Son dakika: Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan Babalar Günü'ne özel gençlerle buluşma!

Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabından Babalar Günü mesajı yayınladı. Erdoğan, "Bir ömür ailesine kol kanat geren, her türlü imkânını, vaktini, birikimini evlatlarının geleceği için seferber eden tüm babalarımızın #BabalarGünü’nü tebrik ediyorum. Başta şehitlerimiz olmak üzere ahirete irtihal etmiş tüm babaları, büyüklerimizi rahmetle yâd ediyorum" ifadelerini kullandı. Öte yandan Başkan Recep Tayyip Erdoğan Babalar Günü'ne özel buluşmada 81 ilden 700 gençle bir araya geldi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :20 Haziran 2021 , 13:43 Güncelleme Tarihi :20 Haziran 2021 , 15:44
Son dakika: Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan Babalar Günü’ne özel gençlerle buluşma!

İÇİNDEKİLER

Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabından Babalar Günü mesajı yayınladı.

Erdoğan, "Bir ömür ailesine kol kanat geren, her türlü imkânını, vaktini, birikimini evlatlarının geleceği için seferber eden tüm babalarımızın #BabalarGünü'nü tebrik ediyorum. Başta şehitlerimiz olmak üzere ahirete irtihal etmiş tüm babaları, büyüklerimizi rahmetle yâd ediyorum" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Başkan Recep Tayyip Erdoğan Babalar Günü'ne özel buluşmada 81 ilden 700 gençle bir araya geldi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler:

Sevgili gençler, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyor, gözlerinizden öpüyorum. Ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimizle böyle bir canlı bağlantıyla birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bizleri bu güzel program vesilesiyle bir araya getiren Gençlik Kolları Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Brüksel'deki NATO Toplantısı, Azerbaycan ziyareti ve Antalya'daki iki önemli uluslararası organizasyonun ardından siz gençlerimizle buluşmak, tüm yorgunluğumuzu aldı.

"BÜYÜK DEVRİMLER HEP BİR HAYALLE BAŞLAR"
Sizlerle her bir araya gelişimizde, kendi gençliğimizin heyecanları ve hatıraları gözümüzde canlanıyor, adeta enerjimiz tazeleniyor. Bizim neslimiz, gençliğinde ülkemizi ve dünyayı değiştirme idealiyle yaşamış, bu uğurda büyük mücadeleye girişmiştir. Hamdolsun pek çok alanda sadece kendimizin değil, bizden önceki nesillerin gençlik hedeflerini, hayallerini hayata geçirme şerefine nail olduk. Bu tecrübeyle sizlere de kendiniz, aileniz, şehriniz, ülkeniz ve tüm insanlık için büyük hayaller kurmanızı, onların peşinden azimle gitmenizi tavsiye ediyorum.

Büyük değişimler, büyük devrimler, çağlar açıp çağlar kapatacak büyük fetihler, hep bir hayalle başlar. Eğer hayalinizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıysanız, kendinizi hayatın her alanında yetiştirmeniz gerekiyor. Aynı kulvarda yürüdüğünüz akranlarınıza, birikimlerinizle fark atacak seviyeye gelmeden hayallerinize de yaklaşamazsınız.

Bunları söylerken elbette bizi hayata ve davamıza sarılmak için motive eden unsurlar ile sizlerin motivasyon kaynakları arasındaki farkı da görüyoruz, biliyoruz. Dünya ile birlikte ülkemizin de sadece birkaç nesilde böylesine büyük bir değişimi yaşamış olması sizlerin de sorumluluğunu artırıyor.

"ÜLKEMİZİ 2023 HEDEFLERİNİN EŞİĞİNE GETİRDİK"
Ülkemize son 19 yılda kazandırdığımız güçlü yatırım ve hizmet altyapısı sayesinde gençlerimiz işte bu zorlu geleceğe hazır hale gelmiştir. Bizler Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını şöyle üçe, beşe, ona katlayarak ülkemizi 2023 hedeflerinin eşiğine getirdik. Sizlerden de ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye'nin sembolü olarak görmüş olduğumuz 2053 vizyonuyla ulaştırmanızı özellikle bekliyoruz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.

SORU-CEVAP
-"Erkek çocuklar babalarına benzer" şeklinde bir inanış var. Siz buna katılıyor musunuz?

