A Haber'de yayınlanan Memleket Meselesi programına konuk olan Prof. Dr. Burhanettin Duran, son 100 yılda Türkiye'nin yaşadıklarını anlattı.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran şu ifadeleri kullandı:
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yüzyılının neleri yapabildiği, neleri yapamadığı, hangi kazanımları temin ettiğimizle ilgili bütün bunların hepsini konuşacağımız ve tabii ki cumhuriyetin sahibi olarak gurur duyduğumuz, milletçe sevindiğimiz, övünç duyduğumuz bir dönemi yaşayacağız. Bu açıdan da 2023'ün çok önemli olduğu kanaatindeyim, sadece bir seçim olmayacak Türkiye'nin çok önemli kritik kararları verdiği bir 100. Yıl olacak.
100 YIL ÖNCE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE ÇOK ÖNEMLİ BİR JEOPOLİTİK DEĞİŞİM VAR
Uluslararası ilişkiler açısından tarihsel bir karşılaştırma yapalım; 97 yıl önce dünya neredeydi? 1.Dünya Savaşı'nın sonu gelmişti ve bu 1.Dünya Savaşı'nın sonu aslında Osmanlı'nın bölüşülmesi anlamına geliyordu. Çok sayıda devletin Osmanlı'dan parçalanarak, aslına bakarsanız bir devlet olarak değil de bir manda olarak kurulduğu bir dönem. Türkiye Cumhuriyeti'nin ise kendisine yapılan bu hamleleri, Sevr'i, Mondros'u orada dayatılan haritaları yırtarak bir destan yazdığı dönemdi. Misak-ı Milli sınırlarının bir kısmını alamamış olsak da Türkiye çok önemli bir irade ortaya koydu. Elde edilen şeyin çok önemli olduğunu biliyoruz ama dünya nasıl bir yerdi diye baktığımızda; bugüne dönelim. Bugün de yine dünyada çok önemli bir jeopolitik değişim var. Kovid-19'un getirdiği belirsizlikle beraber hızlanan bir yeni dünya düzensizliği yaşıyoruz. Büyük güçlerin rekabetinden bahsediyoruz. ABD'nin Obama döneminin sonunda başlayarak ama Trump döneminde özellikle daha da netleşen bir 'önce Amerika' yaklaşımı var. Yani küresel sorumlulukları üstlenmeyen bir yaklaşım. Büyük güçlerin kendi aralarındaki rekabetlerini ortaya çıkaran bir dünyaya gidiyoruz, bu dünya evet bir tarafıyla rekabetin olduğu ama bir tarafıyla da iş birliğinin olduğu belirsiz bir dünya.
TÜRKİYE'NİN ÇOK ÖNEMLİ İDDİALARI VAR
Bu dönemde Türkiye'nin çok önemli iddiaları var. Böyle baktığımızda, Türkiye; Suriye'de, Irak'ta iki tane iç savaşla onların etkileriyle uğraşıyor. Kendi sınırlarında bir PKK/YPG terör örgütü kurulmasını engelleyen bir mücadele ortaya koyuyor. Yine Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne sıkıştırmak isteyen bir maksimalist bir yaklaşımla karşı karşıya. Bunun Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafından değil sadece Fransa gibi birtakım Avrupa ülkeleri tarafından da desteklendiği bir dönemdeyiz. Yine Libya'da Türkiye çok önemli bir inisiyatif alarak bu çemberi kırmaya çalışıyor. Yine bir bakıyorsunuz; Dağlık Karabağ'da bir çatışma çıktığında, Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları söz konusu olduğunda yine Türkiye var.