takvim.com.tr
Prof. Dr. Serdaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her saç telinin doğal bir ömrü olduğunu, "mükemmel" genetiğe sahip bir kişide bu sürenin 5-6 yıl olduğunu kaydetti. Saç üretimi yapan kökün daha sonra istirahat fazına geçtiğini anlatan Serdaroğlu, bu sürecin 4 ay kadar devam ettiğini ve sonra tekrar saç üretiminin başladığını ifade etti.
Bunun bir "döngü" olarak yaşandığına dikkati çeken Serdaroğlu, "Bu süreçte de her gün yaklaşık 70-80 civarındaki saç telinin istirahate geçmesi, yani dökülmesi gerekir. Ne zaman ki dökülen saç sayısı 100-120'nin üzerine çıkar, o zaman bunu fark ederiz. Tarakta, banyoda, yastıkta, saçımızı elimize attığımızda görürüz. Bunu bir hastalık olarak nitelendirebiliriz ancak bu hastalık bazen normal bir olayın parçası da olabilir. Bazen ortalama 2 ay süren bir dökülme yaşanabilir. Bu süreç 2 ayı geçmişse o zaman bir doktora başvurmak gerekir." dedi.
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, saçlar arasında kalıcı dökülmeyle "yuvarlak" boşluklar oluşmasının ise saçlı deri hastalıklarına bağlı olabileceğine işaret ederek, bu durumda 2 ay da beklenmeden hemen bir doktora görünmeyi tavsiye etti.
"YÜKSEK ATEŞ VE KOVİD-19 TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR SAÇ DÖKEBİLİYOR"
Besinsel eksiklik, ameliyat, ateşli hastalık, psikolojik stres, hormonal dengesizlik, hızlı kilo verme, bazı ilaçlar ve bazı iç organ hastalıklarının saç dökülmesi yapabileceğini aktaran Serdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son günlerde kliniklerimize saç dökülmesi şikayetiyle başvuran kişilerin sayısında önemli bir artış var. Bu sayının artmasında Kovid-19'un etkisi olduğunu düşünüyorum. Kovid-19 döneminde görülen yüksek ateş ve hastalığın tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar saç dökülmelerini artırabiliyor. Ayrıca strese bağlı erkek tipi saç dökülmesinde de şiddetlenme var. Pek çok kişi uzun süre evlerinden dışarıya çıkamadı, bazıları ekonomik sıkıntılar yaşadı, kimisi işten çıkarıldı. Yaşlı bireyler, gençler sosyal hayattan koptu. Bu süreçte saç dökülmelerine neden olabilecek bir sürü stres kaynağı oluştu."
SAÇA OLUMLU ETKİSİ OLAN VİTAMİN VE MİNERALLER
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, demir, folik asit, çinko, B12 ve biotinin saçı temel olarak etkileyen vitamin ve mineraller olduğunu anlattı. Bu vitamin ve minerallerden zengin bir diyet uygulamanın faydalarına işaret eden Serdaroğlu, şöyle konuştu:
"Haftanın 2-3 günü kırmızı et tüketilmelidir. Çünkü ette hem B12 hem de demir bulunur. Yeşil yapraklı bitkilerde folik asit yüksek olduğu için onlar da olabildiği kadar çiğ olarak tüketilmelidir. Folik asit aynı zamanda balıkta da vardır. Yani aslında dengeli beslenmek gerekir. Bu gibi vitamin ve mineral eksiklikleri düşünülen durumlarda mutlaka bir kan analizi yapılmalıdır. "
