Bildiride, senatörlerin mektubunda, 30 yıldan fazla bir zamandır Azerbaycan topraklarının 1/5'ini işgal ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin dört ayrı kararıyla kabul ve tescil edilen, başta Hocalı olmak üzere birçok şehirde masum çocuk ve kadınları katleden saldırgan Ermenistan'ı kınamak yerine kendi toprak bütünlüğünü koruyan Azerbaycan'ı ve uluslararası hukukun gereği olarak yanında duran Türkiye'yi hedef alan eleştiriler yöneltilmesinin şaşkınlıkla karşılandığı belirtildi.
AGİT Minsk Grubu eş başkanlarından olan ABD yönetiminin politikası, soruna Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözüm bulmaya çalışmakken, imzacı senatörlerin tam tersi bir tutum sergilemelerinin de hayret verici olduğuna işaret edilen bildiride, şunlar kaydedildi: "Son olarak, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü konusunda her zaman olduğu gibi titizlikle hareket eden Türkiye, darbeci ve terörist katillere gereken cezayı vermenin de hukuk devletinin gereği olduğuna inanmaktadır. Bu konularda, Türkiye Cumhuriyeti'ne telkinde bulunanların öncelikle kendi ülkelerindeki insan hakları ve hukuk ihlallerini gidermeye vakit ayırmaları daha faydalı olacaktır. Ortak siyasi değerler temelinde dostluk ve müttefiklik ilişkisine sahip ülkelerimizin karşılaştıkları her tür sınamada birbirlerinin hassasiyetlerini dikkate alarak karşılıklı saygı ve samimi diyalog içerisinde hareket etmeleri önem arz etmektedir. Bu düşünceden hareketle, bahse konu mektupta yer alan hususların hatırlatılması iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin gereği olarak görülmüştür."
"TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNE, FAYDA DEĞİL ZARAR GETİRİR"
Bu arada TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dün yaptığı açıklamada, ABD'deki bir grup senatörün söz konusu mektubuna tepki göstererek, "Bu metni okuduğunuzda, içinde ismi de geçiyor, FETÖ'nün, önemli bir vitrin ismi üzerinden bu senatörlere bir çalışma yaptığını, belki de muhtemelen bu metni hazırladığını ve ellerine verdiğini tahmin edebilirsiniz. FETÖ ile mücadele konusunda bir rahatsızlıkları var." ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'de sokağa çıkılıp sorulduğunda, yalnızca 15 Temmuz hain darbe girişiminin değil, tüm darbelerin arkasında ABD'nin bulunduğuna ilişkin bir kanaat olduğunu dile getiren Şentop, "Bu kanaati, acaba bu bildiri doğrular mı yoksa yanlışlar mı? Böyle bir çelişik durum ortaya koyan, Türkiye-ABD ilişkilerine zarar verme potansiyeli olan bir bildiri." mesajını vermişti.
Şentop, senatörlerin mektubunun, yalnızca yazan ve okuyan senatörlerin fikri olduğu kanaatini taşıdığını, metinde hükümet politikalarıyla çelişen ifadelerin yer aldığını ifade ederek, "Bu tür yaklaşımlar, Türkiye-ABD ilişkilerine fayda değil zarar getirir." değerlendirmesinde bulunmuştu.
NE OLMUŞTU?
ABD 50'den fazla senatör, Başkan Joe Biden'a Türkiye ile ilgili mektup yazarak, skandal ithamlarda bulundu.
TÜRKİYE'YE BASKI YAPILMASI ÇAĞRISI
Senato'da toplam 100 üye bulunuyor. Bunlardan 54'ünün imza attığı mektupta, Biden yönetiminden Türkiye'deki insan haklarını korumak için daha çok baskı yapması istendi.
Ron Wyden ve Marco Rubio tarafından hazırlanan mektupta, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın iç siyasette muhalefeti marjinalleştirdiği, eleştiri yapan basını susturduğu ve gazetecileri tutukladığı gibi saçma iddialara yer verilirken, dış politikada atılan adımlar da eleştirildi.
TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASINA LAF ATILDI
Hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların imzasını taşıyan mektupta, Başkan Erdoğan'ın dış politikasının zaman içinde "kavgacı" bir hal aldığı öne sürüldü.