Son dakika: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındayız

Son dakika haberi... AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MYK Toplantısı sonrasında çok önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, "Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :29 Eylül 2020 , 18:13 Güncelleme Tarihi :29 Eylül 2020 , 20:10
Son dakika: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Sonuna kadar Azerbaycan’ın yanındayız

Son dakika haberine göre, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası Ankara'da Azerbaycan ile işgalci Ermenistan çatışması, Doğu Akdeniz krizi, CHP'li Çeviköz'ün skandal iftirası, Kobani isyanı ve ABD'nin taraflı politikaları hakkında çok kritik açıklamalarda bulundu.

AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamaları şöyle:

Sayın genel başkanımız teşkilat başkanlarına kongre ile ilgili talimatlar verdi. Ekim ayında kongrelerimiz başlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımız imkanlar müsait olursa kongrelere katılacaklardır. İnsan Hakları Başkanlığımız kapsamlı bir şekilde kendisine ait dosyalarla ilgili yaklaşımları, stratejileri sundu. Çevre ve Şehircilik Başkanlığımız Çiğdem Hanım çok kapsamlı bir sunum yaptı. Kuzey kutbundaki buzulun üstünde tek başına kalmış, herhangi bir yere gidemeyen kutup ayısının durumu istisnai bir örnek değil. Sanayileşmiş ülkeler denilen bazı ülkeler konuyu geriden takip ederek kirletme oranların azaltılmasına vurgu yapıyorlar. Bunun yeterli olmadığını, kapsamlı bir şekilde olması gerektiğini Çevre ve Şehircilik Başkanımız anlattı.

Sayın Emine Erdoğan hanımefendi öncülüğündeki 06 projesi uygulamaya konuldu. İstanbul Havalimanı'nın risk belgesine sahip olması gibi istisnai durumlar, başka ülkelerde olmayan öncülüklerimiz var.

Kuveyt Emiri'nin vefat ettiğine dair bir haber var. Allah'tan rahmet diliyoruz. Dost ve kardeş Kuveyt halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye'nin terörle mücadelesi dünyanın en meşru mücadelesidir.

Ermenistan'ın Azerbaycan'a haksız, hukuksuz, barbarca saldırısı sonucu Azerbaycan'da da şehitlerimiz var. Kardeş Azerbaycan'ın yanlarında olduğumuzu ifade ediyor, başsağlığı diliyoruz.

DİYARBAKIR ANNELERİ BİR BİR EVLATLARINA KAVUŞUYOR

Diyarbakır annelerinden Çetin Ailesi evlatlarına kavuştu. İçişleri Bakanlığımız ve yetkili kurumlarımız üstün gayret sarfediyorlar. Erdal Çetin 13 yaşında iken terör örgütü tarafından dağa çıkarılmıştı. Şimdi bu çocuk güzel bir gelecek kurmak için ailesine kavuştu. Her zaman bu kürsüden Diyarbakır annelerinin vicdan nöbetine selamlarımızı gönderiyorum. Bazı muhalefet partilerin bu konuya hiç girmemesi çok dikkatimizi çekiyor. Bu bir vicdan hareketedir. Olur olmaz her konuda söz söyleyen partilerin bu konuda hiçbir şey söylememesi vicdani açıdan kabul edilebilir değildir. Çocuk yaşta dağa götürülen bu çocukların geleceğini kurtarmak için annelerin verdiği mücadeleye en azından biz de sözlerimizle, duruşumuzla destek vermeliyiz. Uluslararası basının birtakım ekstrem olaylarında gösterdiği hassasiyeti bu konuda göstermediklerinin altını çiziyorum.

"ERMENİSTAN ATEŞKESİ İHLAL ETTİ"

Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısını şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Azerbaycan ve Türkiye aynı kadere, geleceğe ve aynı değerlere sahip iki ülke. Ermenistan ateşkesi ihlal etti, barbarca bir saldırıyla soykırımvari saldırıda bulundu. Türkiye olarak sesimizi yükselttik. Cumhurbaşkanımızın mesajı nettir, Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır. Azerbaycanlı kardeşlerimiz nasıl istiyorsa, ne şekilde istiyorsa, ne kadar istiyorsa Türkiye Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir.

