmedir. Bu görüşme, Libya'nın Afrika'ya açılan kapısı olması, kaynaklarının son derece zengin olması, dünyada petrol rezervi ilk 10'a giren bir ülke olan Libya'dan bahsediyoruz. Libya Afrika'da petrol rezervlerinin en fazla olan ülkesidir aynı zamanda. Tarihi kültürel bağlarımız olan Libya, eğitimli bir nüfusu olduğundan bu toz-dumandan hızlı bir şekilde ayağa kalkması sözkonusudur. Libya'nın imarı, kapasite inşaasını kim becerebilirse geleceğinde de karar verici olacaktır.. Bunun için üniversitelerin bu konuda ciddi çalışmalar yapmaları gerekiyor. Biz üniversite olarak bu konuda bir dizi toplantılar düzenledik.

Son durumu nasıl?

Yusnaistan, İsrail, Mısır, Rum yönetiminin yapmaya çalıştığı Türkiye'nin enerji kaynaklarına ulaşımını kesmek ve ve bütün gelirleri kendileri almayı planladılar. Fakat Türkiye öyle bir hamle yaptı ki, şer ittifakını dağıttı. Cephe dağıldı, nirengi noktası değişti. Bundan sonra nirengi noktası bilişim üzerinde devam edecek. Enerji devre dışı kalamayacak ama önce bilişim olacak. Türkiye bu süreçte bir milyon yazılımcı yetiştirmek için büyük bir irade sergiledi. Bir Türk firması Amerika'ya 1.8 milyar dolara satılması bu gelişmelerin bir göstergesidir. İsrail bu konularda başarılı, dünyanın en iyi yazılım firmalarına sahipti. Bu cepheninin içinde kalarak petrol satarak kazanç elde edemeyecek hale geldi. Yeni ittifaklar kurması için Türkiye'ye yaklaşmak isteyecektir. Türkiye'ni İHA ve SİHA'lardaki başarısı nedeniyle Türkiye'ye yaklaşmakl isteyecektir. Bu durumu ne Rum yönetimi ne de Yıunanistan'ın küçüklük kompleksleri yapabilir. Kartlar yeniden karılıyor ve Türkiye kendisine karşı kurulan bu oyunu kazandı ve diğer cephe kaybetti. Tanrı Türk'ü koruyor.

ALİ DEĞERMENCİ / NASIL OLUYOR?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.