Başkan Erdoğan, bu tabloda salgının yayılmasına karşı aldıkları tedbirlerin ve uyguladıkları destek politikalarının çok büyük katkısı bulunduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile vatandaşlarımızı, esnafımızı ve firmalarımızı salgının olumsuz etkilerine karşı korumaya aldık. Salgının en kritik evresinde ne sağlık sistemimizin çökmesine ne kamu düzeninde herhangi bir aksaklık yaşanmasına ne de ekonomimizin tümüyle durmasına izin verdik. Yine bu dönemde milletimize sürekli karamsarlık aşılayan, haritada yerini dahi bulamayacakları ülkeleri Türkiye'ye örnek gösteren muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Türkiye gerçeklerinden kopuk, topluma maliyeti hesap edilememiş fevri kararları almak yerine soğukkanlı bir şekilde süreci yönettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği avantajları en iyi şekilde kullanarak hamdolsun ülkemizi bugünlere kadar getirdik."
ASGARİ DÜZEYDE TUTMAYI BAŞARDIK
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin, "Hizmetler sektörü ve turizm başta olmak üzere kimi iş kollarında bu süreçten bizim de menfi etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak biz diğer ülkelere göre bu etkiyi asgari düzeyde tutmayı başardık." dedi.
Konuşmasında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına değinen Başkan Erdoğan, tüm dünyayı kasıp kavuran bir salgından hasarsız çıkmanın mümkün olmadığını belirterek "Hizmetler sektörü ve turizm başta olmak üzere kimi iş kollarında bu süreçten bizim de menfi etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak diğer ülkelere göre bu etkiyi asgari düzeyde tutmayı başardık." diye konuştu.
Dünyada yatırımların durma noktasına geldiği bir dönemde, hem kamu hem de özel sektöre ve sektör yatırımlarına hız verdiklerini vurgulayan Erdoğan, dünya ile eşgüdüm içinde attıkları normalleşme adımlarıyla ekonomiyi yeniden rayına oturttuklarını ifade etti.
Ağustos ayına ilişkin göstergelerin, yakalanan ivmenin sürdüğüne işaret ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Reel kesim güven endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 75,2 seviyesinden ağustos ayında 105,2 seviyesine yükseldi. Ekonomik güven endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 62,2 seviyesinden ağustosta 85,9 seviyesine çıktı. Satın alma yöneticileri endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 42,7 seviyesinden ağustos ayında 54,3 seviyesine ulaştı. Son 3 aydır 50 eşik değerinin üzerinde seyreden bu endeks, temmuz ayında 2011 yılının şubat ayından bu yana en yüksek seviyesini yakaladı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı yılın ikinci çeyreğindeki 63,5 seviyesinden ağustos ayında 73 seviyesine yükseldi. Mayıs ayıyla birlikte yükselişe geçen mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri de ağustos ayında artmaya devam etmiştir. Ağustos ayında yılın ikinci çeyreğine göre alt kalemlerden hizmet sektörü güven endeksi yüzde 38,4, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 18,3, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 40,7 artış kaydetmiştir."
"YENİ SİPARİŞLERİN SON 2,5 YILIN EN YÜKSEK DEĞERİNE ULAŞTIĞINI MÜŞAHEDE EDİYORUZ"
Son dönemde sağladıkları finansmana erişim kolaylıkları ve uygun kredi imkanları sayesinde otomotiv ve konut satışlarında rekor kırdıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Otomobil üretimde temmuz ayında yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 83,3 gibi çok büyük bir sıçrama yakaladık. Otomobil satışlarıysa temmuz-ağustos döneminde yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 64,2 oranında yükseldi." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, normalleşmeyle birlikte ihracattaki toparlanmanın sürdüğünü gördüklerine işaret ederek şunları kaydetti:
"Haziran-ağustos döneminde ihracatımız mart-mayıs dönemine kıyasla yüzde 26,9 oranında artışla 40,9 milyar dolar seviyesine ulaşmış, böylece geçen yılın aynı ayının dahi üzerine çıkmıştır. Altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı ise ağustos ayında yüzde 82,9 oranında gerçekleşmiştir. Firmalarımızın aldığı yeni siparişlerde istihdamda ve ihracat siparişlerinde gözle görünür iyileşmeler yaşanıyor. Yeni siparişlerin son 2,5 yılın en yüksek değerine ulaştığını müşahede ediyoruz. Ülkemize gelen turist sayısının ilk 8 ayda 10 milyon sınırına ulaşması, bir diğer önemli gelişmedir. Kredi büyümesinde görülen hızlanmaya karşılık bankacılık sektörümüzün güçlü sermaye yapısı, aktif kaliteli ve karlılık oranlarıyla oldukça sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. 2020 yılı temmuz ayı itibarıyla sektörün yıllıklandırılmış öz kaynak karlılığı ve aktif karlılığı sırasıyla yüzde 11,8 ve yüzde 1,6 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde sermaye yeterlilik oranı yüzde 19,2 ile yüzde 8 olan yasal asgari seviyenin oldukça üzerindedir."
" VERGİ GELİRLERİNİN FAİZ ÖDEMELERİNİ DAHİ KARŞILAYAMADIĞI DÖNEMLERİ GÖRDÜK"
"Tarih boyunca ülkemizin bileğini diplomaside, savunmada, askeri alanda bükemeyenler, silah olarak her zaman ekonomiye sarılmışlardır." ifadesini kullanan Erdoğan, bunların milletin işine, aşına, boğazındaki lokmasına kastederek Türkiye'yi taviz vermeye ve iddialarından vazgeçirmeye çalıştıklarını söyledi.
