Başkan Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:"2020-2021 Adli Yılı'nın yargı mensuplarımız başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza başarılar diliyorum. Vazifeleri başında hayatlarını kaybeden hakim ve savcılara Allah'tan rahmet diliyorum.
Mahkeme salonlarımızın duvarlarında yazan 'Adalet mülkün temelidir' sözü özellikle Hz. Ömer'e atfedilen bu söz, devletin ordu ile değil, parayla değil, petrolle doğalgazla değil, adaletle yaşadığını belirtiyor. Çünkü adaleti tam manasıyla tesis ettiğinizde diğer her şey kendiliğinden gelişecek, yaşayacak ülkeyi ve toplumu kuşatacaktır. Adaletin üzerinden en çok durulan kavram olmasının nedeni de budur. Adaletle davranmanın, hükmetmenin önemine vurgu yapılır.
Geçmişten bugüne isimleri tarihe altın harflerle kazınan devlet yöneticilerine baktığımızda en önde gelen vasıflarının adaletli olduklarını görüyoruz. Sizler böylesine ulvi bir vazife icra ediyorsunuz. Hakimlerimiz, savcılarımız, avukatlarımız bu şuurla vazifelerini yürütüyor. Böylesine hayati bir vazife çok büyük bir vebal üstlenmenin anlamına geliyor. Adaletin tesisi için çalışmak çok başka bir mana taşıyor.
DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR
Adalet insanlığın varlığı ve geleceği için bu kadar önemliyken, dünyanın dört bir yanında inleyen mazlumların, mağdurların feryatlarının yükseliyor olması ayrı bir tenakuzdur. Zalimlikleri örtmeye siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları da yetmiyor. Adalet talebi dünyanın en ücra köşelerine kadar filiz salmaktadır. Türkiye bu ortak özlemin sözcüsü olarak her platformda hak ve adalet talebini dile getiriyor. Dünya 5'ten büyüktür itirazı bunun en somut ve çarpıcı örneklerinden biridir.
MODERN SÖMÜRGECİLİK ÖRNEĞİ
Suriye'den Libya'ya kadar fiilen sahada olduğumuz her yerde aynı inançla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Doğu Akdeniz'de de hak ve adalet arayışı vardır. Türkiye'nin büyüklüğüne bakmadan kıyılarına hapsetme girişimi haksızlığın işaretidir. Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine çökme çabası modern sömürgecilik örneğidir. Başkalarının arkasına gizlenen bir devleti önümüze atarak gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanların yaptıkları da adaletsizliktir. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti Türkiye'nin önüne yem etmeye çalışmak komik kaçmaya başladı. Ne yaparlarsa yapsınlar bu adalet uyanışını durduramayacaklar.
NEREDE FERYAT YÜKSELİYORSA...
Türkiye'nin her başarısının kalbini ve gözünü bize yöneltmiş her kardeşimiz için ümit ışığı yaktığını biliyoruz. Bölgemizde güven ve huzur arayan herkese kapımızı açıyoruz. Dünyanın neresinden feryat yükselirse oraya yöneliyoruz. Her platformda hak ve adalet talebimizi dile getiriyoruz. Husumet cepheleri ne kadar birleşirse birleşsin bu mücadeleyi durduramayacaktır.
Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen 16 devletimiz yanında kurduğumuz irili ufaklı devletler tarih kitaplarında mevcuttur. Osmanlı ile zirveye çıkan, Cumhuriyet ile günümüze ulaşan devletler silsilesine sahibiz. Tanzimat'tan Meşrutiyet'e bu adımlar bu sürecin parçasıdır. Modern yönetim sistemini bünyemize adapte etme sisteminin başını Cumhuriyet'in ilanıdır. Milli iradenin üzerine kurulu yeni yönetim sistemimiz kendi içinde oldukça sancılı geçmiştir. Darbe, cunta, muhtıra tecrübeleri bize ağır siyasi, sosyal maliyetler getirmiştir. Pek çok fırsatı kaçırdık. Vesayetin ağır baskısı her alandaki atılımlarımızın önünü keserek enerjimizi ve vaktimizi heba etti. Uzun ve zahmetli bir mücadele dönemi sonrası yeni bir yönetim modeline geçerek daha üst bir kulvara çıkmayı başardık. Milli iradenin tecellisine aykırı güç temerküzüne izin vermeyen yönetim sistemimiz herkesin kendi işine odaklanmasını sağladı. Yeni bir döneme girdik. Hasılasını her türlü saldırıya ve baskıya mukavemetli hale gelerek toplamaya başladık.