"ERMENİSTAN İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARI TERK ETTİĞİ ANDA SORUN ÇÖZÜLÜR"

Uluslararası toplum Ermenistan'ı kınamalıdır. Ermenistan'ın yaptığı uluslararası hukukun ihlalidir. Bir yerde saldıran, bir yerde saldırılan varsa tarafları itidal çağrısı saldırıyı teşvik etmektir. Azerbaycan'a meşru müdafaa hakkını kullanma demek Ermenistan saldırısına destek vermektir. Biz bu saldırganlık karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunuruz. Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Ermenistan'ın orayı terk etmesi için yatırımlarda bulunulmalıdır. Türkiye Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir. Ermenistan'ın Azerbaycan'a bu mütecaviz yaklaşımları asla kabul edilemez. Ermenistan işgal ettiği toprakları terk ettiği anda sorun çözülür. Ermenistan'ın saldırganlığına bir şey demeyip, Azerbaycan meşru müdafaa hakkını kullandıktan sonra taraflara itidal tavsiye etmek saldırıyı teşvik etmektir.

CHP'Lİ ÇEVİKÖZ'E TEPKİ: 20 SAATTEN FAZLA BEKLEDİK, DÜZELTECEKLER Mİ DİYE?

Minsk üçlüsü çözüm yerin çözümsüzlüğü sürdürmektedir. Çözdüğü tek kalem mesele yoktur. Sadece Ermenistan'ın işgalci statükosuna destek veren politikayı sürdürmektedir. Herkesi Ermenistan'ın saldırganlığına karşı Azerbaycan'ın yanında olmaya davet ediyoruz. CHP'de dış politikadan sorumlu Ünal Çeviköz, bir programda Türkiye oraya silah gönderdiğini, cihatçı gruplar gönderdiğine dair beyanlar vardı. Şimdi biz bunu eleştirdiğimizde 'linç kampanyası yapılıyor' deniyor. Biz bu konuda Rusya'da çıkan haberleri aktardık, deniyor. Ermenistan yalan propagandasına dayalı yalan haberleri kınamadan aktarmasının ne manası vardır? Bu haber yayınlandıktan sonra 20 saatten fazla bekledik, böylesine büyük bir gafı düzeltecekler mi diye?

Türkiye'ye karşı hasmane tutum içerisinde olanların CHP'liler tarafından dile getirilmesine karşı acaba CHP yönetimi uyaracak mı diye bekledik. Bu cevap gelmeyince eleştirimizi söyledik. Bir müddet sonra TBMM'de HDP hariç diğer partiler Azerbaycan'ın yanında olan bildiriye imza attı. Bazı CHP arkadaşlar bunu gördünüz mü dediler. Ben de dedim ki siz Çeviköz'ün açıklamalarınızı gördünüz mü?

TBMM'deki bildiriye atılan imza son derece kıymetlidir. Şimdi deniliyor ki Azerbaycan'a cihatçılar gönderildi. Türkiye'deki siyasi partinin her dış politika olayında asla yapılmaması gereken alfabe düzeyinde hatalar yapması Türk siyaseti bakımından üzüntü verici bir durumdur. Bu CHP tabanındaki vatandaşlarımıza da haksızlıktır. CHP tabanındaki vatandaşlarımız sosyal medyada çok güçlü bir şekilde Azerbaycan'a sahip çıkmaktadırlar.

Aynı kara propaganda Türkiye'nin hasmı olan, Ermenistan tarafından yapılmaya devam ediyor. Mesele nettir, Türkiye Azerbaycan'ın yanındadır, onlar ne şekilde istiyorsa bu destek sürecektir. AK Parti grubunda Türk ve Azerbaycan bayrakları onlara mesajdır.

AZERBAYCAN'A ASKER GÖNDERİLECEK Mİ?

