'SOLUNUM KESECİKLERİNDE HASARA YOL AÇIYOR'
Doç. Dr. Taşçı,
koronavirüsün akciğerdeki solunum keseciklerinde hasara yol açtığını kaydederek,
"Orada bir sertleşme, büzüşme, solunum keseciklerinin fonksiyonlarını yitirmesine neden oluyor. Bu, yaygınlığı, şiddeti arttıkça hastaları solunum yetmezliğine götürebiliyor. Ama dediğim gibi her hastada farklı seyretmekte. Hastanın kendi bağışıklık sisteminin gücüyle beraber bazı hastalarda solunum yetmezliğine, bir kısım hastada yoğun bakıma kadar ilerleyebilmekte. Bazı hastalarda çok yaygın akciğer büzüşmesi denilen tabloya yol açıyor. Tabii ki bu hastaları biz yine iyileştiklerinde taburcu ediyoruz; ama akciğerdeki düzelmeler akciğer büzüşmesi oluştuysa ayları bulabiliyor. Onun dışında o kadar şiddetli değilse taburcu olduktan yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra akciğerleri tamamen normale de dönebiliyor. Akciğerde kalıcı hasar şu ana kadar gördüklerimizde yok. Hastaları kontrollere çağırıyoruz, akciğer hasarı takiplerimizde hemen hemen yok" ifadelerini kullandı.
'YATAN HASTALARIMIZDA AKCİĞER TUTULUMU VAR'
Pandeminin ilk zamanlarında her PCR pozitif olan her Covid-19 hastasını hastaneye yatırırken, bu safhada her hastayı yatırmadıklarını belirten Doç. Dr. Taşçı,
"Zaten yatırdığımız hastaların hepsi akciğer tutulumu olan hastalar. Bu hastalarda da takipler süresince semptomların kaçıncı gününde olduğuyla beraber tedavi sürecimiz değişebiliyor. Yani yatan hastalarımızın hepsinde akciğer tutulumu var, az ya da çok. Takipte akciğer tutulumu yaygınlaşıyor mu, artıyor mu, aynı mı kalıyor, bir sorun olmayan hastaları belki de 3-5 günde taburcu ediyoruz" diye konuştu.
'SOLUNUM SAYISI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Doç. Dr. Taşçı, Covid-19 hastalarında meydana gelen oksijen seviyesi düşüklüğüne ilişkin de
"Akciğerdeki tutuluma bağlı olarak en önemli parametrelerden birisi kandaki oksijen, satürasyon dediğimiz seviyesi. Bu bizim için çok önemli bir parametre. Solunum sayısı bizim için çok önemli. Bunlara bakarak hastanın yoğun bakıma gidiş sürecini tahmin etmeye çalışıyoruz. Satürasyon sağlıklı insanda 96-97 dediğimiz bir değerdir. Ancak bu hastalarda, bu düşmeye başlıyor. Düştüğü zaman biz hastayı, oksijen desteği, ilaçlar ile destekliyoruz. Eğer şiddet daha da artarsa hastaları yoğun bakım sürecine taşıyabiliyoruz" dedi.