FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi başarısız olunca yurt dışına kaçan hainler

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol oynayan, sivillerin şehit edilmesine ve yaralanmasına neden olan darbeciler ile onlara talimat veren bazı isimler, başarısız olduklarını anlayınca yurt dışına kaçtı.

Giriş Tarihi :14 Temmuz 2021 , 11:21 Güncelleme Tarihi :14 Temmuz 2021 , 12:04
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi başarısız olunca yurt dışına kaçan hainler

İÇİNDEKİLER

15 Temmuz ihanetinin başarıya ulaşması için sabah saatlerine kadar F-16 ve zırhlı araçların yanı sıra savaş gemilerini seyre çıkaran darbecilerden bazıları, halkın direnişi karşısında çareyi firar etmekte buldu.

Bu şekilde yurt dışına kaçan isimlerin başında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski Tuğgeneral Ali Kalyoncu geliyor.

Olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı olan Kalyoncu, sözde atama listesinde 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanı ve Ankara Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak yer aldı.

Beraberindeki darbecilerle tugayın yönetimine el koyduktan sonra faaliyetlerine başlayan Kalyoncu, tank taburuna ait zırhlı araçlarla daha önce belirlenen noktaların işgal edilmesi emrini verdi.

Bunu üzerine birliklerden bir kısmı Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne saldırdı, diğerleri ise Jandarma Genel Komutanlığını işgal eden diğer darbecilere desteğe gitti.

Kalyoncu'nun talimatıyla hareket edenler, aralarında polislerin de bulunduğu 16 kişiyi şehit etti, 265 kişiyi de yaraladı.

Yazışmalara göre, Jandarma Genel Komutanlığında halkın direnişiyle karşılaşan darbecilerin, kalabalığın dağıtılması için ısrarla istediği hava desteği, Kalyoncu tarafından olumlu karşılandı, darbecileri protesto eden vatandaşlar helikopterlerce tarandı ve 9 kişi şehit oldu.

Sabah saatlerine kadar kanlı eylemlerini sürdüren Kalyoncu, bütün çabasına rağmen başarılı olmadığını anlayınca karargahtan kaçtı.

Terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alan Kalyoncu'nun başına 4 milyon lira ödül konuldu.

GEMİLERE SEYİR EMRİ VEREN TUĞAMİRAL
Darbe girişiminin ardından soluğu yurt dışında alan darbeciler arasında eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay da bulunuyor.

"Abdurrahman" kod adını kullanan Bay, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanıcısıydı.

Darbe gecesi Donanma Komutanlığındaki savaş gemilerini seyre kaldıran Bay, bir süre sonra gemilere top atışı yapılması emrini veridi. TCG Kemalreis gemisi bu talimata uyarak Marmara Denizi'nde üç kez top atışı yaptı.

Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından Bay da sırra kadem bastı.

KARARGAHTA KENDİSİNE KARŞI ÇIKABİLECEK ASKERLERİ ALIKOYAN ALBAY
Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahındaki darbe faaliyetlerini yöneten, darbe karşıtı askerleri alıkoyan eski Albay Nuh Altınsoy da firar eden darbeciler arasında yer alıyor.

Altınsoy, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın özel kalem müdürü olarak görev yapıyordu.

15 Temmuz'un ilk saatlerinde faaliyetlerine başlayan Altınsoy, kendilerine karşı çıkabileceklerini düşündüğü askerleri alıkoymaya başladı.

Altınsoy ve beraberindekiler, ilk önce Orgeneral Çolak'ın koruma astsubaylarından Ayhan Çoban'a saldırdı.

Güvenlik kameralarının önünde yaşanan arbede esnasında Altınsoy, belindeki tabancasını aldığı koruma astsubayının ellerini ve ayaklarını bağlattı.

Sabah saatlerine kadar karargahın altını üstüne getiren Altınsoy, darbe girişiminin başarısız olduğunu anlayınca sivil kıyafetlerini giyerek karargahtan kaçtığında son kez güvenlik kameralarına yakalandı.

