YÜZDE 87 ALMAN AŞISI
Prof. Dr. Ünal, sosyal medyada yapılan 'Türkiye'ye Covid aşısı gelirse hangi ülkeden gelen aşıyı olursunuz?' anketinde Alman aşısını yaptırmak isteyenlerin oranının yüzde 87, ikinci sırada ise yüzde 8 ile Türk aşısını yaptırmak isteyenlerin geldiğini kaydetti. Bunu görünce 'acaba kaç kişi aşı olmak istemiyor?' diye düşünüp kendisinin bir anket yaptığını söyleyen Ünal, "'Covid aşısı gelirse olur musunuz, olmaz mısınız?' diye sordum. 'Aşı olmayacağım' diyenlerin oranı yüzde 56'lardaydı. Ankete 21 bin kişi katıldı. 'Olmayacağım' diyenlerin sayısı fazla. Bana mesaj atarak niye 'hayır' dediğini açıklayanlar var. 'Hocam daha aşı yok ortada, insanlara yapıldığı zaman ne olacağını da bilmiyoruz. Ben aşı karşıtı değilim; ama şu anda aşı olmayı düşünmüyorum veriler açıklandıktan önümüzü gördükten sonra karar vereceğim' diyorlar. Bir haftanın sonunda ikinci bir tweet ile nedenleri sorgulamayı düşünüyorum. Ona da katılım iyi olursa ülkemizdeki fikirler hakkında daha net bir bilgi sahibi olma şansımız olur ki bu önemli" dedi.
'YÜZDE 10 BİLE OLSA FREN GÖREVİ GÖRECEK'
Aşının koruyuculuğunun ne kadar devam edeceğini bilmediklerini söyleyen Prof. Dr. Ünal, "Şu anda çok büyük bir salgın var. Bu salgın sırasında diyelim ki 6 ay koruyacak bir aşı yapıldı. Bir anda çok fazla kişiyi aşılayıp, bağışık hale getirirsek bağışıklığımız olduğunda virüs bize geçse bile yok edilecek hastalık oluşturmayacak. Hastalığı bulaştıracak kimse kalmayacak. Bunu başarabilmek için toplumların yüzde 50'si ile yüzde 80'i arasında kişiyi aşı ile ya da hastalığı geçirerek olabilir bağışık hale getirebilirsek virüsün toplumda oluşturduğu pandemiye, salgına son verme şansımız olabilir. Ancak yüzde 50'ye 80'e yapamazsak bile yüzde 10'una yapmış olmak bile bir fren görevi görecektir, işi yavaşlatacaktır. Dolayısıyla aşının etki süresi çok önemli, keşke hayat boyu olsa; ama öyle bir beklenti içerisinde değiliz. Firmanın yaptığı açıklama bile veriye dayanmıyor; '1 seneye kadar uzamasını bekliyoruz' diyor. Umut ederim de uzun olur; ama göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ünal, "Bizim üniversitemizden 56 kişi katıldı. Onlardan 2 kişide kol ağrısı olduğunu öğrendim. Aşının yüzde 90'ın üzerinde bir başarı oranı sağlandığı firma tarafından deklare edildi. Bilimsel veriler açıklandığı zaman bunu gözlemlemiş olacağız. Özlem Türeci ve Uğur Şahin bize onur veren kişiler, dünyaya onur veren kişiler. Değişik bir teknoloji ile yeni bir aşı geliştirdiler ve bu aşı ilk kez virotik hastalıkta bir aşı olarak uygulanacak. Mutluluk duyuyorum. İki Türk'ün gidip Almanya'da şirket kurup, şirketin bu başarıya ulaşması ve dünyanın en bilinen şirketlerinden ve kişilerinden birileri haline gelmesi beni çok mutlu ediyor" dedi.
'RİSKLİ GRUPLAR ÖNCELİKLİ OLMALI'
Prof. Dr. Ünal, aşının öncelikle riskli gruplara uygulanması gerektiğini aktararak, "Sağlık personeline vurulması gerekiyor. Çoklu hastalıkları olan ve belli yaşın üstündekilere vurulması gerekiyor. Hastalığı en çok kapma ve bulaştırma riski olan kişilere de bir öncelik tanınması gerekiyor. Bunlar kimler? Kalabalık ortamlarda çalışıp, çok kişiyle teması olan kişiler; garson, bilet satıcısı, polis ya da fabrikalarda yan yana çalışanlar. Çünkü siz yaşlıyı istediğiniz kadar evde izole edip koruyun, eğer onun çocukları, torunları bir yerden hastalığı alıp getiriyorsa bir şekilde ulaştırıyorlar" diye konuştu.