Antakya, dinlerin, kültürlerin kardeşliğini simgeleyen, Musevi, Hıristiyan ve Müslüman toplumlarının yaşadığı 23 yüzyıllık geçmişi olan kentimizde üç semavi dinin mensuplarının mezarları da yan yanadır. Hz. İsa'ya inananlara Hıristiyan kelimesinin ilk kez verildiği St. Pierre kilisesi, Papa VI. Paul tarafından hac yeri ilan edilmiş. Bu nedenle, Hıristiyan dünyası için çok büyük önem taşıyan Hatay'da, bu mağara kilisenin yanı sıra, eski bir Antakya evi restore edilerek oluşturulan bir Katolik kilisesi ve bir Ortodoks katedrali vardır. Antakya, Hıristiyanların üç dini merkezinden biri olup diğer ikisi Vatikan ve Kudüs'tür. Aynı caddenin bir köşesinde Hıristiyanlığın ilk yıllarında kilise olan Habib-i Neccar Camii, Katolik Kilisesi ve Yahudi Sinagogu bulunmakta ve günün bazı saatlerinde ezan, çan ve hazzan sesleri aynı anda duyulmaktadır.
BİNLERCE YILLIK GEÇMİŞ
İskenderun, Hatay'ın en büyük 2. ilçesidir. Nüfusu 248.335 kişidir. İlçe Türkiye'nin en büyük limanlarından birine sahiptir, bu bakımdan deniz ticaretinde önemli bir konumdadır. MÖ 333 yılında, Büyük İskender'in İssos yakınlarında kazandığı zaferden sonra Alexandreia adıyla kurulmuştur. İskenderun, İl merkezi olan Antakya'ya, 45 km. ve Adana havaalanına 130 km. uzaklıktadır. İskenderun, ulaşımı rahat olan bir yer. İlçe, Amanos dağlarının eteğinde, 5 km.'lik yalı ovasında kurulmuştur. Bölgede: tamamen Akdeniz iklimi hakimdir. Yazın sıcaklık 40 derece civarında oluşur, kışın ise yağmurlu ve ılıman bir hava hakimdir.
ANTAKYA HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER
Dünyada ilk olimpiyat oyunları Roma İmparatorluğu zamanında burada gerçekleşti.
Dünyada sokak lambaları da ilk defa o zamanki adı ile Herod Caddesi, bugünkü adı ile Kurtuluş Caddesi'nde kullanıldı. Dünyada meşalelerle aydınlatılan ilk sütunlu cadde Antakya'daydı.
Türkiye'nin en uzun kumsalları da Antakya'da (12 km)
İstikamet olarak güneyden gelip kuzeye akan tek nehir olan Asi Nehri şehrin ilginç özelliklerinden bir diğeri.
KÜNEFE
Hatay'ın sembolleri arasında yer alan künefenin yemek kültürü içindeki yeri azımsanmayacak önemdedir. Antakya'da künefelik yiyeceklerin üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte pek çok geleneği bir arada görmek mümkündür. Künefenin önemini Antakya merkezinde bulunan künefecilerin çokluğundan da anlamak mümkündür. Evlerde de aynı şekilde künefe yapımı gerçekleştirilmektedir.
NE YENİR-NE İÇİLİR?
Bölgede; nar ekşisi, biber, domates, şalgam turşusu çok kullanılan katıklardandır. Çiğ köfte, içli köfte, oruk yanında arap kebabı. Tatlı denilince ise: künefe, cezerye, güllaç, lokma ve müşebbek tatlı meşhurdur. Bunların yanında, meze olarak yenilenler: humus, cevizli biber, çökelek salatası, küflü çökelek (sürk) başta gelir.