DARBE EMRİNİ GÜLEN'DEN ALDIĞINI EŞİNE İTİRAF EDEN ALBAY
Firar eden isimler arasında bulunan eski Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat, darbe girişiminin başlamasıyla dönemin Okul Komutanı Tuğgeneral İzzet Çetingöz'ü alıkoydu.

Polat, Türk Telekom binasını işgal etmesi için darbeci Yarbay Ömer Ergenekon'u görevlendirdi. Ergenekon ve beraberindeki askerler, Türk Telekom binasını basarak kurum çalışanlarını rehin aldı.

İlerleyen saatlerde Polat'ın emriyle 160 kursiyer subay, darbecilere destek vermeleri için eski Albay Erdoğan Kurt'un komutasında Genelkurmay Başkanlığına götürüldü.

Polat, ihanet girişiminin ardından karargahtan kaçtı. FETÖ üyeliğinden hakkında işlem yapılan İlhami Polat'ın hakim eşi Suzan Polat, etkin pişmanlıktan yararlanmak için itirafçı oldu.

Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra eşinin telaşlı şekilde eve geldiğini belirten Suzan Polat, daha sonra örgüt abileriyle görüşmek için örgüt evine gittiklerini ifade etti.

Görüşmeden sonra İlhami Polat'ın kendisine ya teslim olacağını ya da firar edeceğini söylediğini anlatan Suzan Polat, bu son görüşmesinde eşinin, "Beni affet" dedikten sonra son söz olarak, "Emir büyük yerden, Fetullah Gülen emir verdi." dediğini aktardı.

İHANETTE SINIR TANIMAYAN KORUMA ASTSUBAYI
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın koruma astsubayı Serhat Pahsa, rütbesine rağmen darbenin merkezinde yer aldı.

Örgüt içerisinde "Rauf" kod adını kullanan Pahsa, korumalığını yaptığı Akar'ın odasına kayıt cihazı koyacak kadar ihanette ileri gitti.

Darbe girişiminden önce yapılan hazırlık toplantılarındaki görev dağılımına göre Pahsa, 16 Temmuz gecesi saat 02.30'da Akar'ı evinden alıp Akıncı Üssü'ne götüren ekipte yer alacaktı.

Astsubay olmasına rağmen görüştüğü üst rütbeli subay ve generallerin karşısındaki rahat tavırları güvenlik kameralarına yansıyan Pahsa, Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın alıkonulmasını organize etti.

Pahsa, ilerleyen saatlerde Orgeneral Akar'ı alıkoyan darbeci ekipte yer aldı.

Darbeyi engellemek için karargaha giren vatandaşlardan Resul Kaptancı ve Mesut Acu'nun şehit edildiği yerde güvenlik kamerasına yansıyan darbeciler arasında Pahsa da vardı.

Gece boyunca komuta katı ve genel sekreterlik koridorlarında uzun telefon görüşmeleri yapan Pahsa, ihanet girişiminin başarısız olduğunu anlayınca karargahın kuzey nizamiyesinden kaçtı.

Pahsa'nın bilgisayarında yapılan incelemede, örgüt elebaşı Gülen'in "Aydınlık günler çok uzak değil. Kasvetli dönem muhakkak geçecek." şeklindeki notu bulundu.

Firari Pahsa, "anayasal düzeni ihlal" suçunun yanı sıra 12 kişinin şehit edilmesi ve 45 kişinin yaralanmasından sorumlu tutuluyor.

Bu isimler dışında, eski Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu, Tuğamiral Ali Suat Aktürk, tuğgeneraller Mehmet Zeki Kıralp ve Mehmet Nail Yiğit, Albay Tevfik Gök ile helikopterle Yunanistan'a kaçan eski binbaşılar Gencay Büyük, Ahmet Güzel, eski yüzbaşılar Abdullah Yetik, Feridun Çoban, Süleyman Özkaynakçı, Uğur Uçan ile eski başçavuşlar Bilal Kurugül ve Mesut Fırat da darbe girişiminden sonra firar edenler arasında bulunuyor.

