Pınar Gültekin'in boğazına doğru yaklaştığını iddia ederek, bunun üzerine kendisine yumruk attığını söyleyen Avcı, ifadesini şöyle sürdürmüştü:
"Sonrasında boğazıma doğru yaklaşınca ben de kendisine yumruk attım. Yere düştü ve kafasını yere çarptı, sanırım kafasının arka kısmını çarptı. Biraz kan aktı. Sonrasında yerdeyken yüzüne bir yumruk daha vurdum. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Sonrasında hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim. Ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu. 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi. Varili evin içine getirdim. Pınar'ı varilin içine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içine koydum. Bu sırada Pınar'dan herhangi bir emare yoktu. Bu olaylar oluncaya kadar tahmini 15 dakika geçmiştir. Pınar'ı varile koyarken başındaki kanlardan dolayı elbisemin göğüs kısmıma kan bulaştı. Daha sonra varili evin içinde üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeyle varilin evde yanmayacağını anladım.
Sonra Pınar'ın da telefonu ile benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına Keyif Oturağı civarına gittim, oradan geri döndüm. Pınar, Akyaka'da kaldığı için telefonu Akyaka´da sinyal versin diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka kavşağına vardığımda geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Akyaka kavşağına 1-2 kilometre kala sim kartı telefondan çıkardım dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım. Daha sonra Muğla'ya geri döndüm. Ardından petrolden iki 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım ve aracıma da mazot aldım. Sonrasında tekrar yaylada bulunan eve geri döndüm. Döndükten sonra varili bahçeye çıkardım. Orada varilin içine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağın bir kısmı ve ağaç yaprakları bu alevin etkisi ile yandı. Yan komşu Melek teyze gördü ve bana 'ne yaptın yangın çıkacak' dedi. Ben de 'plastik kasalar var onları yaktım' deyince, 'bu havada yangın çıkar yakma' dedi ve gitti.''
Varili ateşe verdikten sonra iş yerine çalışmaya gittiğini anlatan Avcı, varilin içinde Pınar'ın cansız bedeninin üzerine duvar sıvısını nasıl boşalttığını ve genç kızın cansız bedenini nasıl taşıdığını şöyle itiraf etmişti:
''Ben de daha sonra iş yerime geldim çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim. Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içine su dökerek söndürdüm. Palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi olan bir yere koydum. Sonrasında iş yerime döndüm. 15.00-16.00 gibi dükkandan yemek yemek için çıktım. O esnada yaylaya gittim. İş yerinin fayanslarını değişmiştim. Artan malzemeler yayladaki evin deposunda duruyordu. Burada artan malzemelerden duvar sıvasını varilin içine boşalttım. Ağırlaşacağı aklıma geldi. Aracı yanaştırmıştım. Kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti kaldırarak aracın içine paletle ittirdim. İttirirken de de bacaklarımda yaralanmalar oldu. Hatta varili ilk paletin üzerine koyarken sağ ayağım altında kaldı. Varili aracın arka kısmına yerleştirdim. İçine önce boşalttığım torbanın geri kalanını ve bir torba daha duvar sıvası koydum ve üzerine su ekledim, sulandırdım. Sonra varilin ağzını küçültmüştüm, biraz daha balyozla vurarak kapattım. Yani ağzını yummuştum. Sonrasında arabaya binip, yayladan Sanayi Kavşağı'ndan karşıya devam ettim. Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına doğru yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapakları açtım ve yine palet yardımı ile aşağıya indirdim. Bu sırada varil yuvarlandı, palet de aşağı düşüyordu ancak paleti tutarak aracımın içerisine koydum ve aracımla Gülağzı'ndan inerek Gülağzı kavşağından Muğla istikametine doğru devam ettim.''
Katil Cemal Metin Avcı, Pınar'ın arkadaşlarından Ceren'in kendisini aradığını da ifadesinde belirterek şunları söylemişti:
"Sanayiye iş yerine gittim, üzerimi değiştirip iş yerim olan Cüce isimli yere gittim. 18 Temmuz'da Pınar'ın arkadaşı olan Ceren isimli şahıs aradı ve bana 'Cemal nasılsın, ben Pınar'ın arkadaşıyım biz Pınar'a ulaşamıyoruz. Senin haberin var mı?' diye sordu. Ben de 'Haberim yok, nereden haberim olsun' dedim. O da 'Tamam biz jandarmaya haber verdik' diyerek kapattı. Daha sonra evde de temizlik yaptım."