Dünyanın merkezi Göbeklitepe değil Tırşin yaylası

Anadolu milyonlarca yıllık bir tarihe ev sahipliği yapıyor. Araştırmacı-Yazar Ersin Alok ise “Tırşin Yaylası’nda Milattan Önce 18 bin ila 21 bin yıllarında kalma kaya resimleri bulunuyor. Bu Göbeklitepe’den de eski” diyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :10 Şubat 2021
Dünyanın merkezi Göbeklitepe değil Tırşin yaylası

İÇİNDEKİLER

Şanlıurfa'daki Göbeklitepe Antik Kenti, tüm dünyanın gözlerini Türkiye'ye çevirdi. Antik kentin Millattan Önce 10 bin yılında kurulduğu belirtildi. Bu dünya üzerinde insan ve yaşama dair bilinen en eski tarihti. Araştırmacı-Yazar, Belgesel Film Yönetmeni, Aktivist ve Fotoğraf Sanatçısı Ersin Alok ise Türkiye'de Göbeklitepe'den de daha eski bir yer olduğunu söyledi. Tırşin Yaylası'nı işaret etti. İşte Alok'un TAKVİM'e özel açıklamaları:

14 BİN KAYA RESMi VAR
Ben
hayatımda çok zoolog olmak istedim. Çünkü dağlar inanılmaz gizemli köşeleri olan yerler. Bu zoolojik özelliklerin içinde yaşamış olanlar gözüme çarpmaya başladı. Psikoloji okurken prehistorya (tarih öncesi) okumaya başladım. 1953'de ilk kaya üstü resimleri gördüm.Van-Hakkari sınırlarında arasında Namlı yakınlarındaki Tırşin Yaylası'nda bulunan kaya üstü resimleri büyüleyiciydi. Çünkü kaya üstü resimlerini yapanlar istek ve arzu resimlerinin ifadesi olarak yaparlar.

İtalya'da kaya üstü resimlerinin toplamı 3 bini geçmezken Tırşin'de 14 bin adet var. Doğu Anadolu kronolojisi içinde önemli yer tutan bu resimlerden, Tırşin Yaylası kaya resimleri, 40 yıldır bilim insanları tarafından çeşitli sebepler yüzünden ziyaret edilememiştir. 2 bin 800 metre yükseklikte bulunan kaya resimleri, taşlara vurgu yöntemi ile işlenmiş.

RESMİN İLK BABALARI
Resimlerde
betimlenen dağ keçisi, geyik, koç, sürüngen, köpek, sırtlan gibi figürler bölgenin faunasını özetler nitelikte. Az sayıda da olsa insan ve geometrik figürler de görülüyor. Kaya bloklarında, bir kompozisyondan daha çok bağımsız betimlemeler şeklinde, bazen tekli bazense birden fazla figürün işlendiği görülüyor.



Gariptir M.Ö. 16 bin yıldan dört bin yıla kadar Anadolu dağlarının sahipleri var. O sahipleri de gariptir, resmin ilk babaları. Bütün kayaların üstüne, yani patina tabakası üzerine resimler yapmışlar. Her bölge kendine göre ayrı bir dizayn içinde. İstek ve arzularını resimlemiş. Pek çoğu demiş ki, ben böyle bir dağ keçisini avlamak istiyorum. Dağ keçisi onun proteinini karşılayacak. Ama belki ortada dağ keçisi yok. Henüz daha görememiş ama Tanrısı adına, yani bulutlara doğru dönük elindeki baltayla vurarak bir dağ keçisi resmi yapmış.

KİLİMLERDE YÜZLERDE
Günümüzde Tırşin Yaylası'nda adına zoma denilen kocaman, siyah çadırlarda yaşanılıyor. Bir zomada kaya üstü resimlerinde gördüğünüz figürlerin aynısını bulabilirsiniz. Yıllardır süregelen anlatım burada biraz şeklini değiştirmiştir ama istek ve arzular hâlâ aynıdır.

Bir zamanların kaya üstü resimlerini pek çok kilim deseninde de görebiliyorsunuz. Hatta renkli olarak... Bir kadına sormuştum, bunu neden buraya koyuyorsun diye, meğerse çadırın içindeki o bölüm yatak odasıydı. "Yataktan inen ayağını buna sürsün" dedi, "Çünkü bu benim atam." Yani bu kadar benimsenmiş bir alanda bu iş yapılıyorsa o insanlar hala yaşıyor demektir.

Onların yaptıklarına dokunmak bir hayatiyetin örneği. Bana soruyorsanız, örnekten de öte. Hani onunla beraber yaşıyoruz. Ne fark eder 10 bin sene evvel yaşamış, ben de bugün. 10 bin sene sonra yaşayacaklar da ona el sürecekler.