Eskişehir'de İlkay ve Emel Tokkal'ı canice öldüren Mehmet Şerif Boğa'dan pes dedirten savunma: Çorabımdaki kan nereden gelmiş bilmiyorum

Eskişehir’de İlkay Tokkal, eşi Emel Tokkal ve 4 yaşındaki çocukları Ali Doruk’u canice öldüren Mehmet Şerif Boğa ilk kez hakim karşısına çıktı. Boğa’nın savunması ise pes dedirtti. Suçu kabul etmeyen Boğa, çorabındaki kanla Tokkal ailesinin kan örneklerinin eşleşmesi ile ilgili olarak “Ben kendi ailemi öldüremem. İlkay benim iş ortağım, ortağımı öldüremem. Bulunan çorap benim ama çoraba o kanlar nasıl gelmiş bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :09 Nisan 2021 , 14:47 Güncelleme Tarihi :09 Nisan 2021 , 14:53
Eskişehir’de İlkay ve Emel Tokkal’ı canice öldüren Mehmet Şerif Boğa’dan pes dedirten savunma: Çorabımdaki kan nereden gelmiş bilmiyorum

Eskişehir'de cep telefonu satış ve tamiri yapan İlkay Tokkal, eşi Emel Tokkal ve oğulları Ali Doruk, şubat ayında evlerinde bıçaklanarak öldürüldü. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi tarafından cinayetin ardından özel bir ekip kuruldu. Çevredeki 450 mobese ile güvenlik kameralarından 700 saatlik görüntüyü inceleyen polis ekipleri, İlkay Tokkal'ın, olayın ardından kendisini yere atarak gözyaşı döken eski ortağı, evli ve 2 çocuk babası Mehmet Şerif Boğa'nın katil zanlısı olduğunu belirledi. Boğa, gözaltına alındı.

Mehmet Şerif Boğa'nın evinin bodrumunda yapılan aramada ele geçirilen kanlı çorap ve ayakkabı ile kıyafetler, Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Biyolojik İnceleme Şube Müdürlüğü'nde öldürülen Tokkal ailesi üyelerinden alınan kan ve DNA örnekler ile karşılaştırıldı. Yapılan incelemede Boğa'ya ait eşyalardaki kan lekeleri kurbanlara ait kan örnekleriyle eşleşti.

Kamera görüntülerinde katil zanlısı Boğa'nın taksi ile gidip geldiği, kendisine inşaat işçisi görüntüsü vermek için yırtık ayakkabı, inşaat eldiveni, bere, maske ve kapüşonlu mont giydiği, belinde mezura taşıdığı tespit edildi. Katil zanlısının 73 dakika kaldığı evde cinayetlerin ardından Emel Tokkal'ın cep telefonunu aldığı, İlkay Tokkal'ın dolabından kıyafet seçip kanlı pantolonunu beyaz bir poşete koyarak, dışarı çıktığı saptandı.


Mehmet Şerif Boğa, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.



Soruşturmanın ardından Mehmet Şerif Boğa hakkında 'canavarca hisle eziyet çektirerek birden fazla kişiyi kasten öldürme' suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İddianamede katil zanlısı Boğa'nın, İlkay Tokkal'ı 27, eşi Emel'i 18, oğulları Ali Doruk'u ise 4 yerinden bıçaklayıp öldürdüğü bilgisine yer verildi.

Mehmet Şerif Boğa, emniyet ile savcılıkta verdiği ifadelerde aileyle aralarında herhangi bir husumet ve tartışma olmadığını iddia ederek, "İlkay ve Emel Tokkal çifti ile 4 yıldır tanışırız. Ailece görüşürüz. Ben daha önce inşaat işinde çalışıyordum. İlkay ise Cengiz Topel Caddesi'ndeki dükkanında cep telefonu satıyordu. Kendisinden taksitle telefon aldım, bu vesile ile tanıştık ve ailece görüşmeye başladık. Bu olayı, kimin, neden gerçekleştirdiği hakkında bir bilgim yoktur. Bu olayın şokunu, halen yaşıyorum. Çok üzüntülüyüm. Olayla ilgili bildiğim bir şey yoktur. Kim tarafından, nasıl yapıldı, hiçbir fikrim yok. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Bu olayla ilgili bildiğim her şeyi anlattım. Şüphelinin bir an evvel yakalanmasını istiyorum" ifadelerini kullanmıştı.



