Diyarbakır annelerinin HDP binası önündeki eylemleri sürerken Şırnak'ta, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, yürüyüş yaparak HDP İl Başkanlığı önünde protesto eylemi düzenledi.
Diyarbakır annelerinin HDP binası önündeki eylemleri sürerken Şırnak'ta, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, yürüyüş yaparak HDP İl Başkanlığı önünde protesto eylemi düzenledi.
Basın açıklaması sırasında HDP'liler slogan atıp, tencerelere vurup, ses sistemlerinden marşlar dinleyerek basın açıklamasını engelleyeme çalıştı.
PKK'YA VE HDP'YE TEPKİ
Eylemin 4'üncü haftasında aralarında şehit anneleri, eşleri, Şırnaklı kadınlar ile çocukları kaçırılan anneler HDP il binası önünde düzenlemek istedikleri eyleme, bir grup partili balkona çıkarak ses sisteminden marşlar dinleyip, sloganlar atıp, tencerelere vurarak eylemi engellemeye çalıştılar. Yoğun güvenlik önlemleri altında ellerinde Türk bayrakları ile HDP il binası önüne gelen kadınlar, terör örgütü PKK'ya ve HDP'ye tepkilerini dile getirdi.
Kadınlar sık sık 'kahrolsun PKK', 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları attı. 5 yıl önce dağa kaçırılan Doğan Arslan'ın annesi Hamdiye Arslan; "ben buraya oğlum için geliyorum. Oğlum 14 yaşındaydı. Oğlumu zorla götürdüler. Biz çocuklarımızı istiyoruz. Çocuklarımız küçüktü. Zorla götürüp silah altına aldılar. Savaşa sokuyorlar. Amerika için kullanıyorlar. Yazık, günah değil mi bu 14 yaşındaki çocukları, 12 yaşındaki çocukları bizden çalıp satıyorlar. Bu çocuklar küçüktür. 100 yaşına da gelse benim oğlum benim gönlümde küçüktür. Bizden ne istiyorsunuz. Çocuklarımızı bize verin. Çocuklarımız fakirdir. Fakirlik içerisinde çocuklarımızı büyüttük. HDP'lilerin hepsi çocuklarını okutuyorlar. Bizim çocuklarımızı satıyorlar. Silah altına sokuyorlar. Bunu bize yapmaya hakları yok. Onlar gitsinler. Buyursunlar gitsinler. Maaş alıyorlar. Doktor oluyorlar. Öğretmen, mühendis oluyorlar. Bizim bebeklerimizi çalıp satıyorlar. Bunu bize yapmaya hakları yok. Bize çocuklarımızı versinler. Neyin davasını veriyorlar. Poliste biziz, asker de biziz. Hepsi bizim devletimizdir. Biz devletimizi seviyoruz. Biz devletimizden razıyız. Biz Cumhurbaşkanımızdan razıyız. Bizim çocuklarımızı, çalıp götürüp satmışlar. Sonrada kaçıp Avrupa'ya Almanya'ya, Hollanda'ya yerleştiler. Oralarda çalışıyorlar. Bizimkileri silahlandırıp dağa gönderiyorlar. Bize çocuklarımızı verip kendileri gitsinler. Neden onlar gitmiyorlar. Sağ olduğum sürece bu eylem nerede olursa olsun ben katılacağım. Oğlum gelmediği sürece oğlumun peşinde olacağım. 5 yıldır oğlumu götürmüşler. 5 yıldır ne oğlumu gördüm. Ne sesini duydum. Zorla götürdüler. Bu çocukları HDP götürüyor. HDP devrededir. HDP yol gösteriyor. HDP çalışıyor. Biz çocuklarımız HDP'den istiyoruz. Eğer HDP olmazsa bu çocuklar nereye gider. Çarşıyı bilmiyor bu çocuklar. Hiçbir yeri tanımıyor" dedi.
BU HESAP BİTMEDEN DURMAYACAĞIZ
1993 yılında PKK terör örgütü tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu babası şehit olan Zehra Erzen "93 yılında babamı kaybettim. Sokağa çıkma yasağında 3 dayımı kaybettim. Ben babamın hesabını sormaya geldim. Biz her zaman geleceğiz. Bu hesap bitmeden durmayacağız. Çok yaramız var. Çok şehidimiz var. Babamla beraber minibüsünde 8 şehidimiz oldu. Her Perşembe geleceğiz. Durmayacağız" dedi.
HDP ve PKK'dan çok çektiklerini dile getiren Şırnaklı Gülten Karaca ise; "biz HDP'den çok çekiyoruz. PKK'dan çok çekiyoruz ve çok çektik. Yeter artık bu gençlerimizi versinler artık bize. 13-14 yaşındaki çocuklarımızı alıp dağa götürüyorlar. Para karşılığında. Bu barikatlar yüzünden gençlerimizin hepsi öldü. Benim evladımın iki arkadaşı vefat etti. Damadım vefat etti. Suriyeliler gibi memleket memleket dolaştık. Aç ve perişan. Yeter artık. Davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Terör örgütünün bitirilmesini istiyoruz. Devletimizden her şeyi bekliyoruz. Yeter artık bıktık bizde insanca yaşamak istiyoruz" Yapılan açıklamaların ardından kadınlar sloganlar atarak dağıldı.