Siyasette Babacan ve Gül modası: "Rüzgar gülü gibi duruma göre şekil alıyorlar"

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2003’teki 1 Mart Tezkeresi’ni önce imzalayıp sonra tezkerenin Meclis’ten geçmemesi için kulis yaptığı ortaya çıktı. Siyasette "2. Babacan Vakası" olarak anılan bu olayı uzmanlar canlı yayında değerlendirdi. Bunun siyasette "yeni bir moda" olduğunu vurgulayan uzman isimler, bazı siyasilerin "rüzgar gülü gibi duruma göre şekil aldığını" belirtti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :02 Haziran 2021 , 10:58 Güncelleme Tarihi :02 Haziran 2021 , 11:27
Siyasette Babacan ve Gül modası: Rüzgar gülü gibi duruma göre şekil alıyorlar

Ankara'da gündem ikinci Ali Babacan vakası. 2003'te dönemin Başbakanı Abdullah Gül, 1 Mart Tezkeresi'ne açıktan karşı çıkmamakla birlikte, tezkerenin reddi yönünde kulis yaptığı ortaya çıktı.

Bir televizyon programında konuşan Siyaset Bilimci Mehmet Şahin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2003'teki Irak Tezkeresi'ni önce imzalayıp sonra Meclis'e sevk ettiğini, ardından tezkerenin reddi yönünde çalışma yaptığını anlattı.

RÜZGAR GÜLÜ GİBİLER
Konuyu canlı yayında değerlendiren AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, "Doğrusu ben çok şaşırmadım. Yani bir insan o gün için tezkereye taraftar da olabilir, karşı da olabilir. Normal olarak bunu anlayabiliriz. Ama bu ikircikli tavrı anlamamız mümkün değil. Aynı şeyi Ali Babacan'da da gördük. Dışarıda başka, içeride başka. Madalyonun bir yüzü başka, diğer yüzü başka. Bir kişi olarak, siyasetçi olarak elbette insanlar farklı düşünebilir. Bu bakımdan ben çok şaşırdım diyemem. Önümüzdeki günlerde başka duyumlar da alırsak çok şaşırmayacağım. Bu bir tarzdır, karakterdir. Duruma göre, gelişmeye göre rüzgar gülü gibi şekil alma isteği." dedi.



"SİYASETTE BABACAN STİLİ"
Prof. Dr. Mehmet Şahin'in açıklamaları şöyle:
Siyasetteki ikinci Babacan vakası benim katıldığım tv programında yaşandı. Benim gördüğüm kadarıyla şöyle bir tavırları var: Ben bunu geçen günlerde köşemde şu başlıkla yazdım: "Siyasette Babacan Stili".



Şu ortaya çıktı: Diyor ki aslında bunlar gündemde olmak veya tartışılan ne kadar konu varsa bunun dışında olmak istiyorlar. Sayın Babacan demişti ki "Biz görünmüyorduk ama göbeğindeydik"



Bu olayda da şu çıktı; göbeğindeler ama görünmek istemiyorlar. Çünkü biliyorsunuz 1 Mart Tezkeresi'nden sonra toplumdaki algı, Orta Doğu'da Türkiye konusunda olumlu bir algı ortaya çıkmıştı. Göbeğinde dememin sebebi şu idi: O gün Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan değildi, Başbakan Abdullah Gül'dü. Onun imzasıyla Meclis'e geldi. Benim katıldığım programda cevap vermeye kalkan Abdullah Gül değil, avukatı da değil. Gelecek Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı bu açıklamayı yapıyor. Dedi ki "Abdullah Gül Başbakan'dı ama Meclis'e bunu usulen sevk etti." Bunu duyunca insan ister istemez hayret ediyor.



BU YENİ BİR MODA GİBİ GÖRÜNÜYOR
"Tamam, Abdullah Gül'ün imzasıyla Meclis'e geldi ama usulen geldi" diyorlar. Bu nasıl bir iş? Bu yeni bir moda gibi görünüyor. Attıkları imzanın arkasında durmayan, durmak istemeyen bir siyasetçi modeliyle karşı karşıyayız.


TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN