Başkan Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri'nde: Elimizde tek imkan vardı, o da Kanal İstanbul

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri’nin üçüncüsünde doktora öğrencileri ile buluştu. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen söyleşide, Erdoğan gençlerin sorularını yanıtladı. Bir katılımcının Kanal İstanbul projesiyle ilgili sorusuna yanıt veren Erdoğan, bu adımın atılmasının şart olduğunu vurguladı ve bugüne kadar yaşanmış kazaları tek tek anlattı. Deprem tehdidine de değinen Başkan Erdoğan, "İnşallah limanlarla, marinalarla bu planın bu projenin dünyada müstesna bir yeri olacak. Bunu parmakla gösterir hale inşallah getireceğiz" ifadelerini kullandı. Erdoğan yerli koronavirüs aşısı Turkovac ile ilgili, "Bizi de ümitlendiriyor" diyerek, "Turkovac bizim önemli bir sınavımız olacak. Hedefimiz eylül-ekim gibi netice almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var. TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız ve eylül-ekim gibi buradan bir netice alalım istiyoruz" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :02 Temmuz 2021 , 20:40 Güncelleme Tarihi :03 Temmuz 2021 , 09:39
Başkan Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri’nde: Elimizde tek imkan vardı, o da Kanal İstanbul

İÇİNDEKİLER

Başkan Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri'nin üçüncüsünde doktora öğrencileri ile buluştu

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

"KANAL İSTANBUL İÇİN ADIM ATMAMIZ ŞART"

Kanal İstanbul'un 11 yıllık proje olduğunu aktaran Erdoğan, bu sürecin İBB Başkanlığı yaptığı döneme dayandığını vurguladı. Kanal İstanbul için adım atmanın şart olduğunu aktaran Erdoğan, "İstanbul Boğazı'nın virajlar noktasında bir özelliği var. Gemiler bazı yerlerde dümen kilitlenmesi dediğimiz durumla karşı karşıya kalabiliyor, manevrayı yapamaz hale geldiği yerler oluyor. Biliyorsunuz birçok kere İstanbul Boğazı'nda kazalar oldu." dedi.

BAŞKAN ERDOĞAN KAZALARI BİR BİR ANLATTI

Erdoğan açıklamasının devamında yaşanan kazaları anlattı ve "En son bir Rus savaş gemisi orada maalesef bir kaza ile karşı karşıya kaldı. Bir zamanlar Romen tankeri İstanbul Selimiye'de maalesef yangınla tehdit oluşturdu. 7 ay boyunca o Romen tankeri orada yandı. Aynı zamanda Kandilli'de bir kuru yük gemisi geldi sahile bindirdi. Biz bunlardan kendimize bir şeyler çıkarmayacak mıyız? Bu felaketlerden biz de ders çıkarmamız lazım" diye konuştu.

"ELİMİZDE TEK İMKAN VARDI, O DA KANAL İSTANBUL"

İstanbul Boğazı'nda yılda 45 bin geminin geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "İstanbul Boğazı'nın bu trafiği daha fazla taşıması mümkün değil. Burada yapılan bu projeksyonlar 2050 yılında bu rakamın 78 bini bulacağını gösteriyor. Trafik devamlı artıyor. Boğazın güvenli gemi geçiş kapasitesi sadece 25 bin. Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre artan trafiği karşılamak için elimizde tek imkan vardı! O da Kanal İstanbul" dedi.

DEPREM TEHDİDİNE KARŞI KANAL İSTANBUL

"Proje kapsamında yer alan 500 bin kapasiteli Kanal İstanbul'un her iki tarafına adeta şehir kuralım dedik. Bir de böyle bir adım atalım. Her iki tarafa bunu kurarken projelendirme noktasında kalite bir şehircilik anlayışı, bir de İstanbul ve Türkiye genelinde bizim bir şehircilik planlaması dediğimiz adımlar atıyoruz. Örneğin İstanbul'un Avcılar'ında sıkıntı var. Nedir o deprem sıkıntısı. Ve biz buraya deplase edelim. Vatandaşlarımıza diyelim ki bak buyurun burada gayet güzel yaptığımız, yapmakta olduğumuz konutlar var. İstanbul'un değişik yerlerinden deprem tehdidi olan, onlara buraları çözüm olarak gösterelim ve buraya taşıyalım. Böylece hem bu tehditlerden halkımızı kurtarmış olalım hem de bu kanalık iki tarafında; öyle dikey mimari değil hedefimiz yatay mimari. Yani zemin artı 4, bilemedin zemin artı 5 daha fazla olmayacak. Böyle bir yapılanmayla hem görünümünü çok çok güzel yapacağımız bir mimariyle Kanal İstanbul'un etrafına bunu yapalım dedik" ifadelerine yer verdi.

