Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Engin Yıldırım, Enis Berberoğlu için yerel mahkemenin 'yeniden yargılamaya gerek yok' kararından sonra AYM'nin fotoğrafını "Işıklar yanıyor" notuyla paylaştı. Yıldırım'ın bu haddini aşan mesajı eski Türkiye döneminde vesayetçiler tarafından sık sık kullanılan "Genelkurmay'ın ışıkları yanıyor" mesajını akıllara getirdi.
ZAMANLAMASI MANİDAR PAYLAŞIM!
Gazeteci Mehmet Ali Birand'ın sunduğu 32. Gün isimli programda yıllar önce "ışık mesajı" detaylarıyla anlatılıyordu. Söz konusu belgeselde, her kriz gecesinde Genelkurmay Başkanlığı'nın pencerelerinde ışık yanıp yanmadığına bakıldığı ifade edilirken, herhangi bir sorun yok ise Genelkurmay'ın ışıklarının yanmadığına, bir sorun olduğu takdirde ise ışıkların yanık olduğuna vurgu yapılıyor. Görüntülerde, '15 Ekim gecesi Genelkurmay Başkanlığı'nın ışıkları sabaha dek yanıyordu" ifadeleri yer alırken, AYM Üyesi Yıldırım'ın skandal paylaşımı yaptığı tarihin de bu tarihten 2 gün önce gerçekleşmesi tartışmalara neden oldu.
ÇARK ETTİ AMA İSTİFA ETMEDİ
Engin Yıldırım, mesajına tepkiler üzerine yeni bir paylaşım daha yaptı. Yıldırım yeni mesajında, "'Işıklar yanıyor' derken hukukun ışığını kastettim, başka ışıkları değil" ifadelerini kullanarak hesabını kilitledi. Yıldırım, son paylaşımında, "Gayem, AYM'nin bir hukuk ışığı olduğuna vurgu yapmaktı" dedi. Yıldırım, daha sonra bir açıklama daha yaparak kamuoyundan özür diledi. Yıldırım, paylaştığı mesajda maksadını aşan ifadeler kullanmış olmaktan dolayı üzüntü duyduğunu belirterek, kasıtlı şekilde hukuk veya demokrasi dışı bir olguya atıf yapmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.
İMADA BULUNMAMIŞ!
Hukuk ve demokrasi karşıtı her türlü girişimin karşısında olduğunu kaydeden Yıldırım, "Mesai sonrası Anayasa Mahkemesi bahçesinde yaptığım yürüyüşün ardından çektiğim fotoğrafı hukuk dışı herhangi bir imada bulunmaksızın paylaştım. Kasıtlı olarak demokrasi ve hukuk dışı hiçbir imada bulunmayacağım şahsımı tanıyan herkesçe malumdur. Ancak insani bir yanılgıyla yanlış yorumlanmaya müsait şekilde paylaştığım mesaj dolayısıyla kamuoyundan özür diliyorum" ifadelerini kullandı.
AYM GEREKENİ YAPMAK YERİNE TOP ÇEVİRDİ: KURUMSAL GÖRÜŞÜMÜZÜ YANSITMIYOR
AYM Başkanlığı da paylaşımla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "AYM'nin herhangi bir üyesinin şahsi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar, AYM'nin kurumsal görüşünü yansıtmaz. Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz 2016 gecesi yaptığı basın açıklamasında ifade ettiği gibi anayasal düzene karşı her türlü demokrasi dışı girişimi reddetmekte ve demokratik hukuk devletinin yanında durmaktadır" ifadelerine yer verildi.
Öte yandan AYM olağanüstü toplandı. Toplantıda Yıldırım'ın paylaşımı da görüşüldü. Bazı üyelerin Yıldırım'a paylaşımı nedeniyle tepki gösterdiği belirtildi. Yine bazı üyelerin Yıldırım'dan sosyal medya hesabını kapatmasını istediği kaydedildi. Toplantıda Yıldırım hakkında inceleme yapılıp yapılmayacağı konusunda uzlaşı sağlanamadığı için bir karar alınamadığı ifade edildi.
'SİYASET YAPACAKSA İSTİFA ETSİN, SİYASETE GİRSİN'
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Engin Yıldırım'a Twitter hesabından yaptığı "Işıklar yanıyor" paylaşımı sonrası tepki göstermişti. Erdoğan, AK Parti Meclis Grup Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "AYM üyesinin böyle bir açıklama yapması adeta siyasete soyunmasıdır. Siyaset yapacaksa görevinden istifa etsin, siyasete girsin" demişti.
AYM BAŞKANI ZÜHTÜ ARSLAN: 'IŞIKLAR YANIYOR' TWEETİ'NDEN HABERİM YOK!
Yenişafak yazarı Bülent Orakoğlu da köşesinde AYM üyesinin darbe imasına ilişkin çarpıcı detayları aktardı.
Orakoğlu, AYM'nin konu ile ilgili yaptığı açıklamada kurumunu ve AYM üyesi Engin Yıldırım'ı koruma içgüdüsü ile hareket ettiği izlenimini verdiğini belirtti.
