İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur.
"Bereket yemeğin ortasına iner, siz kenarından yiyin, ortasından yemeyin."
Amr b. Âs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bizim orucumuz ile Ehl-i Kitab'ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir." (Müslim)
İbn Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:
"Resûlullah'ın iki müezzini vardı: Bilâl ve İbn Ümmü Mektûm. Resûlullah şöyle dedi:
" Bilâl ezanı gece (sahurun bitiminden evvel) okur, İbn Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyin, için."
Râvi İbn Ömer dedi ki: Bu ikisinin arasındaki vakit, birinin inip (dua etmesi, diğerinin kaldırılıp gelmesi ve ezan okunan yere) diğerinin çıkması arasında geçen vakitten ibarettir." (Müslim)
Zeyd b. Sâbit'ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:
"Biz Resulullah (sav) ile sahur yemeği yedik, sonra sabah namazını kıldık. Kendisine "Namaz ile sahur arasında ne kadar zaman geçti." diye sordular. "Elli âyet okuyacak kadar..." cevabını verdi.
Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir:
"Resulullah hiçbir bir yemeğe asla kusur bulmazdı. İştahı varsa yer, hoşlanmazsa yemezdi." (Buhari)
Sahabi Ümeyye b. Mahşî (ra) anlatıyor:
"Resulullah (sav) bir gün otururken yanında birisi yemek yiyordu, son lokmasına kadar besmele çekmemişti. Yemeğin son lokmasını ağzına atarken, "Bismillâhi evvelehû ve ahirehû (başı için de sonu için de bismillâh)" dedi. Bunun üzerine Peygamber güldü ve "Şeytan durmadan bununla beraber yiyordu. O, Allah'ın adını anınca şeytan yediğini çıkardı." buyurdu. (Ebu Davud)