Her insan ayrı bir dünyadır. Bunu bir defa böyle görmemiz lazım. Dolayısıyla her çocuğun da ayrı bir karakteri vardır. Bununla da birlikte genlerden dolayı fiziki görüntü, fıtrattan dolayı da davranış olarak çocukların, babaların veya annelerine benzemeleri bunlar gayet tabiidir. Erken çocuklarının yaş ilerledikçe babaya benzedikleri kanaatini ise olgunlaşmanın getirdiği bir sonuç olduğuna inanıyorum. Çoğu aile gibi bizde de çocuklarımızı bana ve eşime benzetenler olmuştur. Bir insanın anne veya babasına benzetilmesini de gurur ve özellikle de bir yaklaşım olarak görüyorum.

-İlk çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda ne hissetmiştiniz? Hayata bakış açınız değişti mi?
Bazı hissiyatlar vardır ki onları sözle ifade etmek mümkün değildir. Bizim de tabii yaş 67 oldu ama yaşlı sayılmam yani. Çocuk sahibi olmak da bu tarifi mümkün olmayan hislerden bir tanesidir. İnşallah ilerde sizler de çocuk sahibi olduğunuzda bunu anlayacaksınız. Rabbim bu güzelliği her aileye, her bireye yaşatsın diyorum.

-Sizin de baba olunca anladım dediğiniz bir hatıranız var mı?
Anne veya baba olma vakası, insanın hayatının daha önceki hiçbir devresinde karşılaşmadığı bir sorumluluk. Ataların her sözü gibi bu ifade de nesillere sari tecrübelerin süzülüp gelen bir aslında irfanın bir tezahürüdür. Bizim de kendi dünyamızda bunu hem babamıza hem evlatlarımıza karşı yaşamışlığımız elbette vardır.

-Rahmetli babanız Ahmet Erdoğan'ı kaybettikten sonra size yol gösteren, babalık yapan ikinci bir isim oldu mu?
Şu anda biz de Antalya'dayız biliyorsun. Tabii babam rahmetli olduktan sonra benim ağabeyim yoktu. İki tane anne ayrı baba bir ağabeyim vardı ama birlikte yaşamadık. Benim annem de babam da Allah rahmet etsin annem olur. Onun için de annem rahmetli olduğu zaman gerçekten dünyam adeta yıkılmıştı ve annemin varlığı benim için hem babalıktı hem annelikti. Kendisine olan sevgim çok çok farklıydı. İmkanlarımız, kendi kendimize yetiyordu ama annemin şefkati yaşım nereye gelirse gelsin o bir başkaydı. Onun için her zaman diyorum ya annenizin ayaklarının altını mutlaka öpün diye. Zaten bu bir yerden kaynaklanıyor. Peygamber efendimizin Hadis-i Şerif'inden kaynaklanıyor. Ben de annemin ayağının altını öpmeye kalktığım zaman anneciğim de bana ayağının altını öptürmeyi istemezdi. Ben de kendisine derdim ki, 'anne bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsun?' İşte o benim hem annemdi hem babamdı.

Annelerinizin kıymetini bilin. Bir insanın hayatında sahip olabileceği en büyük zenginlik, en büyük mutluluk kaynağı, en büyük güçtür. Bunun için küçük yaşta annesini, babasını kaybetmiş insanların dünyalarındaki eksikliği tahayyül etmek çok zordur. Tabii biz babamızı erken yaşta kaybetmenin sıkıntısını çok çok yaşadık. Rabbim anneli babalı bir şekilde sizlere de bir hayatı yaşamayı sizlere nasip etsin.

-Baba olmanızın Türkiye'nin geleceğine dair hayallerinizdeki etkisi nedir?
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak 84 milyon vatandaşın tamamına karşı sorumluluğumuz var. Sadece vatandaş olarak değil aynı zamanda 81 vilayetin de sorumluluğunu taşıyorsunuz. Bu vilayetin yolları nasıl, havaalanı var mı, hastaneler var mı, okulları ne durumda? Yola çıkarken biz bir söz verdik. Dedik ki, dört temel direk üstünde Türkiye'yi inşa edeceğiz. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, dış politika vesaire… Bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye… Göreve geldiğimizde Türkiye'nin genelinde bizim biliyorsunuz 76 tane üniversite vardı. Şimdi 207 tane üniversitemiz var. Dikkat edin üniversitemizin olmadığı il yok. Ama geldiğimizde durum böyle değildi. Biz üniversiteye gireceğimiz zaman, çok ilginç üniversite imtihanına giriyorsunuz, on öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu. Ama biz iktidara geldikten sonra onda on. Bazıları diyor ki neden bu kadar üniversite? İşte bunun için.