Başkan Erdoğan, Türk ekonomisinin yeterince güçlü olmadığı dönemlerde maalesef netice de alındığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu hamlelerin en önemli araçları her zaman kur, faiz ve enflasyon olmuştur. Ülkemiz, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500'lere çıktığı günleri yaşamıştır. Vergi gelirlerinin faiz ödemelerini dahi karşılayamadığı dönemleri gördük. Memur maaşlarını ödeyememe tehlikesiyle karşılaştığımız zamanlar oldu. IMF kapılarında birkaç milyar dolar için avuç açtığımız günleri hatırlıyoruz. Ekonomi bürokrasisinin tamamen dışlandığı, ülkenin maliye ve hazinesinin IMF komiserlerine teslim edildiği utanç sahnelerine şahit olduk. Kur, faiz ve enflasyon sarmalına alınan ekonomimiz, neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan krizlerle yıllarca patinaj yapmıştır. Türkiye'nin kalkınma yarışına beraber başladığı ülkeler mesafe alırken ülkemiz gerçek potansiyelini bir türlü kullanamamıştır. 2002'den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla bu fasit daireye son vererek ekonomide kaynak ve zaman israfının da önüne geçtik.
IMF'ye olan 23,5 milyar dolarlık borcumuzu ödeyerek ülkemize ekonomik bağımsızlığını yeniden biz kazandırdık. Bilhassa 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ekonomide yeni bir döneme girdik. Bugün aynı anda farklı cephelerde ülkemizin hak ve hukukunu korkusuzca savunabiliyorsak, bunun gerisinde son 18 yılda kazanılan öz güven vardır. Ne dediler, 'Kur-faiz-enflasyon ne duruyorsunuz gidin IMF'ye, IMF'den borç alın' dediler. Biz ne dedik, 'O sizin meziyetinizdir, sizin şanınızdır. Biz asla IMF kapısını çalan bir iktidar olmayacağız' dedik ve olmadık ama IMF, bizim kapımızı çaldı. Başbakan olduğum dönemde bizden 5 milyar avro borç istediler. O zaman başbakan olarak dedim ki verin. Bugün bizden borç alan yarın da talimat alır. Sonra vazgeçtiler. 'Çünkü bunlar çılgın Türklerdir, yapar mı yapar' dediler, vazgeçtiler. Milletimizin rızkını, Türkiye'nin kaynaklarını krizden ve kaostan beslenen çevrelere yedirmemekte kararlıyız."
"TÜRKİYE'NİN KUR, FAİZ VE ENFLASYON ÜZERİNDEN SIKIŞTIRILMASI GAYRETLERİNİ BOŞA ÇIKARACAĞIZ"
Erdoğan, Türkiye'nin kur, faiz ve enflasyon üzerinden sıkıştırılması gayretlerini boşa çıkarmayı sürdüreceklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
"IMF ile kapalı kapılar ardında pazarlığa tutuşanların, bir daha Türkiye'yi eski günlerine geri döndürmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu süreçte kritik bir virajdan geçiyoruz. Türkiye'nin hedeflerine ulaşması, birlik ve beraberliğine sıkı sıkıya sarılmasının yanında koronavirüs salgınıyla mücadelesini başarıyla sonuçlandırmasına bağlıdır. Dünyada dengeleri altüst eden bu salgın, bizim gibi üretim kapasitesi yüksek ülkelerin önünde yepyeni fırsat pencereleri de açmıştır. Coğrafi konumu, güçlü altyapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye bu fırsatları değerlendirme noktasında en avantajlı ülkelerden birisidir."
Türkiye'nin salgın sürecinden diğer alanlarla birlikte ekonomide de güçlenerek çıkacağını vurgulayan Erdoğan, "Bunun için milletimizin tüm fertlerinin tam bir seferberlik içinde tedbirlere sarılması gerekiyor. İşte Türkiye Sigorta bunun aynı zamanda garantisi olacaktır. Ne karamsarlığa kapılacağız ne rehavete gireceğiz. Ne kendimizi tamamen hayattan soyutlayacağız ne de hiçbir şey olmamış gibi davranma gafletinde bulunacağız. Milletimizi bir kez daha 'TMM' diye sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kuralına uymaya davet ediyorum. Vazgeçin bu dönemde şu düğünlerden, yemekli merasimlerden. Buralardan aldığımız olumsuz haberler bizleri üzüyor. Nikah törenleriyle bu işleri bitirmek suretiyle bu dönemi gelin atlatalım. Özellikle şu sigara olayına da gelin bu dönemde ara verin. İçmeyin, kendinize acıyın. Biz sizi seviyoruz ve onun için de acıyoruz." dedi.
Erdoğan, Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilikin ülkeye, millete ve sigortacılık sektörüne hayırlı olmasını dileyerek Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez'e teşekkür etti.
TÜRKİYE SİGORTANIN İLK POLİÇESİ ERDOĞAN'A TAKDİM EDİLDİ
Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bazı bakanlar da katıldı.
Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye Sigortanın ilk poliçesini Erdoğan'a takdim etti.
Albayrak, "Birkaç hafta öncesinde müjdesini verdiğiniz, Türkiye tarihi açısından da kritik bir öneme sahip, Türkiye Petrollerinde Fatih gemisinin açtığı Tuna-1 kuyusundaki Türkiye'nin dünya ölçeğinde de çok önemli gaz keşfiyle sonuçlandırdığı ve devam ediyor kazmaya hala, kuyusunun sigorta poliçesi. Sembolik anlamı da manevi, maddi anlamı da çok büyük bugünün anlamına binaen size takdim ediyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun." ifadelerini kullandı.