KİTAPLARIN İLK 15 SAYFASI YIRTILDI
Ancak Eylül ayında tamamlanan dağıtım işleminin ardından ise büyük bir skandal ortaya çıktı. Türkiye genelinde, İBB'den kitap almak isteyen tüm kurum ve kuruluşlara gönderilen kitapların ilk 15 sayfasının yırtıldığı görüldü. Yırtılan sayfalar arasında kitabın nüfus cüzdanı olanı künye ve kitabın basımının yapıldığı dönemdeki İBB başkanlarının fotoğrafları ile birlikte sunuş yazıları da yer aldı.
ÇELİK: "AMAÇ GEMİŞİN İZLERİNİ SİLMEK'
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Kütüphanecisi Kasım Çelik, yaptığı açıklamada, "63 yaşındayım ve 40 yıldan fazla zamandır kitaplarla iç içe olarak bu mesleği yapıyorum. Bizim Türkiye genelindeki tüm kütüphanecilerin olduğu bir grubumuz var. Oradan hem haberleşiyoruz hem de bilgi paylaşımı yapıyoruz. Geçen ay bize İBB'den istediğimiz kitaplar gelince kayıt altına almak için künyesini açtık. Ancak baktık ki künye dahil ön sayfaların tamamı yırtılmış. Ben belki bize böyle gelmiştir, diğer giden yerlerdeki arkadaşlardan kitapların künye bilgilerini öğrenmek için bu durumu paylaştım. Ben bilgi geçince gördüm ki Türkiye geneline kitapların ön sayfaları yırtılmış şekilde gönderilmiş. Tabii daha sonra mecbur kitabı kaydetmek kitapların başka nüshalarını bulup cilt numarasına göre kitapların ilk sayfalarının yırtıldığını tutanak altına aldık. Bize gelen kitaplardan birinin aynısını kütüphanemiz içerinde bulduk ve karşılaştırma yaptığımızda eski İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş beyin fotoğrafı, sunum yazısı ve tabii kitabın künyesinin yırtıldığını gördüm. Bu durum bizi fazlasıyla üzdü. Buradaki amaç geçmişin izlerini silmek, 'bizim ismimiz dışında kimse olmasın' anlayışı ile yapılmış bir uygulama. Maalesef sayfaları yırtılmış olan sayfalar Kadıköy İstanbul Kitapçısı ve İBB'nin kitap fuarlarında açtığı stantlarda da satılıyor. Bu gerçekten acı bir şey" dedi.
MİNDER: "BU KAÇINCI KİTAP KATLİAMI?"
İBB yönetimi tarafından Kasım 2019'da Avrupa Yakası Mezarlıklar Müdürlüğü'ne bilgisayar işletmeni olarak gönderilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder ise sosyal medya hesabından bu skandal olay sonrası bir açıklama yaptı.
Ramazan Minder; "Bu kaçıncı kitap katliamı.. Yakın tarihimizde maalesef çok sayıda kitap ve arşiv katliamına tanık olduk. Bitti derken yeni birisi ortaya çıkıyor. Osmanlı arşivleri Bulgaristan'a satılmıştı. Muallim Cevdet'in üstün gayretleriyle İsmet İnönü konudan haberdar edilmiş en azından geri kalan arşiv bu yıkıcılıktan kurtulmuştu. İşin ayrıntısı Osman Nuri Ergin'in yazdığı 'Muallim Cevdet'in Hayatı Eserleri ve Kütüphanesi' adlı eserden okunabilir. Rifat Bali'nin arşiv ve kütüphane katliamlarıyla ilgili yazdığı kitap yüz kızartıcı onlarca örneği inceliyor. Kemal Alemdaroğlu İstanbul Üniversitesi Rektörü ilken üniversite bölüm kütüphanelerini kapamış onlarca kamyon kitap piyasaya düşmüştü. İçerilerinde Darulfünün ve Yıldız sarayı kütüphanesi damgalı altı bine yakın kitabı ben İBB Kütüphaneler Müdürü iken Atatürk Kitaplığı için satın almıştım. Darulfünün'da görev yapmış hocaların özlük dosyalarını ise Ali Birinci hoca Türk Tarih Kurumu adına satın alarak kurtarmıştı. Bu acı olayların biri bitmeden biri başlıyor. Şimdi de İBB Kültür A.Ş. daha önceki belediye başkanları dönemlerinde basılmış yüzlerce kitabın künye ve sunuş sayfalarını yırtarak okullara ve kişilere bağış olarak gönderiyor ve İstanbul Kitapçısı'ndan satışa sunuyor. Ben 1995 yılından itibaren belediyede çalışmaya başladım. Nurettin Sözen döneminden kalma da çok kıymetli kitaplar vardı. Bu kitaplardan Nurettin Sözen'in sunuş yazılarını yırtmak kimsenin aklına gelmemişti. Kitaplar o şekilde dağıtıldı veya satıldı" diye belirtti.
"KÜNYESİZ KİTAP BİR HİÇTİR"
Minder; kitabın künyesinin insanın nüfus kağıdı gibi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Kitabın nerede, ne zaman basıldığını, yayıncısını, yazarını, çevirmenini, editörünü, buradan öğrenirsiniz. Eğer bu sayfa kitapta olmaz ise kitap kimliksiz bir hiç olur. Kimsenin bu hadsizliği ise yapmaya hakkı yoktur. Bu olayı muhtelif yerlerden bu güne kadar çok kişiden duydum. Artık şüphem kalmadı. Sadece bağış olarak gönderilen kitapların değil satışta olan kitapların da künye sayfalarının yırtıldığının tespit edilmesi artık bu yazıyı yazmamızı zorunlu kıldı. Ömrümün yarısını kütüphanelerde kitaplar ve arşivler arasında geçirdim. En büyük zevkim, önemli bir kişinin özel arşivlerini satın alarak araştırmacı hizmetine sunmak, bizi ilgilendiren her kitabın, yazma eserin, kartpostalın peşine düşmek ve onu ülkemize kazandırmak olmuştur. Hal böyle iken bünyesinde yıllarca hizmet verdiğim bir kurumun bu kitap katliamına seyirci kalmak, dilsiz kalmak bana yakışmazdı. Bu katliam acaba sadece Kültür AŞ genel müdürü Serdar Taşkın'ın bireysel bir tasarrufu mudur, yoksa kurumsal bir görüş birliği mi? Biz bunları tarihe bir not düşmek için yazdık. Bakalım bu kitap katliamı konusunda İBB nasıl bir açıklama yapacak? Veya faillerden hesap sorulacak mı?"