Biz Azerbaycan'ın yanındayız diyoruz. Bugün de ilk defa kendi bayrağımızın yanında Azerbaycan bayrağıyla toplantı yapıyoruz. Ayrıntıya girmeye gerek yok. Zaten askeri ve diğer alanlarda işbirliğimiz var. Azerbaycan'ın Ermenistan karşısındaki duruşuna aynı şekilde katılıyoruz.

POMPEO'NUN BİR İÇERİSİNDE İKİ KERE YUNANİSTAN'I ZİYARETİ

Pompeo'nun ziyareti gerçekleşti. ABD bir ay süre içinde Yunanistan tarafını iki kez ziyaret etti. Bu ABD'nin tarafsız politikalarına gölge düşürmektedir. Burada Türkiye çok yönlü diplomasiye açık olduğunu defalarca ifade etti. ABD'nin sadece Rum tarafını ziyaret eden, bir ay içerisinde iki kez Yunanistan'a giderek tek yönlü destek açıklaması bölge barışına hizmet etmez, müttefik ilişkilerimiz açısından yakışıksız bir durum ortaya çıkarır. Hem NATO ile ayrıştırma konusunda bir süreç yürütülürken, hem de Türkiye Yunanistan'la diplomasi masasına hazır olduğunu söylemişken, burada tek taraflı olarak Rum tarafını ziyaret edilmesi, Rum tarafının çözümsüzlük politikasına destek anlamına gelmektedir.

TEKNOFEST'E ÖVGÜ

Teknoloji ve oluşturduğu ekonomik değer dünyada hiçbir zaman olmadığı kadar ilerliyor. Türkiye'nin hedeflerine ulaşması bakımından bu alanı takip etmesi gerekiyor. Milli teknoloji hamlesi olarak adlandırdığımız bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Dünyanın en büyük uzay ve teknoloji festivali ünvanına sahip Teknofest bu konuda çok önemli. Burada gençlerin yeni teknolojik imkanlarla buluşması, dene yap şeklindeki süreçlerle kendi projelerini hayata geçirmeleri çok önemli. Tekno parkların artması hassasiyetlerle takip ettiğimiz projeler.

