Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta bulunan Türk askerleri konusuna da değinerek, "Tüm bu konular Annan Planı çerçevesinde ve Crans Montana'da müzakere edildi. Kıbrıs Türkleri, Türkiye'nin de desteğiyle referandumda Annan Planı'nı desteklediler esasen. Siz neden 2004'te bunu reddettiniz? Neden 2017'de Crans Montana'daki tüm önerileri reddettiniz? Müsaade edin, bu soruya ben yanıt vereyim: Çünkü Kıbrıslı Türklerle hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorsunuz. Bunu Anastasiadis söylüyor, liderleriniz bunu söylüyor. Hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorsunuz. (Anastasiadis) Kıbrıslı Rumların, Türklerle hastanelerini bile paylaşmak istemediğini söyledi. Bu yüzden bir mutabakata varamıyorlar. Bu yüzden geri adım atmak zorunda kaldı. Yani, siz kendi usulsüzlüklerinize bakın, Kıbrıslı Türklerin haklarına yönelik ihlallerinize. Türkiye Kıbrıs'ta garantörlerden biridir ve Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak zorundadır." şeklinde konuştu.
FRANSA, DARBECİ HAFTER'İN YANINDA
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilmiş resmi hükümetin yanında yer aldığına dikkati çekerek, "Ancak bazı Avrupalı ülkeler, örneğin Fransa, darbeci Hafter'e angaje oldu. Bizim angajmanımız sayesinde Hafter, Trablus'a giremedi, aksi durumda bu savaş bir şehir savaşına dönebilirdi ve on yıllarca sürebilirdi. Böylelikle sahada biz dengeyi sağlamış olduk. Bu nedenle ateşkesin uzatılması ve siyasi süreç üzerine konuşabiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Akdeniz'de Türkiye'nin 2018'e kadar çok sabırlı bir şekilde hareket ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Kıbrıs Rum kesiminin, Türkiye'nin haklarını ihlal ederek ve Kıbrıs Türklerini göz ardı ederek, 2003'ten itibaren Mısır, Libya ve İsrail'le anlaşmalar yaptıklarını, 2011'de sondaj çalışmalarına başladıklarını hatırlattı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Akdeniz'de sondaj çalışmalarına 2018'de başladığına, 7 yıldan uzun bir süre beklediklerine dikkati çekerek, herkesi hakkaniyetli bir paylaşıma davet ettiklerini ancak sürekli bu teklifin reddedildiğini söyledi.
Yunanistan'ın Ege'deki iddialarına da değinen Çavuşoğlu, beraberinde getirdiği Sevilla Haritası olarak adlandırılan haritada, Ege Denizi'nde Yunanistan'ın iddialarını göstererek, bu haritaya göre Türkiye'ye hiçbir şeyin kalmadığını anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan'ın iddialarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu, bu durumun hiçbir ülke tarafından kabul edilemeyeceğini belirtti.
Türkiye'nin her zaman çatışmasızlıktan yana olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in girişimlerine teşekkür ederek, NATO bünyesinde tarafların ortak açıklamayı kabul ettiklerini kaydetti. Çavuşoğlu, fikir ayrılıklarının yaşanabileceğinin ancak NATO müttefikleri arasında gerginliğin olmaması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin AB'ye giriş müzakerelerine de değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile yürütülen müzakerelerde her başlığı görüşmeye ve sonuçlandırmaya hazır olduğu çağrısını yineledi.
Çavuşoğlu, NATO'nun Türkiye'nin güvenlik stratejisinde merkezi bir konumda olduğunu, NATO içinde Türkiye'nin aktif roller üstlendiğini ancak NATO'nun yeni gelişmelere kendisini adapte etmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini de değerlendiren Çavuşoğlu, bu ülkeyle başta doğal gaz olmak üzere ciddi ticari ilişkilerin olduğunu ancak özellikle Kırım ve Doğu Ukrayna konusunda farklı yaklaşımlara sahip bulunduklarını anlattı. Çavuşoğlu, Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunduğunu ifade etti.