Tüm bunları yaparken bir diğer taraftan da akademisyenlerimizi artırdık. Önce yardımcı doçent diye gidiyordu biz onu kaldırdık, şimdi doktora, doçent, profesör… Böylece üniversitelerimiz öğretim üyesi noktasında da sıkıntıyı aşmış vaziyette. Bunları biz başardık. Ama biz diyoruz ki bu altyapı bile yeterli değil. İnşallah bunları da aşacağız. Türkiye genelinde okullarımızın sayısına baktığımız zaman anaokulundan alıyorsunuz, üniversiteye kadar bir gücümüz var.

Sağlık hizmetlerinde malum muhalefetin aklına bile gelmeyen şehir hastanelerini kurduk. Sorduğu soruya bakın, "şehir hastanelerine ne gerek var?" Salgın döneminde Allah göstermesin bizim şu şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı ne olacaktı halimiz? Bizim şu anda Türkiye'nin genelinde hastanemizin olmadığı il yok. Biz bu hale geldik. Şu anda dünyada küresel ölçekte baktığımızda bizim şehir hastanelerimizi görenler şaşırıyor.

-Gelecekte birer baba adayı olan bizlere bir baba ve dede olarak tavsiyeleriniz nelerdir?
Önce kendini ihmal etme, sen de tabii çocuk sahibi olacaksın, çocuklarını ihmal etme. Şimdi şöyle bir moda başladı. 30 yaşından önce ne erkekler evleniyor ne kızlar evleniyor. Geleceğin anne ve baba adaylarına ilk ve en önemli tavsiyem bir defa birbirinizi sevin, birbirinize saygı duyun, birbirinizi sahiplenin, daima yan yana, omuz omuza olun. Ailesine sahip çıkamayan hayatına da sahip çıkamaz. Böyle bir insanın da ülkesine ve dünyasına hayırlı işler yapabilmesi aslında mümkün değildir. Ben inanıyorum ki sizin özellikle evlilikte yaş sürecini çok fazla ilerletmeden, gecikmeden evlenmek, bunu hem gençlerimiz hem kızlarımız için söylüyorum. Bir de tabii nikah törenlerinde hep söylerim, 'en az 3 çocuk.' Çünkü buna ihtiyacımız var.Detaylar gelecek...

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısının tedarikinin bir hayli güç olduğu bir dönemde vakitlice yaptıkları bağlantılar sayesinde hızlı bir aşılama takvimi yürüttüklerini belirterek, "Şu anda gayet iyi durumdayız. İnşallah bu musibetin üstesinden yakında geleceğiz." dedi.

Erdoğan, Babalar Günü dolayısıyla AK Parti Gençlik Kolları tarafından düzenlenen "Gençlerle En Baba Buluşma" adlı çevrim içi etkinlikte 81 ilden 700 gençle bir araya geldi ve soruları yanıtladı.

"Baba olmak mı dede olmak mı daha güzel bir duygu?" sorusunun yöneltildiği Erdoğan, "Bunların her ikisi de birbirine göre farklı ve güzel. Babalıkta öyle tatlar alıyorsun ki kızda olay farklı, erkekte farklı. Her ikisinin tadı farklı. Sayılar arttıkça orada da farklar artıyor. Benim 8 torunum var. Bu 8 tanenin hepsinin de tadı bambaşka." yanıtını verdi.

Torunlarının "dedeciğim" diye sarılmasının sevgisinin başka olduğunu ifade eden Erdoğan, "Sayı ne kadar artarsa, bu işin zevki o kadar da değişiyor, artıyor. Hanım hafta sonlarını zor getiriyor, illa torunları gidip görecek." dedi.

Erdoğan, Allah'tan, anne ve babaların çocuklarıyla, torunlarıyla bir ömür sürdürmesini nasip etmesini diledi.

KOVİD-19 İLE MÜCADELE
"Sizce, koronavirüsle savaş ne zaman bitecek" sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin, salgının başladığı dönemden beri sağlık hizmetlerinden kamu güvenliğine kadar her konuda diğer ülkelerin önünde yer aldığını söyledi.

Aynı durumun aşı çalışmalarında da geçerli olduğunu dile getiren Erdoğan, "Aşı tedarikinin bir hayli güç olduğu bir dönemde, vakitlice yaptığımız bağlantılar sayesinde hızlı bir aşılama takvimi yürütüyoruz. Birtakım aksaklıklarımız var ama bu gecikmeleri de aşıyoruz. Şu anda gayet iyi durumdayız. İnşallah bu musibetin üstesinden yakında geleceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, yerli aşı çalışmalarının sürdüğünü, bu konuda da hedefin eylül-ekim gibi üretime geçmek olduğunu belirterek, aşılamada yaşı 30'a çektiklerini, bunun önemli bir merhale olduğunu kaydetti.