"TOPLAM 204 UZMAN GÖREV YAPTI"

Erdoğan açıklamalarının devamında, "11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanı ile toplam 204 uzman burada görev yaptı. Bu görevin neticesinde de kanalın uzunlu 45 kilometre. Karadeniz'den Marmara'ya. Genişliği minimum 275 metre. Derinliği 20,7. Yani 21 diyelim. Böyle bir derinlik söz konusu. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin, boğaza göre 13 kat daha güvenli olacağını gösterdi. 13 kat daha güvenli bir durum söz konusu olduğuna göre, hala İstanbul Boğazı'nda direnmemize gerek var mı?" şeklinde konuştu.

Erdağan daha sonra, "Ülkemize çağ atalatacak bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. Şu anda bizim Kanal İstanbul'la hedefimiz, 1, çevre tehdididin ortadan kalkması. 2, İstanbul'daki bugüne kadar yaşanmış bütün o kazalardan filan bunlarda büyük oranda tamamen kurtulmak. 3, çok daha sağlıklı bir deniz trafiğini sağlamak. Burada bir diğer adım; İnşallah limanlarla, marinalarla bu planın bu projenin dünyada müstesna bir yeri olacak. Bunu parmakla gösterir hale inşallah getireceğiz. Bu konuda muhalefetin yaklaşım tarzı çok çok çirkin. Biz bunlara eyvallah edersek hiçbir şey yapamayız" açıklamasında bulundu.



"BU PROJESİNİN DÜNYADA MÜSTESNA BİR YERİ OLACAK"

Erdoğan daha sonra, "Ülkemize çağ atalatacak bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. Şu anda bizim Kanal İstanbul'la hedefimiz, 1, çevre tehdididin ortadan kalkması. 2, İstanbul'daki bugüne kadar yaşanmış bütün o kazalardan filan bunlarda büyük oranda tamamen kurtulmak. 3, çok daha sağlıklı bir deniz trafiğini sağlamak. Burada bir diğer adım; İnşallah limanlarla, marinalarla bu planın bu projenin dünyada müstesna bir yeri olacak. Bunu parmakla gösterir hale inşallah getireceğiz. Bu konuda muhalefetin yaklaşım tarzı çok çok çirkin. Biz bunlara eyvallah edersek hiçbir şey yapamayız" ifadelerine yer verdi.

NATO ZİRVESİYLE İLGİLİ

"NATO Zirvesi bizim için gerçekten çok çok anlamlıydı. Bu zirvenin içerisinde olan liderlerle de ben demeyi pek sevmem ancak en kıdemli lider bendim. 18 yıl geçti, her yıl birçok lider, siyasetten kopuyor ya da tekrar giremiyor. Biz milletin teveccühü sayesinde devam ettik. Bir taraftan Fransa ile ilgili sayın Macron ile yaptığım görüşme vardı. Ardından Merkel ile görüşme oldu. İspanya, Danimarka, Hollanda başbakanları ile görüştüm. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile de görüşmemiz oldu. En son görüşmem ABD Başkanı Biden ile oldu. Başarılı geçen bir görüşme oldu."



SOSYAL MEDYA BELEDİYECİLİĞİNE TEPKİ

Bizim hedefimiz "gönül belediyeciliği" iddiasıdır. Biz ona talibiz. Sosyal medya belediyeciliğiyle bizim vatandaşı kandırmamıza gerek yok. Tepeden bakan bir siyaset anlayışı olmayacak. Tevazuda Mevlana'nın ifadesiyle toprak gibi olacak. Siyasette yalan varsa, bizim buna prim vermemiz lazım.

"BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?"

