RESMİN İLK BABALARI
Resimlerde betimlenen dağ keçisi, geyik, koç, sürüngen, köpek, sırtlan gibi figürler bölgenin faunasını özetler nitelikte. Az sayıda da olsa insan ve geometrik figürler de görülüyor. Kaya bloklarında, bir kompozisyondan daha çok bağımsız betimlemeler şeklinde, bazen tekli bazense birden fazla figürün işlendiği görülüyor.
Gariptir M.Ö. 16 bin yıldan dört bin yıla kadar Anadolu dağlarının sahipleri var. O sahipleri de gariptir, resmin ilk babaları. Bütün kayaların üstüne, yani patina tabakası üzerine resimler yapmışlar. Her bölge kendine göre ayrı bir dizayn içinde. İstek ve arzularını resimlemiş. Pek çoğu demiş ki, ben böyle bir dağ keçisini avlamak istiyorum. Dağ keçisi onun proteinini karşılayacak. Ama belki ortada dağ keçisi yok. Henüz daha görememiş ama Tanrısı adına, yani bulutlara doğru dönük elindeki baltayla vurarak bir dağ keçisi resmi yapmış.
KİLİMLERDE YÜZLERDE
Günümüzde Tırşin Yaylası'nda adına zoma denilen kocaman, siyah çadırlarda yaşanılıyor. Bir zomada kaya üstü resimlerinde gördüğünüz figürlerin aynısını bulabilirsiniz. Yıllardır süregelen anlatım burada biraz şeklini değiştirmiştir ama istek ve arzular hâlâ aynıdır.
Bir zamanların kaya üstü resimlerini pek çok kilim deseninde de görebiliyorsunuz. Hatta renkli olarak... Bir kadına sormuştum, bunu neden buraya koyuyorsun diye, meğerse çadırın içindeki o bölüm yatak odasıydı. "Yataktan inen ayağını buna sürsün" dedi, "Çünkü bu benim atam." Yani bu kadar benimsenmiş bir alanda bu iş yapılıyorsa o insanlar hala yaşıyor demektir.
Onların yaptıklarına dokunmak bir hayatiyetin örneği. Bana soruyorsanız, örnekten de öte. Hani onunla beraber yaşıyoruz. Ne fark eder 10 bin sene evvel yaşamış, ben de bugün. 10 bin sene sonra yaşayacaklar da ona el sürecekler.