Meslek gruplarının da aşılandığını, güvenlikte ve öğretmenlerde bu tür sıkıntıların aşıldığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi artık dedik ki yaş konusunu halledelim. Bunlarda da aşılama hızlandıkça, bu bize güvenli süreci getirecek ve böylece de inşallah artık kovid var mı yok mu olayını aşacağız. Şu anda kovidde ciddi manada oran düştü ama bu oranı bizim çok daha düşürmemiz lazım. Vaka sayısı günde 5 bin civarında. Biz, bunu bile fazla görüyoruz. Vefat 50 civarında, bunu da arzu etmiyoruz. Ama önce vaka sayısını bizim artık çift haneliye düşürmemiz gerekiyor. Bunun çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Temennimiz odur ki hem vaka sayısında çift haneliye inelim hem de vefatta artık tek haneliye inmiş olalım. Bunda da en büyük müjde olarak biz aşıyı görüyoruz. Aşı konusunda da ithal noktasında iyiyiz ve bunu da hızla devam ettireceğiz."

"BİLİMİ İNKAR ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
"Aşı karşıtı olanlara nasıl bir çağrıda bulunursunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu anda aşılamada 40 milyon rakamına yaklaşıldığına dikkati çekti.

Bunun iyi bir yükseliş olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları paylaştı: "30 yaş sınırı ile alakalı olduğu için bundan sonra bu daha da artacak. Biz bir taraftan çalışıyoruz, siz de bir taraftan çalışacaksınız ve hep birlikte bu oranı artırmamız lazım. Annelerimiz, anneannelerimiz, baba, babaanne... Onları da bizim ikna etmemiz lazım. Bunlar bugünün sorunu değil, geçmişin sorunu. Geçmişten bu yana maalesef bu tür kampanyalar hep oldu ve bu kampanyalarda ne yazık ki bazı sıkıntılar da olmadı değil, yaşandı. Temennim odur ki bu aşı süreci içerisinde elde edilecek başarı, bu tür olumsuz kampanyaları da ortadan kaldırsın. Milletimizin her bir ferdi aşıya erişim konusunda dünyada milyarlarca insanın peşinde koşup da ulaşamadığı bir imkana sahip olduğunu bilmelidir. Aşının geliştirilmesi ve insana uygulanabilir hale getirilmesi bilim insanlarının sorumluluğudur. Bize düşen, bilime saygı duyarak her biri kendi alanlarının en iyi uzmanlarının geliştirdiği aşıyı kullanmaktır. Kendimizi dünya nüfusunun tamamını kapsayan bir sürecin dışında tutamayız."

Bununla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Bilim Kurulu'nun da verdiği bilgiler ışığında açıklamalar yaptığını anımsatan Erdoğan, "Bilimi inkar etmek mümkün değil. Bütün mesele bu bilimi, ilimi aynı zamanda irfanla bütünleştirmektir. Onunla zaten bütünleştirdiğimiz anda birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırmış olacağız. Şu anda zaman zaman bilim insanlarımız da bu tür açıklamaları yapıyorlar. Ben inanıyorum ki yerli milli üretimimizi yaptığımız anda, halkımızın bu noktadaki güveni daha da artacaktır." dedi.

"BEN, İLK ANDA AŞIMI OLDUM"
Şu andaki gelişmelerin olumlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ben Cumhurbaşkanı olarak ilk anda aşımı oldum. Birinci, ikinci dozu oldum daha sonra bir de antikor için oldum. Alınan neticeler de olumlu istikamette gelişti." ifadesini kullandı.

Halktan, aşının ikinci dozunu olanların da çok ciddi rakamlara ulaştığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin elinde aşının bulunduğunu, hedefin aşıyı 18 yaşına kadar indirmek olduğunu aktardı.

Kovid-19'u "bela bir hastalık" olarak nitelendiren Erdoğan, hastalara şifa, vefat edenlere de Allah'tan rahmet diledi.

"Yoğun iş temponuzda çocuklarınızla, torunlarınızla haberleşiyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, cep telefonunu aktif olarak kullandığını, aile fertleriyle mesaj yoluyla da haberleştiğini belirtti.

Erdoğan, telefonunda çeşitli mesaj gruplarının bulunduğunu ancak Whatsapp ile arasının olmadığını dile getirerek, bunları kullanmaya zamanının olmadığını kaydetti.

"Bizim neslimiz için hala en güzel iletişim yolu yüz yüze görüşme." diyen Erdoğan, en azından sesli konuşma yöntemini seçtiğini söyledi.

Başkan Erdoğan, bütün vatandaşları yabancı uygulamalar yerine yerli mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya davet etti.