Bu ara bir yalan çıktı. Katar öğrencilerini bize gönderiyormuş. Tam da YKS'den bir gün önce oluyor. Katarlı öğrencileri sınavsız şekilde tıp fakültelerine alıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşımı buna inandırma gayretini nasıl ifade edeceğiz? Anlaşılabilir mi böyle bir şey? Türkiye'nin uluslararası camiada itibarını bu denli yok etmeye çalışanlara da milletim gereken dersi verecektir.

MÜSİLAJ SORUNUYLA İLGİLİ

"Olay fabrika olduğu gibi, atık su arıtma tesislerinin bitmemesi. Herhangi bir fabrika kendi atık sularını arıtma konusunda görevini yapmıyorsa tabi ki devlet tedbirlerini almıştır, bunların üzerine gidecektir. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse YÖK süratle toplantı yaptı. Sonrasında da benim attığım adımlar oldu. Deniz suyu sıcaklığındaki yükselme, durağanlık ve kirlilik en önemli etken. Buna yerel yöneticilerin iş bilmezliğini de eklemek lazım. Silahtarağa Artıma Tesisi gibi kritik projelerin temel atmama töreni gibi yaklaşımlarla devre dışı bırakılması bunlardan bir tanesidir. Aynı vizyonsuzluğun acı sonuçlarını maalesef Haliç'ten Büyükçekmece'ye birçok yerde görüyoruz. Şov yapmak uğruna kimsenin Marmara'nın geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur. Bununla mücadelemiz devam edecektir"

YERLİ AŞIDA HEDEF EYLÜL-EKİM

"Turkovac için hedefimiz eylül, ekim gibi netice almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var. TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız, artık buradan bir netice alalım istiyoruz. Hocalarımızın bu konudaki iddiaları siyasetçi olarak bizi de ümitlendiriyor. Biz de üstümüze düşen neyse yapmaya kararlıyız. Çalışmalar, deneyler devam ediyor."

Kadınlarla ilgili çalışmalarda attığımız adımlar hızla ilerliyor. Bu da benim en önemli iftihar meselemdir. Göreve geldiğimizde yüzde 4 civarındayken parlamentodaki kadın sayısı yüzde 17 oldu. Üniversitelerdeki öğretim üyelerimiz de kadınlarda yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda. Bu cumhuriyet tarihinde görülmüş bir olay değil. İstihdam edilen kadın sayısı 6 milyon 122 binden 8 milyon 920 bine çıktı. Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 27'den 32.5'a çıkmış vaziyette.

"ENGELSİZ ÜNİVERSİTE SÜRECİNİ BAŞLATTIK"

Engelsiz üniversite sürecini başlattık. 2023'e kadar üniversitelerimiz engelli öğrenci dostu kampüslere sahip olacak.

KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 32,5'E ÇIKMIŞ DURUMDA"

Kadınlarla ilgili çalışmada attığımız adımlar hızla ilerliyor. Bu da benim en önemli iftihar vesilemdir. Burada bazı oranları size açık verme bakımından, notlarıma bakarsam yanılmamış olurum, daha isabetli olur. Göreve geldiğimizde yüzde 4 civarındayken, parlamentodaki kadın sayımızı yüzde 17'ye ulaşmış durumda. Kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 27'den yüzde 32,5'e çıkmış durumda.

"DEMOKRATİKLEŞME KONUSUNDA HERHANGİ BİR SIKINTIMIZ YOK"

Demokratikleşme konusunda herhangi bir sıkıntımız yok. İsteyen istediği gibi adımlar atıyor. Partimizden ayrılıp partilerini kuranlar da var. PKK ile iş birliği yapanlara bakın. İstediği gençleri de kaçırıp dağa kaçıranlar var. Biz bunlar rağmen süreci demokratik olarak yürütmek zorundayız.

"GENÇLERİ SEVİYORUM"

Benim gençleri anlamamak gibi bir durumumun olmasını düşünmem veya buna yermem mümkün değil. 18 yıllık süreç içerisinde ciddi manada gençler üzerinde yaptığımız yatırımlar ortadadır. Ruhu genç olan biriyim ben, gençlik harekatının içinden gelmiş biriyim ben. Sporsa spor, sanatsa sanat, tüm bunları yaşayarak geldim, hala da yaşıyorum. Gençleri seviyorum gençlerden uzak kalmam da mümkün değil.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN