Ali Babacan'ın AK Parti'de siyaset yaparken muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarması için çalıştığını çalıştığını söyleyerek ihanet itirafı yapmasının ardından bir skandal daha ortaya çıktı.
Ali Babacan'ın AK Parti'de siyaset yaparken muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarması için çalıştığını çalıştığını söyleyerek ihanet itirafı yapmasının ardından bir skandal daha ortaya çıktı.
TEZKERE'NİN REDDİ İÇİN GİZLİ KULİS
2003'te dönemin Başbakanı Abdullah Gül, 1 Mart Tezkeresi'ne açıktan karşı çıkmamakla birlikte tezkerenin reddi yönünde kulis yaptığı ortaya çıktı.
Bir televizyon programında konuşan Siyaset Bilimci Mehmet Şahin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2003'teki Irak Tezkeresi'ni önce imzalayıp sonra Meclis'e sevk ettiğini, ardından tezkerenin reddi yönünde çalışma yaptığını anlattı.
Siyasette "2. Babacan Vakası" olarak anılan bu olaya ilişkin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Leyla Şahin Usta çarpıcı ifadeler kullandı.
Usta'nın açıklamaları şekilde:
Siyasetteki ahlakın ne kadar önemli olduğunu bu yaşadıklarımızla görüyoruz. Siz bir partinin üyesisiniz. O partide üst düzeyde bir görevdesiniz, başbakansınız ve partinizin çalışmalarıyla birlikte iktidarsınız, hükümetsiniz. Bu ülkenin menfaatleri için ne yapmanız gerekiyorsa yapmalısınız ve bu noktada aslında şunu görüyoruz; kendilerine olan bir güvenleri yok. Yaptıkları işten haberleri yok ve şimdi bunlar tek tek ortaya çıkıyor.
''NE KADAR KOKUŞMUŞ HALDE OLDUKLARINI GÖRÜYORUZ''
Sadece makam, mevki için insanların ortaya koydukları bir değeri yokken, bu tip çok dürüst, çok ahlaklı 'temiz siyaset üzerine geldik, Türkiye'ye yeni şeyler sunacağız, Türkiye'yi daha demokratik, daha özgür yapacağız, siyasette yeni bir sayfa açıyoruz' diye ortaya çıkan insanların aslında ne kadar siyasetin içinde, siyasetten uzak çürümüş ve kokuşmuş bir halde olduklarını görüyoruz.
Abdullah Gül'ün açıklamalarında görünüyor, tezkereyi kerhen getirmemiş. Türkiye'nin nelerden geçtiğini hep beraber yaşadık. Aslında şunu görmek lazım; siyaset bir cesaret işidir, dürüstlük işidir. Eğer siyasetteyseniz, ülkeyi yöneten iktidar konumundaysanız gayet şeffaf ve net olup, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı gibi 'Ben bu millet için kefenimi giydim, yola çıktım. İşin doğrusu neyse bunu yapmaktan geri durmam.'' diyen bir cesareti gösterebilmeniz lazım.
''ZAYIF VE KARAKTERSİZ OLDUKLARINI ORTAYA KOYDULAR''
Birilerinin arkasına saklanıp 'ben öyle değildim, böyle değildim' deyip pazarlıkla, hesapla, telaş içerisinde günü kurtarmak, kendini kurtarmak doğru değil. Bu insanların bu ülkede çıkıp da siyasetteki ahlaktan bahsedecek yüzleri yok. Hele hele temiz siyaset yapacaklarını söyleyecek hiçbir halleri yok. İçerideyken kendileriyle birlikte, onlara güvenerek teslim edilen işlerin, imza attıkları belgelerin bile arkasında duramayacak kadar zayıf, karaktersiz olduklarını ortaya koymuşlardır.