SUUDİLER DİRENDİ
Yapılan aramalarda Konsolosluk konutunda bir kuyu olduğu tespit edilince Suudi yetkililerin tekrar engellemelerine maruz kalındığı, kuyuda inceleme yapma talebine olumsuz cevap verildiği kaydedildi. Savcılık, Callamard'ın eleştirilerine, "Suudi yetkililer yapılan görüşmelerde ciddi direniş ve engellemeler çıkarılmasına rağmen savcılığımızın ısrarlı talepleri neticesinde gecikmeli olarak izin verildiği, sonrasında ilk arama ve el koyma işleminin yapılmıştır" denildi.
İLK İHBAR KAYIP VAKASIYDI
BM Raporu'nda savcılığa yapılan eleştirilerden bir tanesi de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Al Otaibi'nin tutuklanmasına konsolosluk hukuku kapsamında engel olacak hiçbir şey olmadığı, bir tanık olarak kendisinin sorgulanması, ülkeyi terk etmesinin neden yasaklanmadığı oldu. Raporda ayrıca Al Otaibi'nin bir diplomat olmadığı ve hak ettiği dokunulmazlıkların daha az olduğu yönünde görüş bildirildi. Savcılık bu eleştiriye de Suudi yetkililerin engellemelerine maruz kalındığını ve Kaşıkçı olayının ilk aşamada savcılığa 'Kayıp şahıs' olayı olarak intikal ettiğine vurgu yapıldı.
ALEYHTE DELİLE BAKILIR
Savcılık, hukuk devletlerinde sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil, diplomatik dokunulmazlığı olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir yabancı ülke vatandaşı da meydana gelen bir olaydan dolayı aleyhte delil olmadan gözaltına alınıp soruşturma işlemine tabi tutulamayacağı ifade edildi.