HDP-PKK KATLİAMI

Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yürütüyor. 7-8 Ekim'de Türkiye'de ne oldu? 6 Ekim'den itibaren bazı siyasilerin çağrısı üzerine ki bunların hepsi HDP'de bulunuyorlar. Türkiye genelinde olaylar başladı. Açık isyan çağrısıyla 37 vatandaşımız hayatını kaybetti. O zaman herşey arşivde duruyor. Hangi siyasilerin bu vahşi eylemler olurken nasıl bir teşvik dili kullandığı kayıtlarda duruyor. Tek tek kişileri tartışmıyoruz. 761 vatandaşımız yaralandı. 'Kobani düştü, düşecek' deniyordu. Türkiye Kobani'ye destek vermeseydi bir günde 100 bin Kürt kardeşimizi yurda almasaydı orada çok büyük katliam gerçekleşecekti. Kobani'ye yardım etmeye giden Kürtleri PKK engelleniyordu. Niye? Kürtler ölsün yeter ki PKK'nın propagandası yapılsın. Sonuçta ne oldu? Obama başkandı, cumhurbaşkanımızı aradı 'Şu kadar gün içinde Kobani düşecek' diye. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Kobani'ye yardım kanalı açıldı ve 100 bin kişi alındı. Bunun güvenlik, insani boyutu var. Tamamen insani sebeplerle Türkiye oradaki kardeşlerimizin canını kurtardı. Buradakiler ise isyan çağrısı yaparak 37 vatanaşımızın hayatını kaybetmesine yol açtı. 35 ilde olaylar meydana geldi. Alıkoyma, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, devlet konutlarının zarara uğratılması gibi birçok olayla karşılaşıldı. Şimdi devlet bunu soruşturmasın mı? Bu soruşturma yargının bileceği iş. Biz tek tek kişileri bilemeyiz. Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık ifadeleriyle, o ifadeler de ortadadır, 'PKK terör örgütü değildir, PKK'ya sırtımızı dayıyoruz' dediler. Bu dünyanın her yerinde suçtur. Hangi dosyanın içinde ne var buna karar verecek olan yargıdır. Yargısal süreç, soruşturma süreci hukuka uygun bir şekilde sürüyor. Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman 'Türkiye'de siyasal katılım yolları kapatılıyor'. Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek suç değildir. Demokrasi, hukuk devleti diyor, ondan sonra tutuyor teröre destek veriyor. PKK terör örgütü değildir cümlesini birisi kullandığı andan itibaren demokratik ve hukuk alanının dışına çıkmıştır. AİHM'in de onayladığı İspanya'daki Batasuna kararı terör örgütünü kınamamayı, terörist cenazesine katılmayı suç sayar. Terör dünyanın en aşağılık, en alçakça insanlık suçudur. Şimdi birileri 'PKK terör örgütü değildir' dedikten sonra biz onu demokratik bir zihniyetin içinde kaldığını düşünebilir miyiz? Kobani'deki Kürt kardeşlerimizin yardımına gitmesini engellemeye kalktı PKK: Bir kişi demokratik kurum ve kurallar içinde hareket ediyorum diyorsa siyasal katılma yolu demokrasiden, hukuktan yana olmaktır. Bunun da açık maddesi teröre karşı olmaktır. Siyasal katılma yolunun mantığı demokrasiyi güçlendirmek, hukuk devletini güçlendirmek içindir. Hikayeyi bir taraftan okumak her zaman yanlış netice doğurur. Bu kadar sene sonra hangi delilleri bularak yargı adımını atacaktır. Biz kimin suçlu, kimin suçsuz olduğuna karar verecek değiliz. Kobani olayları Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına düşmanlık eden bir mekanizmanın, zihniyetin çağrılarıdır. Tabii ki bunun karşılığı olacak ama buna yargı karar verecektir.

DÜNYAYA İKİ BAYRAKLI MESAJ

Biz burada diyoruz ki 'iki devlet tek millet', Azerbaycan'ın yanındayız diyor. Bugüne kadar bu kürsüde ilk defa kendi bayrağımızın yanında sadece Azerbaycan bayrağı ile toplantı yapıyoruz. Bunun bir anlamı var. Dolasıyla destek şu unsurla olacak gibilerinden ayrıntıya girmeye gerek yok. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz gibi savunuyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendilerinin yanında nasıl olmamızı istiyorlarsa o şekilde olacağız.

SİNCAN ÖZERK BÖLGESİNDEKİ UYGUR TÜRKLERİNİN ZOR DURUMU

Çin'in Sincan Uygur özerk bölgesinde keyfi tutuklamalar herkes tarafından yakın bir şekilde takip ediliyor. Yurt dışında yaşayan Uygurların dönmeye zorlanmaları yakından takip ettiğimiz konular. BM ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılması ve çok kurumun gerçekleştirdiği raporlar bu konuda kaygı duymamız gereken tespitlere sahiptir. Uygur Türklerinin durumuyla yakından ilgileniyoruz. Türkiye insan haklarına saygı gösterilmesine, dini inançlara saygı gösterilmesiyle ilgili sürekli çağrı yapıyor. Bu konudaki tek arzumuz Uygur Türklerinin Çin'de refah ve huzur içinde yaşamalarıdır. Uygur meselesinin şeffaflık ve işbirliği şeklinde ele alınmasını arzuluyoruz. Türkiye, Çin'in egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gösteriyor, aynı şekilde Çin'in terörle mücadelesine de saygı gösteriyor. Teröristlerle masumlar arasında çok ciddi bir ayrım yapılması gerekiyor. Bu konuda Çin tarafıyla açık bir dille, şeffaflıkla meselenin çözülmesi noktasında çalışmalarımız, diyaloglarımız sürecek. Bu konudan büyük bir üzüntü duyduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz.