86 yıl aradan sonra bugün kılınacak cuma namazı ile ibadete açılacak olan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi hazırlıklar ve güvenlik önlemleri dolayısıyla vatandaş girişine kapatıldı. Sabah namazı için gelenler alana alınmadı. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ayasofya'ya 3 imam, 5 müezzin ataması yapıldığını duyurdu. Buna göre Ayasofya Camii'ne; Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Ferruh Muştuer, Bünyamin Topçuoğlu İmam hatip olarak atandı. Ayasofya'da görev alacak müezzinlerde açıklandı. Bu isimlerden biri de İbrahim Çoban oldu. Peki Ayasofya Camii müezzini İbrahim Çoban kimdir? İbrahim Çoban kaç yaşında ve nereli? İşte son dakika haberi ve detaylar takvim.com.tr'de
AYASOFYA'NIN GİZEMLERİ ŞOKE ETTİ! TIKLA ÖĞREN
AYASOFYA CAMİİ MÜEZZİNİ İBRAHİM ÇOBAN KİMDİR?
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ayasofya Camisi'ne Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Ferruh Muştuer ve Bünyamin Topçuoğlu'nun imam olarak atandığını açıkladı.
Müezzin olarak da Mehmet Hadi Duran, İbrahim Çoban, Şükrü Asıleren, Rıdvan Akbaş, Alpcan Çelik görevlendirildi.
Diyanet İşleri'nin yaptığı atamayla Ayasofya Cami'ye müezzin olarak atanan İbrahim Çoban daha önce Sultan Ahmet Cami'de aynı görevi üstleniyordu.
PROGRAMDA TOPLUMUN TÜM KESİMİNDEN DAVETLİLER YER ALACAK
Ayasofya Camisi'nin cuma namazıyla 86 yıl sonra yeniden ibadete açılacağı yarınki programda, toplumun tüm kesiminden davetliler yer alacak.
Alınan bilgiye göre, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ayasofya Camisi'nin ibadete açılması kararının ardından, tarihi gün için gerekli bütün hazırlıkları ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde tamamladı.
Diyanet İşleri Başlanlığınca, caminin kapasitesi, camide devam eden restorasyon çalışmaları titizlikle takip edilerek, Kovid-19 salgını nedeniyle, kılınacak ilk cuma namazı için çeşitli tedbirler alındı. Bu çerçevede tüm camilerde olduğu gibi Ayasofya'da da sosyal mesafe kuralı göz önünde bulundurularak, kısıtlı sayıda cemaat alınmasına karar verildi.
Cuma namazını kılmak üzere caminin açılışında hazır bulunacak cemaatin, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak geniş ve zengin bir yelpazeyi yansıtması için çalışıldı.
Namaza erkek-kadın, genç-yaşlı bütün vatandaşları temsilen her meslekten gruplar davet edildi.
Bürokratların yanı sıra gaziler ve şehit yakınları, sivil toplum kuruluşu gönüllüleri, engelli vatandaşlar, akademisyenler, öğretmenler, esnaf ve sanatkarlar, işçi ve memurlar, asker ve polisler, sağlık çalışanları, hukukçular, yazar, edebiyatçı ve sanatçılar, uluslarası gazete, televizyon ve internet haber sitelerinin genel yayın yönetmenleri, ilim dünyasından isimler, açılışta hazır bulunacak.
AYASOFYA'NIN KISA TARİHİ
Ayasofya I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
AYASOFYA NE ZAMAN MÜZE OLDU?
İstanbul'un 1453'te Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra, fethin sembolü olarak, derhal Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülmüştür, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir.
AYASOFYA HAKKINDA BİLGİ
Bizans döneminde Ayasofya, büyük bir "kutsal emanetler" zenginliğine sahipti. Bu emanetlerden biri de 15 metre yüksekliğindeki gümüş ikonostasisti. Konstantinopolis Patriği'nin patrik kilisesi ve Ortodoks Kilisesi'nin bin yıl boyunca merkezi olan Ayasofya, 1054 yılında Patrik I. Mihail Kirularios'un Papa IX. Leo tarafından aforoz edilmesine şahitlik etmiş olup bu olay, genel olarak Schisma'nın, yani Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılmasının başlangıcı sayılır. 1453'te kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet'in gösterdiği hoşgörüyle mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenlerse olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler, bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami, müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı çıkarılmış ve mozaikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Günümüzde görülen Ayasofya binası, aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan "Üçüncü Ayasofya" olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya'nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinan'ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.