FETÖ'NÜN FİRARİ SİVİLLERİ
FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında yakalama kararı olan, aralarında örgütün tepe yöneticilerinin de bulunduğu siviller firari olarak kayıtlarda yer alıyor.

Bu isimlerin başında ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki malikanesinde örgütü yöneten elebaşı Fetullah Gülen geliyor.

17/25 Aralık kumpas soruşturmalarıyla 15 Temmuz darbe girişiminin talimatını bizzat verdiği ortaya çıkan Gülen hakkında, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "anayasal düzeni ihlal", "kasten öldürme" gibi suçlardan açılan davalar bulunuyor.

Terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alan Gülen'in başına 4 milyon lira ödül konuldu.

Darbe girişimini Akıncı Üssü'nde yöneten örgütün sivil imamlardan Adil Öksüz de 15 Temmuz'dan sonra kayıplara karışan FETÖ yöneticilerinden.

Öksüz'ün, ihanet girişiminden 4 gün önce darbe planını Gülen'in onayına sunduğu, hakkında hazırlanan iddianamede yer aldı.

Girişimin bastırılmasının ardından kaçarken yakalanan Öksüz, sorgusunda Kahramankazan'a "arsa bakmaya" gittiğini iddia etti.

Öksüz, sulh ceza hakimliğince serbest bırakıldıktan sonra Ankara'dan İstanbul'a geçti.

Sakarya Akyazı'daki kayınpederinin evine 19 Temmuz'da giden Öksüz'ün izine bu tarihten sonra rastlanmadı.

Öksüz, 15 Temmuz gecesi Türkiye genelinde yaşanan terör olaylarından sorumlu tutuluyor.

GÜLEN'İN ÖRGÜT ÜZERİNDEKİ GÖLGESİ
Elebaşı Gülen öldükten sonra yerine geçeceği söylenen ve "Gülen'in örgüt üzerindeki gölgesi" olarak bilinen, örgütün sözde "Türkiye imamı" Mustafa Özcan da sivil firarilerden.

Örgütün sözde İstanbul ve Balkan ülkeleri imamlığı, ardından "hususi hizmetler" kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem imamlığını yapan Özcan, daha sonra örgütün finans kurumlarından Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

"FETÖ çatı davası" iddianamesinde, Özcan'ın örgüt mensupları da dahil çok sayıda kişinin özel hayatına ilişkin bilgi ve görüntüleri gerektiğinde kullanmak üzere arşivlediğine yer verildi.

Özcan, örgütün emniyet imamı "Kozanlı Ömer" kod Osman Hilmi Özdil ile Balyoz, Ergenekon, İzmir casusluk davaları ile 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarını planladı.

Bu faaliyetlerinden dolayı örgütün sözde tayin ve atamaların yanı sıra para akışı gibi konular Özcan'ın sorumluluğuna verildi.

Türkiye'nin farklı illerinde hakkında soruşturmalar açılan Özcan, İçişleri Bakanlığının Terörden Arananlar Listesi'nde 10 milyon lira ödülle kırmızı kategoride yer alıyor.

DİĞER FİRARİ SİVİL İMAMLAR
Söz konusu isimlerin yanı sıra örgütün karar mercisi sözde "başyüceler" olarak bilinen yapılanmasında yer alan sivillerden, örgütün yurt dışındaki eğitim kurumlarından sorumlu Ali Ursavaş, örgüt denetçisi İsmet Aksoy, atama işlerini yürüten Mehmet Erdoğan Tüzün, irşat imamı Bahattin Karataş, Alevilerden sorumlu imam Süleyman Uysal, Gülen'in ev arkadaşı Suat Yıldırım, örgütün eğitim yapılanmasının temelleri atan Halit Esendir, akademik yapılanmadan sorumlu imam Şerif Ali Tekalan, örgüt finansörü Hamdi Akın İpek, Zaman gazetesi eski yayın müdürü Ekrem Dumanlı ile kumpas soruşturmalarını yürüten savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç, Muammer Akkaş ile elebaşı Gülen'in avukatlarından Nurullah Albayrak, Adnan Şeker ve Talha Aksoy da firari durumda.