CHP Mersin Milletvekili Ali Başarır'ın Türk Silahlı Kuvvetleri için küstah sözlerine eski TSK mensubu, Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar A Haber canlı yayınında sert tepki gösterdi.
Ağar şöyle konuştu;
"TSK belki de tarihinin en büyük darbesini yaşamış, büyük bir kırılganlıkla büyük bir hassasiyetle karşı karşıya kalmış bir ordu olarak 15 Temmuz Darbe Grişiminden sonra belki de var oluğu 2200 yıllık dönemin en zor mücadelesine tutuşmak zorunda kaldı. Taarruz konsepti içerisinde yurt içinde dağlarda yeni bir ölümüne mücadeleye başladı. Bununla birlikte Irak'ta 4 harekat bölgesi (Pençe1-Pençe2-Pençe3 ve Pençe-Kaplan) Suriye'de 4 harekat bölgesi (Barış Pınarı, Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı ve İdlib) Doğu Akdeniz'de ölümüne bir mücadele Libya ve en son Karabağ... Böylesine hassas bir vaziyette zor bir mücadeleye tutuşmak dünyanın en güçlü ordularının harcı bile değilken FETÖ'nün üretmiş olduğu hassasiyetlerle birlikte bu ordunun, böylesine ölümcül mücadeleye tutuşmuş olduğu fotoğrafta Mehmetçiğimizin moral ve motivasyonunu bozacak açıklamalardan koruyup kollamak zorundayız. Milletvekilleri başta olmak üzere herkesin TSK'yı koruyup kollaması gerekiyor. Ben de beyefendinin kulanmış olduğu dili buradan şiddetle kınıyorum. Ordu hepimizin ordusu. Ordu siyasetin konusu olmamalı. Bu geleceğimize çok büyük zarar verir. CHP'nin son dönemde bir takım terör örgütleriyle isminin anıldığı, HDP ile siyasi iş birliklerinin geliştiğinin ayyuka çıktığı böylesi bir dönemde bu dilin kullanılmasının onlar içinde kötü olduğunu düşünüyorum. Siyasiyi rekabetin milli güvenliği bir konusu ve sorunu haline dönüşmemesi gerekiyor.
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise;
Silahlı Kuvvetler gibi bazı kurumlar partiler üssü kavram olarak kalmalı. Ülkenin milletin menfaati için mücadele eden bir kurum. Bu sözler yenilir yutulur cinsten değil. Kötü söz sahibine aittir. Satılmışlık lafını, Türk tarihinde ilk defa duyulduğunu değerlendiriyorum. Bugüne kadar böylesine bir sözü Mehmetçiğe dış güçler bile söylemeye cesaret edemedi. 15 Temmuz sonrası sorgulanan bir TSK, her gittiği coğrafyada destan yazıyor. Mazlumun umudur oluyor kahramanlık destanı yazıyor. Bu da karşı tarafında oyununu bozan bir duruş, bu duruşunda bir şekilde bozulması lazım. Ben milletvekili denen kişiyi kutlarım! Yunanistan'ın ABD'nin gösteremediği cesareti kendisi gösterdi. TSK'ya dil uzattı. Sahibinin sesiyle davranan bir kişi bu! Bu tür sözleri ne bizler hak etmiyoruz. Bu sözün maksatlı ve kastılı olarak söylendiğinde fayda var. Esas satılmış olanlar bu sözün sahipleridir. O satılmışlığın sonucunda da bu sözler söylendi. Muhalefette akıl tutulması diyeceğimiz çok çıkışlar gördüm. Destan yazan orduya yönelik tek bir methiye, yerli ve milli mühimmatlarla ilgili tek bir övgü görmedik. Bu beni şaşırtmadı. Muhalefet kanadının bir "Cin Ali'si" eksikti. Onun da şu anda artık sahnede yerini aldığını düşünüyorum. Söylenen söz haklı mücadelesini sürdüren Mehmetçikleri ve vatandaşları derinden üzmüştür. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" deyip ona sığınanların bu sözlere ne tür tepki vereceğini merak ediyorum. Şu ana kadar benim gördüğüm bir şey yok. Umut ediyorum ki bu odaklar hukuk karşısında hesap sorarlar.