İlgili köşe yazısı şöyle:
Hatırlanacak olursa 19 Ekim 2020 tarihli köşe yazımızda , ''AYM üyesi Engin Yıldırım'ın Türkiye'yi karıştıran darbe iması ve tartışmalarına yol açan 'Işıklar yanıyor tweeti'nden AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın da haberdar olabileceğinden" bahsetmiştik. Aynı gün öğle sonrasında AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın danışmanı tarafından arandım. Danışman şahsıma AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın AYM üyesi Engin Yıldırım tarafından atılan ve paylaşılan 'Işıklar yanıyor' tweet'inden haberdar olmadığını belirtti. Tweet atıldıktan sonra kamuoyu ile birlikte Başkan'ın da haberdar olması üzerine AYM üyesi Engin Yıldırım'ı makama çağırdıklarını sonraki gelişmeleri bilmediğini özellikle belirtti. Danışmana sorduğum ve Başkan'a iletilmesini istediğim ilk soru "AYM Başkanı ve diğer üyelerin bu konuda haberi olmadıklarını düşünürsek 'ışıklar yanıyor' tweeti'nden sonra AYM'de yapılan toplantıda tartışmaların olduğu, Engin Yıldırım'ın bu paylaşımının AYM kararını uygulamayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu kararı sonrasında yapılmasının darbe çığırtkanlığı olabileceği yönünde bir araştırma ve soruşturma kararı neden alınmadı" sorusuydu. Diğer üzerinde durduğum önemli bir konu ise AYM'de yapılan toplantıda Başkan Zühtü Arslan'ın bu üye hakkında ön inceleme isteyip istemediği konusuydu. Zira AYM konu ile ilgili yaptığı açıklamada kurumunu ve AYM üyesi Engin Yıldırım'ı koruma içgüdüsü ile hareket ettiği izlenimini veren şu açıklamayı yapıyordu: ''Işıklar yanıyor paylaşımı Yıldırım'ın şahsi görüşüdür bizi bağlamaz. AYM her türlü demokrasi dışı girişimi reddeder." Ancak bazı çevrelerin iddialarına göre 'Işıklar yanıyor' tweet'i bir yargı darbesi hazırlıklarına işaret ediyordu. Zira 28 Şubat Post Darbesi'nden başlayarak 27 Nisan E muhtırası, 17/25 Aralık polis ve yargı darbesi ve 15 Temmuz Türkiye'yi işgal ve ülkede iç savaş çıkarma girişimlerinde orduya sızmış FETÖ'cülerin Genelkurmay Başkanlığı'nda sabahlara kadar yanan ışıklar sonucunda darbe planlarını uygulama kararı almış olmaları en azından AYM üyesi Engin Yıldırım hakkında ön inceleme başlatılmasını haklı kılıyor. Zira FETÖ tarafından Türkiye'de gerçekleştirilmek istenen başarısız darbe girişimleri sonrasında yapılan tahkikatlarda yargıya sızan 4 bin civarında FETÖ'cü savcı ve hakim meslekten men edildi. Halen de kriptolar deşifre edilmeye devam ediyor. FETÖ devletin diğer kritik kurumlarına sızdığı gibi Anayasa Mahkemesi'ne de sızmıştı. Nitekim ByLock kullanan iki üye kurumdan ihraç edildi. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nde çalışmakta olan raportörlerden neredeyse yarısı (33 kişi) hakkında FETÖ'den işlem yapıldı. Bu şartlar içinde doğrusunu isterseniz Engin Yıldırım konusunda AYM Başkanı'nın neden bir ön araştırma yaptırmadığı enteresan bir gelişme doğrusu! Bu konuyu AYM Başkanı'nın yetki ve sorumluluklarını bir uzman isme Hacı Bayram Veli Üniversitesi Dr Levent Ersin Orallı'ya sorduk. İşte aldığımız cevap:
''Hakimlik mesleğinin vakar ve şerefine uygun hareket etme yükümlülüğü tüm yargı organlarında olduğu gibi Anayasa Mahkemesi üyeleri açından da bir zorunluluktur ve Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu'nun 15. maddesi bunu açık bir şekilde düzenlemiştir. Aynı kanunun İkinci Bölümü ise bu yükümlülüklere uymama halini ve 'Disiplin İşleri'ni düzenlemektedir. Mahkeme Başkanı, üyeler hakkında işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili olarak ön inceleme yaptırabileceği gibi soruşturma sürecini Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun gündemine alma yetkisi ve sorumluluğu ile donatılmıştır. Bu noktadan sonra takdir genel kurulundur. Üyenin soruşturulması ile ilgili kararın çıkması halinde Anayasa Mahkemesi üyelerinden oluşan üç kişilik bir Soruşturma Kurulu oluşturulmalıdır ki, bu kurul CMK'nın Cumhuriyet Savcısı'na tanıdığı tüm yetkilere sahiptir. Soruşturma kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra görev suçuyla ilintili bir kamu davası açılması gerekliliğine hükmederse düzenlediği iddianameyi Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapması amacıyla Anayasa Mahkemesi'ne sunmak durumundadır. ''
Görüldüğü gibi AYM Başkanı Zühtü Arslan AYM üyesi Engin Yıldırım hakkında bırakın soruşturma sürecini Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun gündemine almasını ön inceleme bile yaptırmayarak kendi yetkisini milletin lehine kullanmamaktadır. Herhalde AYM üyesi Engin Yıldırım'ın 'Işıklar yanıyor' paylaşımı ile ilgili olarak ''demokrasi dışı bir oluşumu ima etmediğini, yanlış anlaşıldığını ifade ederek özür dilemesini'' yeterli görmüş olacak. Bu durum AYM Başkanı'nın kendi yetkisi ve görüşü şüphesiz. Ama bu karar benim gibi darbe süreçlerini bire bir yaşamış milletimizin büyük bir çoğunluğunu da tatmin etmeyecek. Anayasa Mahkemesi'nin demokrasi karnesine veya siciline kırık bir not daha eklenecek.