50 DAKİKA SAVUNMA YAPTI: BEN AİLEMİ ÖLDÜREMEM
Eskişehir'de İlkay-Emel Tokkal çifti ile 4 yaşındaki çocukları Ali Doruk'u evlerinde bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla hakkında açılan davada Mehmet Şerif Boğa (29), ilk kez hakim karşısına çıktı. Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Boğa'nın yanı sıra Tokkal ailesinin yakınları ve avukatlar katıldı.

Mahkemede ilk savunmasını yaklaşık 50 dakikada tamamlayan katil zanlısı Boğa, cinayet suçlamasını kabul etmedi. Cinayetin işlendiği 15 Şubat akşamı evinden hiç çıkmadığını anlatan Boğa, "15 Şubat akşamı evdeydim. Sadece kısa bir süreliğine aşağı bodruma indim ve çocuğumla kar topu oynadım. Daha sonra eve girdim. İki akrabam geldi, onlarla birlikte oturduk. Gece de internetten film izledim. 16 Şubat günü de saat 11.00 gibi uyandım. Mardin'den gelen misafirler için alışveriş yaptım. Öğleden sonra İlkay ağabeyi aradım. Akşam için çaya davet edecektim ancak telefonu kapalıydı. Daha sonra Emel ablanın kızı Beyzanur aradı ve annesine ulaşamadığını söyledi. Emel ablanın eniştesi de aradı ve yeni taşındıkları evde doğal gazdan zehirlenmiş olabileceklerini söyledi. Çilingir arkadaşı alıp eve gittim. Çevre esnafa ve komşularına sordum. Kapıyı da defalarca çaldım ama açan olmadı. Emel ve İlkay'ın ayakkabıları kapının önündeydi. Polisi aradık, yakınlarının ihbara bulunası gerektiğini söylediler. Sonra Beyzanur polise ihbarda bulundu. Polis ve çilingir ile kapıyı açtığımızda İlkay ağabeyi yerde kanlar içinde gördüm. Orada fenalaşmışım. Daha sonra emniyete götürüldüm" dedi.



'KENDİ AİLEMİ ÖLDÜREMEM'
Mahkeme heyetinin evininin bodrumunda bulunan ve Tokkal ailesiyle kan lekeleri eşleşen çorabı sorması üzerine konuşan sanık Boğa, şunları söyledi:

"Ben kendi ailemi öldüremem. İlkay benim iş ortağım, ortağımı öldüremem. Bulunan çorap benim ama çoraba o kanlar nasıl gelmiş bilmiyorum. Kamera görüntülerindeki yüzü kapalı kişi kimse oraya bırakmış. Biz ortaktık benim İlkay ağabeye 23 bin lira borcum var. Ayakkabılarda bana ait değil, görüntülerdeki kişi de ben değilim"



TANIKLAR DİNLENDİ
Sanık Boğa'nın savunmasının ardından mahkeme heyeti tanıkları dinledi. Hediye Boğa, 15 Şubat akşamı eşi Mehmet Şerif Boğa'nın akrabasına gideceğini söylediğini belirterek, "Bizim evimiz dubleks eşim akrabasına gideceğini söyledi. Bende üst kata çıktım ancak dışarı çıkıp çıkmadığını bilmiyorum. Daha sonra bir ara aşağı indiğimde evde yoktu. Gideceği akrabasını aradım, onların yanında değildi. Akrabaları bir saat sonra evimize geldi. Daha sonra da eşim geldi. O gün ve sonraki gün eşim gayet normaldi, herhangi bir anormallik görmedim" diye konuştu. Tokkal ailesinin yakınları da sanık Boğa'nın ceza almasını istediklerini söyledi.