Bomba iddia! 'Bir gün bu davaya ihanet edersem yüzüme tükürün' diyen Ahmet Davutoğlu seçimler kaybedilince kutlama yaptı

Ali Babacan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a imza verip başka aday için çalışması, Abdullah Gül’ün Irak tezkeresini onaylayıp Meclis’ten geçmemesi için çalıştığı konuları siyasetteki sıcak yerini korurken Ankara’da bir ihanet olayı daha konuşulmaya başlandı. Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran seçimlerini kaybettikten sonra kutlama yaptığı gündeme bomba gibi düştü. "AK Parti büyük bir davanın adıdır. Eğer bir gün bu davaya ihanet edersem yüzüme tükürün" diyen Davutoğlu ve ekibi neyi kutladı? 7 Haziran 2015'te sandıktan koalisyon çıkması kimleri sevindirdi? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, Aydınlık Gazetesi Ankara temsilcisi İsmet Özçelik, Kamuoyu Araştırmacısı İhsan Aktaş değerlendirdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :05 Haziran 2021 , 14:30 Güncelleme Tarihi :05 Haziran 2021 , 14:57
Bomba iddia! ’Bir gün bu davaya ihanet edersem yüzüme tükürün’ diyen Ahmet Davutoğlu seçimler kaybedilince kutlama yaptı

Ali Babacan'ın AK Parti üyesiyken başka aday için çalışma yapması Abdeullah Gül'ün Irak tezkeresine onay verip Meclis'te tezkerenin geçmemesi için çalışmasının ardından Ahmet Davutoğlu'yla ilgili de bomba bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olan Ahmet Davutoğlu 7 Haziran 2015 seçimlerinde çıkan koalisyon sonuçlarına sevindi.

İşte konuyla ilgili iddialar ve değerlendirmeler:

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir'in açıklamaları:

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu'na 'Başbakanlık' gibi çok kıymetli bir makam ikram etti.

Ahmet Davutoğlu bu makamı kendi siyasi hevesleri için kullandı.

3 Mayıs 2016 tarihinde AK Parti Grup Toplantısı'nda bir konuşma yaptı. Burada 'Bu dava sadece AK Parti'nin değil dünyadaki mazlumların davasıdır. Bir gün ihanet edersem yüzüme tükürün.' demişti.

Aslında bugün bu konuşmasını hatırlatıp bunun gereğini yapmak lazım. Başbakanken bir seçimde alınan eksik oydan medet umarak hangi siyasi oluşumlarla ya da hangi yurt dışı mihraklarla bu hesabın içerisinde oldu da bundan mutlu oldu ve bundan nasıl mutlu olup şuursuzlaştı ve davasından bu kadar uzaklaştı, anlaşılmıyor. Yaptığı bir ihanettir.

İddiaları ortaya atan o dönem Davutoğlu'nun danışmanı olan Abdulkadir Özkan

Bizim milletimiz davasına ihanet edeni affetmez. Yaptığı bu siyasetin bir geleceği olmaz. Böyle büyük bir davada başbakanlık yapmış birinin siyasi heves içerisinde olması ve bir parti kurarak AK Parti'ye zarar vereceğini düşünmesi midemi bulandırıyor.

Aydınlık Gazetesi Ankara temsilcisi İsmet Özçelik ifadeleri:

Ahmet Davutoğlu'nun bu tavrı alması benim için sürpriz değil. Suriye olaylarının başladığı günlere bakın. O günden beri Davutoğlu Türkiye'yi sürekli bir yerlere sürüklemeye çalıştı. Hillary Clinton ile 'çak' ilişkisini hatırlayın.

Ahmet Davutoğlu esas patron olarak Erdoğan'ı görmedi başka yerleri patron olarak gördü. Ona göre bir strateji belirledi. Davutoğlu'nun parti kurarken büyük bir oy almayacağını hemen herkes biliyordu.

Parti kurma amacı parça koparmak. ABD'nin AK Parti ile ilgili bir hedefi var bununla ilgili görev verdiği insanlar var. Ahmet Davutoğlu da bu isimlerden biri.

Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'ye çok ciddi bir maliyeti var. Şu yaşanan ekonomik sıkıntıların sebeplerinden birisidir. Mülteci sorunu da onunu eseridir. Bu noktada geriye çok iyi bakmak lazım. Başbakanlık yapmış biri yüzde 1-2 oy için mi yola çıkar. Hedefleri çok açık şekilde belli. AK Parti'den parça koparmak.

Kamuoyu Araştırmacısı İhsan Aktaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Gelecek ve DEVA partileri kendilerini kamuoyuna sundular ama karşılık bulamadılar. Bir parti için buna CHP de dahil ancak AK Parti konuşunca gündem olur. Ancak AK Parti onları konuşursa gündeme gelebilirler.

Toplumun MHP ile birlikte yüzde 50'den fazlasına hitap eden bir partinin onları konuşması sadece onların iletişimine hizmet eder. Vatandaş onların çerçevesini çizdi bunu yukarı çekmeye çalışmamak lazım.

2015'ten beri dış politikadaki değişime bakın neler olduğunu anlayacaksınız. Türkiye bölgesinde ve dünyada parlayan bir yıldıza döndü.