Böyle bir endişeye gerek yok. Çocukların ifadeleri çocuk izlem merkezlerinde sosyologlor, psikologlar, sosyal çalışmacılar tarafından savcı gözetiminde alınıyor. Dolayısıyla salt bir ifadeden bahsetmiyoruz mağdur çocukların ifadesi alınırken orada bir rapor tutuluyor. Sosyal çalışmacı, psikologlar eşliğinde o çocuk belki gün boyu onlarla beraber orada bir takım faaliyetler, hatta çocuk oyuncağı ile oynarken orada bir sohbet ortamında görüşme gerçekleştiriliyor. Bu suçun işlenip işlenmediğine dair çocuğun beyanı savcı arka odada, çocuk savcı ile muhatap olmadan sosyal çalışmacılar tarafından bir rapora dönüştürülerek bu ifade alınıyor.
ELMALI DAVASI
Antalya'nın Finike ilçesinde, kız çocuğu G.E.G. ve ağabeyi İ.E.G.'nin cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen soruşturmada anne ile üvey baba gözaltına alınmıştı. Yaşanan cinsel istismar olayı Türkiye'yi ayağa kaldırırken, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi anne ve üvey baba için tahliye kararı verdi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç, yaşanan süreçle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti : "Burada çocukların korunması çok önemli. Çocuklar çevresindeki tehlikelere hatta aile içinde bile o tehlikelere karşı korunmasız olan kişiler. Dolayısıyla devletin, ailelerin bu anlamda çocukların üzerinde hassasiyetle durması lazım.
Çocuk istismarı, çocuğun cinsel istismarı suçu bizim ceza kanunumuzda en yüksek verdiğimiz cezalar arasında. Avrupa'da da bu suçun üst sınırı 15 yıl, bizim alt sınırımız 15 yıl, çocuk daha küçükse 18 yıldan başlıyor cezası. Bu konuda çocuklarımızın korunması açısından hassasız. Çocuğun cinsel istismarı suçuyla mücadelede ve bu suçların işlenmemesi öncelikli hedefimiz ama işlendiği takdirde sanıkların hak ettiği cezayı alması yönündeki görüşümüz hiçbir zaman değişmedi, değişemez. Yargının her konu için farklı karar vermesi mümkün olabilir, hatta hatalı karar vermesi de mümkün olabilir. Hatalı kararın düzeltilebileceği mekanizmalar da var. Burada çocukların sosyal çalışmacı eşliğinde verdiği ifadeler, çizdikleri resimler, oradaki hal ve hareketleri, oradaki uzmanların çocukların psikolojisi ile ilgili görüşleri hepsi somut delile girer. Dolayısıyla somut delil şartı bakımından eğer mahkeme somut delil yok demişse o karar hatalı bir karar olur"