YARGI REFORMU
Son 18 yıldır kesintisiz bir şekilde hayata geçirdiğimiz reformların önemi var. Yargı bu reformların başında geliyor. Amacımız erişilebilir ve güven veren bir adalet sistemini tesis etmek. Hazırladığımız Yargı Reformu Strateji Belgemizi milletimizle paylaştık. Sadece belgeyi hazırlamakla kalmadık, politikaları hayata geçirmek için adımları attık.
Geçtiğimiz yıl kanunlaşan 1. Yargı Paketi ile pek çok tarihi değişikliği hayata geçirdik. Yeni hukuki müesseseler oluşturduk. Bazı usul düzenlemelerini bize uygun modellerle sisteme dahil ettik. Temel hak ve özgürlüklerle, ifade özgürlüğü için bazı suçlar için temyiz yolunu açtık. Eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatımızda daha güçlü temele sahip olmasını sağladık. İnternet suçlarında tüm sitelerin kapanmasının önüne geçtik. Tutukluluk sürelerini yeniden belirleyerek çocukları korumaya yönelik adımlar attık. Kıdemi 15 yılı geçen avukatlara yeşil pasaport imkanı sağladık. Sesli ve görüntülü bilişim sisteminin kullanılmasını temin ettik. 2. Yargı Paketi ile infaz süresini revize ederek, iyi hal usullerini yeniden belirledik. Ceza adaleti ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi köklü değişiklikleri sisteme kazandırdık. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini geliştirdik. Hedef süre uygulaması ile soruşturma ve mahkeme aşamalarının daha hızlı yürümesini sağladık. HSK etik kuralları belirleyerek kamuoyuna duyurdu.
Adalet sisteminde de asli özne insandır. 15 Temmuz darbe girişiminde en çok ihracın olduğu kurumlar arasında Adalet Bakanlığımız da vardır. 9 bin 349 seviyesinden bugün 22 bin seviyesine çıkardık. Personel sayısını da 51 bin 681'den 150 binin üzerine yükselttik. İstinaf mahkemelerinin kuruluşu Cumhuriyet dönemi en önemli kararlardan birisidir. Dava dosyalarının neticelenme süreci kısalmıştır. E-tebligat uygulaması da bütçe konusunda katkı sağlamıştır. Lekelenmeme hakkı önemli kararlardan birisidir. Nöbetçi noterlik ve konsolosluklardaki noterlik işlemlerinin ülkemizden alınabilmesiyle vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırdık. Yaptığıız reformları sürdüreceğiz.
EBRU TİMTİK'İN ÖLÜMÜ TARTIŞMALARI
Yargı sistemimizin en önemli unsurlarından olan avukatlarımız ve barolarla ilgili rahatsızlığımı da ifade etmek istiyorum. Israrla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu üzerine asılan pankartın şehidimizin kemikleirini sızlatması üzerinde anlamı olduğunu düşünüyoruz. Cübbeleri ile cenazesine katılabilmeleri kabul edilebilir davranışlar değildir. Avukatlık, zulmü savunmak değildir. Adaleti savunmak, adaletin yanında yer alamk demektir. Bu yapılan işlerin avukat-müvekkil işleriyle ilgisi olmadığı açıktır. Nasıl diğer mesleklerde meslekten ihraç söz konusuyla avukatlık mesleğiyle ilgili de bana göre olmalıdır. Teröristin avukatlığını yapanın teröristliğe soyunması mümkün değildir. Böyle çarpık bir duruma izin verilemez. Bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız. Mehmet Selim Kiraz kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum.