NATO üyesi ülkelerin liderleri, çok sıkı güvenlik önlemleri ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler altında NATO karargahında bugün bir araya geliyor.
NATO üyesi ülkelerin liderleri, çok sıkı güvenlik önlemleri ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler altında NATO karargahında bugün bir araya geliyor.
Belçika'nın başkenti Brüksel'deki NATO karargahı, yoğun gündemle toplanan 30 müttefik ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını ağırlıyor.
NATO Zirvesi'nin başlıca konuları arasında İttifakın gelecek 10 yılına yön verecek yol haritası hakkındaki kararlar, NATO'nun stratejik konsepti, Rusya, Çin'in yükselişi, iklim değişikliğinin güvenliğe etkisi, siber tehditler ve yıkıcı teknolojiler, Afganistan'daki NATO misyonunun sonlandırılması gibi birçok başlık bulunuyor.
İngiltere'de 3-4 Aralık 2019'da yapılan son NATO Zirve toplantısından sonra ilk kez düzenlenen bu yoğun gündemli toplantı için 30 ülkeden binlerce görevli ve gazeteci Brüksel'e geldi. Heyetler çok sıkı güvenlik ve salgın tedbirleriyle NATO karargahında görüşmeler yapacak.
Zirve nedeniyle Brüksel'de liderlerin NATO karargahına gidiş güzergahındaki birçok yol kapatıldı. Belçika güvenlik güçleri de hem liderlerin ve heyetlerin konaklayacağı otellerde hem de NATO karargahı çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Belçikalı yetkililer bu amaçla en az 2 bin güvenlik görevlisinin görev yaptığını bildirdi. Şehirdeki bazı toplu taşıma güzergahlarında da değişiklikler yapıldı.
NATO ÇALIŞANLARI AŞILANDI
Kovid-19 salgını için alınan önlemler de zirve toplantısı için NATO karargahında sıkılaştırıldı. Zirveye ve bu çerçevedeki toplantılara katılacak heyet üyelerinden PCR testleri yaptırmaları istendi.
NATO karargahında çalışanlar da haftalar öncesinden aşılanmaya başladı. Aşıları üye ülkelerden Polonya temin etti. Aşılama için Polonya'dan gelen onlarca sağlık çalışanı mart ayından itibaren NATO karargahında görevli yaklaşık 3 bin 500 kişiye aşı yaptı.
Ayrıca toplantılar boyunca NATO karargahında bulunacak kişilerin birçoğunun özel üretilmiş FFP2 tipi maskeleri kullanması talep edildi. Toplantılara ev sahipliği yapacak tesislerde birçok yere el temizleyicileri yerleştirildi. Bina girişlerinde herkesin ateşini ölçen görevliler bulunduruldu.
AKREDİTASYON VERİLEN GAZETECİ SAYISI KISITLI TUTULDU
NATO Zirvesi'ni dünyanın birçok ülkesinden gelen yaklaşık 600 gazeteci takip ediyor. Daha önceki zirvelerde bu sayı çok daha fazla olmasına rağmen bu kez salgın tedbirleri çerçevesinde akreditasyon verilen gazeteci sayısı kısıtlı tutuldu.
Medya mensuplarının çalışması için karargah binasının arkasındaki bir alan tahsis edildi. Kurulan geniş medya merkezinde sosyal mesafeye dikkat edilerek çalışma alanları hazırlandı.
Gazetecilere zirveden en fazla 4 gün önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test sonucu temin etmeleri istendi. Bunu sunmayanlara akreditasyon verilmeyeceği belirtildi. Ayrıca gazetecilerin de zirve boyunca karargahta bulundukları süre içinde FFP2 maskeleri kullanmaları şart koşuldu.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN KRİTİK TEMASLAR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'deki NATO Zirvesi kapsamında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü. Görüşme basına kapalı gerçekleşti ve tam 52 dakika sürdü. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Erdoğan, ile açıklık ve saygı ile ilerlemek için görüştüm" dedi. Macron görüşmesinin ardından Başkan Erdoğan, İngiltere Başbakanı Johnson ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Son dakika haberine göre Başkan Erdoğan, son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi.
TÜRKİYE'NİN NATO İÇİNDEKİ ROLÜ
Politika Analisti Amanda Paul "Türkiye her zaman NATO içinde sadık bir Müttefik olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Aslında Türkiye'nin NATO'ya yaptığı katkı sadece şimdi değil, on yıllar boyunca çok büyük olmuştur." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE ENGEL OLMAZ ENGELLERİ KALDIRIR"
Türkiye'nin NATO içinde alınan kararları engelleyen taraf olarak gösterilmesine karşı çıkan Paul, "Türkiye engellemez engelleri kaldırır" dedi.
Türkiye'nin memnun olmadığı halde bazı kararları onayladığını belirten Paul, "Bu yüzden bazen Türkiye'nin dış politikası ve Türkiye'nin NATO içindeki bazı kararları engellediğine ilişkin Türklere yönelik çok fazla eleştiri olduğunu düşünüyorum. Kararları engelleyen tek ülke Türkiye değil. Türkiye genellikle engelleri ve engeli kaldırır. Türkiye'nin geçmişte pek de hevesli olmadığı bazı konularda iş birliği yaptığını görüyoruz. Şimdi Baltık Hava Polis misyonuna yeniden katıldı. Bu bana Türkiye'nin NATO'nun doğu kanadındaki varlığını ve konumunu güçlendirme ihtiyacını iki katına çıkaracağımızı kabul ettiği izlenimini veriyor." ifadelerine yer verdi.
Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) NATO içinde ikinci büyük ordu konumunda olduğunu dile getiren Eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Tacan İldem, "Türkiye, ittifakın en önemli ülkelerinden biri ve yaptığı katkılar, hiçbir zaman azımsanamayacak boyutta. Türkiye üye olduğundan bugüne kadar kolektif savunmaya olduğu kadar tüm NATO operasyon ve misyonlarına da önemli katkılarda bulundu, bulunmaya da devam ediyor. Bunlar aslında takdirle karşılanıyor. Örneğin, 1 Ocak'tan itibaren yüksek hazırlık düzeyine sahip VJTF denilen görev gücünün liderliğini üstlendik." diye konuştu.
NATO'nun hem askeri hem siyasi bir kuruluş olduğunu belirten İldem, "Türkiye'nin askeriyenin ötesinde siyasi alanda da çok büyük katkısı var. Hem bulunduğu coğrafya itibarıyla hem de NATO içindeki tartışmalarda yönlendirici entelektüel bir katkı sunmasının söz konusu olduğu bir süreçten bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 1952'den bu yana NATO üyesi olduğuna dikkati çeken İldem, "NATO'ya dair toplumumuzda bir bilgi eksikliği var ve bu bilgi eksikliğinden kaynaklanan önyargılar var, yaftalamalar var. Halbuki, konu biraz incelenip, gerçekler öğrenilse bu kadar karşıt görüşler ileri sürülmez. Masada eşit konumda olduğumuz, kararların oy birliğiyle, konsensüsle alındığı bir örgütten bahsediyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin, siyasi alanda da yönlendirici ve fikri katkısıyla çalışmalara önemli bir niteliksel değişiklik getirici çabaları da oluyor. Bunları da görmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
İttifak içinde görüş ayrılıklarının öteden beri var bulunduğunu, önemli olanın bunların giderilmesi olduğunu dile getiren İldem, "İttifakı ayrıcalıklı konuma getiren; tüm bu görüş ayrılıklarına rağmen sonuçta müttefiklerin temel meselelerde ve ittifakın yöneliminde uzlaşma içinde olmaları ve anlaşmalarıdır. Ama bu tür görüş ayrılıkları da iyi bir şey değil, onun da giderilmesi lazım." dedi.
Hazırladıkları raporda, NATO'nun siyasi rolünün güçlendirilmesi konusuna da yer verdiklerini anlatan Tacan İldem, şunları kaydetti:
"Raporumuzda NATO'nun siyasi danışmalar açısından müttefikler arasında daha fazla kullanılması tavsiyesini getirdik. Çünkü bir konu gündeme getirilmek istendiğinde, 'NATO, buna tepki verecek ilk örgüt değil ki. Niye burada konuşalım?' deniyordu. Şimdi NATO tam bir cevap mercii olmasa da bir müttefik ülkenin güvenliğini ilgilendiren konuların, NATO içinde danışma konusu haline getirilip, bir fikir birlikteliğine varılması önem taşıyacaktır. Umarım ki liderler zirvesinde de bu yöndeki teklifler benimsenir. Her halükarda stratejik konseptin güncellenmesi çalışması bizim sunduğumuz rapordan sırf şimdi değil, 2022 yılı sonuna kadarki süreçte de istifade edilebilme imkanını sunar."
"TÜRKİYESİZ BİR NATO'NUN DÜŞÜNÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Bugün NATO Zirvesi'nin yapılacağını hatırlatan Kurtulmuş toplantının Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde önemli adımlar atılmasına vesile olmasını diledi.
Artık Türkiye'nin sadece kendisine dayatılan birtakım gündemlere takılacak bir ülke olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye, kendisine durması gereken yer söylenip, orada tek ayak üzerinde durması gereken bir ülke değildir. Türkiye artık sahada da masada da var olan, küresel barışı temin etmek anlamında, egemen ve eşit ülke olarak herkesle müzakere etmeye hazır olan bir ülkedir. Türkiye bölgede ve dünyada oyun kurucu bir noktaya gelmiştir. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımızın NATO liderler zirvesinde yapacağı görüşmelerde ortaya koyacağı görüşleri, Türkiye'nin bundan sonraki dış politika kurgusunda çok önemli olduğunun altını çizmek isterim.
Bu anlamda hem Türkiye'nin bundan sonraki yerinde bölgesel güç ve küresel aktör olması tezleri diğer muhataplarımıza da anlatılacak. Dünyada barışın sağlanması konusunda da temel fikirleri anlatılacak. Cumhurbaşkanımızın 'Dünya beşten büyüktür' diye ısrarla söylediği adalete, hakkaniyete, barışa dayalı bir uluslararası sistemin kurulma ihtiyacını NATO liderler zirvesi dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız gündeme getirecektir. Türkiye, NATO'nun çok eski ortaklığı var. Türkiye bu ortaklığın en önemli ülkesinden biridir. Türkiye yıllar içerisinde çok büyük külfetler çekmiş bir ülkedir. Barışı sağlama misyonlarında Somali'den, Afganistan'a kadar NATO'nun yükünü çekmiş bir ülkedir. NATO'da diğer bütün ülkeler kadar Türkiye'nin ciddi bir yeri vardır, Türkiyesiz bir NATO'nun düşünülmesi mümkün değildir."
Müsilaj meselesinin tüm Marmara'yı ilgilendirdiğini ifade eden Kurtulmuş, Marmara'nın birçok yerinde, özellikle de İstanbul'da ciddi bir çevre tehdidi olarak karşılarına çıktığını söyledi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın müsilaj konusunda her türlü tedbiri almak için düğmeye bastığını vurgulayan Kurtulmuş, "Bir kere bununla ilgili 7/24 çalışma yapacak, her türlü araştırmayı, her türlü ihbarları değerlendiren bir merkez kurulmuştur. Ayrıca TBMM'de Marmara Denizi'ndeki müsilajla ilgili araştırma komisyonu kurulmuştur. Ayrıca Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Merkezi kurulmuş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonunda çalışmalarına başlamıştır. Böylece inşallah yaz ayları içerisinde bu beladan da çevre kirliliğinden de ciddi bir şekilde kurtulmuş olacağız." diye konuştu.
Kurtulmuş, çevreyi gelecek nesillere çok daha iyi bir şekilde devretmekle yükümlü olduklarının altını çizdi.
"AK Parti'nin önemli özelliklerinden birisinin de demokrat ve reformcu bir parti olmasıdır." diyen Kurtulmuş, Türkiye'de bugün kanıksanan birçok siyasi, ekonomik ve hukuki reformun altında AK Parti'nin imzasının olduğunu söyledi.