CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul'un yol kenarındaki duvarlarına yapılan peyzaj uygulamalarını sökmeyi sürdürüyor. Şehrin silüetine estetik bir hava katan bitkiler maliyeti yüksek olduğu gerekçesiyle kaldırıldı, yerine graffitiler yapılacağı belirtildi.
"MESELE DİKEY BAHÇELER DEĞİL"
İBB'nin tartışma yaratan hamlesinin basit bir tasarruf hareketinden ibaret olmadığı, altında derin bir siyasi anlam yüklü olduğu konuşuluyor. Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler, "Mesele dikey bahçeler değil sen hâlâ anlamadın mı" adlı köşe yazısında konuya ilişkin çarpıcı detaylar paylaştı.
Güler'in dikkat çeken yazısının ilgili kısmı şöyle:
İBB başkanı yol kenarlarındaki dikey bahçeleri söküp, yerine grafiti yaptırıyor. Gerekçesi ise 'tasarruf'. Tabii ki yalan. Zira altyapısı hazır bir çalışma o. Siz sadece mevsim çiçeklerini yerleştirip bırakacaksınız. Öyle abartılı bir maliyeti de yok. Kaldı ki o kadar altyapı sökülüp çöpe atılıyor. Asıl israf bu. Neyse!
Dikey bahçelerin kaldırılıp yerine şehrin duvarlarını berbat eden grafiti çalışmalarına, birileri görülmemiş bir saflıkta itiraz getiriyor.
Oysa mesele dikey bahçe değil onlar hâlâ anlamamışlar.
Sahibinin izni olmadan her türlü mülke yazılan işaret ve sembole deniyor grafiti.
Otoriteye karşı gelme aracı.
Koskoca İstanbul, belediye başkanı eliyle gettolaştırılıyor. Hem de bir proje dahilinde.
Gezi olaylarını hatırlayın! Duvarlara yazılan 'Zulüm 1453'te başladı' zırvası bir grafiti çalışmasıydı. Gezi de grafitiden başka ne vardı? Küfürler, hakaretler, sloganlar… Kaldırım taşından, sokak lambasının direğine, Atatürk büstünden, AKM'ye kadar her yere.
Grafiti konusunda uzun uzadıya yazacak değilim, zira yerim de müsait değil. Merak eden açar bakar. Ama demem o ki, bu grafiti işi de İmamoğlu'nun harcı değil.
O da Canan Kaftancıoğlu'nun, dolayısıyla Osman Kavala'nın projesi.